Bu gün ne yazacağım diye düşünürken..
Belediye otobüsünde karşımdaki koltukta oturan bayan sağ olsun çok yardımcı oldu..
Ç 11. G hattındayız.. otobüs tam dolu değil, boş koltuklar da var..
Sakin sakin başlayan yolculuk, otobüsün duraktan aldığı yeni bir yolcu ile bozuldu..
Türbanlı bir hanım efendi bindi..
Geldi şoförün arka bölümündeki 311ü ters koltuğa oturdu..
Yani.. Yüzü otobüsün içine dönük.. Ben de tam karşısındayım..
Otobüste mini ekrandan reklam görsellerinin yanı sıra verilen komik videoları izliyorum..
Ama bu ekranlarda ses yok biliyorsunuz..
Birden bu bayan arkadaşın adeta çamurda yürüyüşü andıran sakız çiğnemesi ile irkildim..
Bu günün konusunu yarattı işte..
Ses bir öfke refleksi yarattı ben de..
'Cakkudu cukkudu çigneme şunu..' diyesim var..
Ama bayanın türbanlı olmasından çekiniyorum..
Hani uyarım ideolojik bir mesele haline getirilirse diye kaygılıyım..
Bunun kötü örneklerini daha önce yaşadım çünkü..
Sabretmekte kararlıyım.. Bir 'La havle' çekip, başımı yana çeviriyorum..
Ama benim başımı çevirmem, durumu kurtarmıyor.
Çünkü.. Cıvık bir çamurda yürüyüş sesi çıkartan sakız sesi bir türlü kesilmiyor..
Öfkelenmeye başlıyorum.
'Ülen kadınnn.. Hem türbanlısın hem de görgüsüz.. yeter beeee!' diye bağırasım var..
Bir anda iki elim ile sakız çiğneyen bayanın ağzını açıp ve sakız zorla almak gibi bir tehlikeli bir düşünce oluşuyor beynim de..
Sabır etmeye çalışıyorum ama ses dayanılmaz halde..
Anlasın diye bayana doğru sert sert bakıyorum ama o tınmıyor bile..
Geviş getirerek çiğniyor, hani kalabalık olmasa patlatacak bile..
Ya kızım.. Toplum içerisinde yapmamız ve yapmamamız gerekenler, kendi sınırlarımızı belirttiğimiz durumlar ve karşı taraftan saygı beklediğimiz zamanlar vardır.
Kimse öğretmedi mi sana?..
Belki ilk bakışta çokta önemli gibi görünmeyen sakız çiğneme yakası, bir gün başına bela olabilir..
Ben ağzımı bozmuyorum ama bir başkası farklı bir muamele yapabilir sana..
Içimden kırmızı noktalı sözcükler geçmeye başladığını fark edince, dikkatimi çantama yöneltiyorum..
Bir not defteri bir de fotoğraf makinesi var..
Not defterine bir göz atıp kendimi oyalayacağım güya..
Mümkün değil.. Sakız sesi kulaklarımı tırmalıyor.. Bölge trafik önüne geldiğimiz de, "Sık dişini Ahmet, geldik işte!' diyorum kendime..
Kadının çenesi de hiç yorulmuyor..
20 dakikadan beri çakk cakkk..
İnecekmiş gibi yaparak arka kapıya doğru kalkıyorum.. bir süre öyle devam ediyoruz..
Otobüs İbrahim Bodur Lisesi önündeki durağa gelince atıyorum kendimi..
Off beee. Kurtuldum, dünya varmış..
Gidecek daha yolum var ama olsun, yürüyeceğim..
Ben kavgasız gürültüsüz otobüstün indiğime şükrediyorum.
Şimdi bu sakız yakasını niye yazdım.. Otobüste sakız, beni müthiş sinirlendirdi..
Hem de öyle böyle değil.. Hani insan kendisini zapt etmese, karşısındakinin ağzını patiska gibi yırttıracak gibi kötü bir duygunun oluşmasına yol açıyor..
Toplum içinde sakız çiğneyen bayanların zihinlerde yarattığı yanlış tanımlamalara girmiyorum bile.. Feminist enternasyonalist dalga ile siyasal islamcı cemaat alınmasın ama..
Erkekte aranmasa da bir bayanda zarafet, estetik ve şıklık aranır..
Sigara bu bütünlüğü, armoniyi bozan bir detay..
Ancak bayanların toplum içinde sesli olarak sakız çiğnemelerine 'Hayır!' diyorum..
Sabrın sonu ile..
YAZARLAR
Yayınlanma: 08 Kasım 2022 - 08:45
Sabır.. nereye kadar…
Bu gün ne yazacağım diye düşünürken
YAZARLAR
08 Kasım 2022 - 08:45
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir