Güzel bir yaz geçirdik bu yıl. Deniz, kum, güneş... Öyle mi? Değil elbet. Müthiş bir döviz şoku yaşadık. Döviz kurları ile yattık kalktık. Kafamızı toplayamadık. Terör bir taraftan, Suriyeliler bir taraftan, döviz bir taraftan derken bir hengame ile geçti gitti yaz. Bir de kentimizin trafik sorunu ve uzun bayram tatili de eklenince, iyice geldiler soldan soldan...
Okulların açılması ile boşalan gemi trafiği biraz stresimizi azaltsa da bozulan ekonomi halen halkımızı gelecek tayininde sınıfta bırakıyor. Bunun verdiği düşünceli hallerde negatif elektriği şehrimize zerk ediyor.
Sokakları paylaştığımız can dostlarımız için de yaz oldukça zorlu geçti. Sıcak günlerde bırakın serinlemeyi, içecek su bile bulamadıkları sokaklarımız oldu. Bir tas suyu çok gördük bazı sokaklar da onlara. Bazılarımız da onlar için köşelere konan suları döktüler. Kediler, köpekler, kuşlar bu yaz da her zaman olduğu gibi bir damla suya muhtaç kaldılar birçok yerde. Her gün on liraya sigara alanlar, bedava suyu esirgediler, görünce tekmelediler, araçlar ile üzerlerinden geçtiler. Ne yazık ki bu yaz ülkenin çeşitli yerlerinden youtube sitesine yüklenen videolarda izledik bu yazdıklarımı. Yazık biz insanoğluna.
Pazartesi günü hem temel eğitim hem de üniversite eğitimi start alıyor bir kez daha. Çocuklarımıza, gençlerimize hayvan sevgisini aşılamak için bir kez daha fırsat geçecek değerli eğitimcilerimizin eline. İnsanın içine insan sevgisini vermenin yegane yolu ilk olarak insana doğayı sevdirmektir. Bu sevgi yanında hayvan sevgisini de getirecektir ki hayvanları seven bir kişi insanları da sevecektir. Ancak, toplumun içinden ne yazık ki çıkan hayvan düşmanları ile bu tez çürümekte. Hani diyoruz ya; “EĞİTİM ŞART”.
Kış sezonu ile birlikte tam dokuz ay sürecek olan bir de televizyon dizileri koşturmacası başlayacak. Her gece en az iki dizi seyredecek aileler çoluk çocuk. Beyinler yıkanacak bu kış gecelerinde. Aile içi şiddeti görecek çocuklarımız, çarpık ilişkileri toplumun bir parçası sanacaklar, insan öldürmek sıradan olarak gösterilecek ve arsızlar uğursuzlar dolandırıcı hırsızlar süper kahraman gibi gözümüze sokulacak. Çocuklarımız aşağılanmış erdemlerin yerine arsızlığı öğrenecekler, toplum üstü görecekler kendilerini. Büyüdükleri zaman kendilerini o dizilerde gördükleri gibi hayatların beklediğini hayal edecekler ve hep entrika içinde olmaya çalışacaklar. Oysa ki Tolstoy okusalar bu yıl kış gecelerinde dizi izlemek yerine. Gonçarov’unOBLOMOV’unu tanısalar. Aytmatov’dan Toprak Ana’yı, Gün Olur Asra Bedel’i okusalar, o dünyalarda gezinseler. Dostoyevski’den Suç ve Ceza’yı okusalar ve Raskalnikov’un aslında vahşi bir katil olmasına rağmen nasıl da vicdanına yenik düştüğüne tanıklık etseler... Kötü mü olur sizce? Bence olmaz... Yapılması gereken bu bence. Toplumsal ahlakımızı çökerten o dizilerden ailelerimizi uzak tutabilirsek geleceğimizi de garanti altına almış oluruz. Teşvik edin çocuklarınızı kitap okumaya. Öncelikle siz başlayın ve onlara örnek olun. Kapatın televizyonları. Sadece haber izlemek için basın o düğmeye ve zapp denilen illeti yapmayın. Unutmayın; çocuklarınız için hayatta ki ilk rol model sizsiniz.
Kış sezonu ile birlikte tam dokuz ay sürecek olan bir de televizyon dizileri koşturmacası başlayacak. Her gece en az iki dizi seyredecek aileler çoluk çocuk. Beyinler yıkanacak bu kış gecelerinde. Aile içi şiddeti görecek çocuklarımız, çarpık ilişkileri toplumun bir parçası sanacaklar, insan öldürmek sıradan olarak gösterilecek ve arsızlar uğursuzlar dolandırıcı hırsızlar süper kahraman gibi gözümüze sokulacak. Çocuklarımız aşağılanmış erdemlerin yerine arsızlığı öğrenecekler, toplum üstü görecekler kendilerini. Büyüdükleri zaman kendilerini o dizilerde gördükleri gibi hayatların beklediğini hayal edecekler ve hep entrika içinde olmaya çalışacaklar. Oysa ki Tolstoy okusalar bu yıl kış gecelerinde dizi izlemek yerine. Gonçarov’unOBLOMOV’unu tanısalar. Aytmatov’dan Toprak Ana’yı, Gün Olur Asra Bedel’i okusalar, o dünyalarda gezinseler. Dostoyevski’den Suç ve Ceza’yı okusalar ve Raskalnikov’un aslında vahşi bir katil olmasına rağmen nasıl da vicdanına yenik düştüğüne tanıklık etseler... Kötü mü olur sizce? Bence olmaz... Yapılması gereken bu bence. Toplumsal ahlakımızı çökerten o dizilerden ailelerimizi uzak tutabilirsek geleceğimizi de garanti altına almış oluruz. Teşvik edin çocuklarınızı kitap okumaya. Öncelikle siz başlayın ve onlara örnek olun. Kapatın televizyonları. Sadece haber izlemek için basın o düğmeye ve zapp denilen illeti yapmayın. Unutmayın; çocuklarınız için hayatta ki ilk rol model sizsiniz.