Geçen hafta yine anlamsız söylemlerden biri ile karşı karşıya kaldık gayrimenkul sektörü açısından; “Gayrimenkulü yatırım aracı olmaktan çıkaracağız?” dedi aklı evvellerden biri. Herhalde komünizme geçmeyi planlıyoruz veyahut ciddi bir devalüasyon ile vatandaşların gayrimenkul alımının önünü tamamen kesip gecekondularda yaşamaya mahkum edeceğiz. Açıkçası farklı bir metot benim aklıma gelmiyor çünkü daha önce de yazılarımda yazdığım üzere bu ülkenin en önemli yatırım araçlarından biri her zaman gayrimenkul olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Zorla ve yasaklarla gayrimenkulü yatırım aracı olmaktan çıkarmak mümkün müdür? Evet mümkündür; tapu harçlarını arttırırsınız, gelir vergisi yönünden vatandaşa nefes aldırmazsınız, kiraları saçma sapan KHKlar ile sınırlandırırsınız, konut kredisi şartlarını zorlaştırırsınız ve trübünlere oynayarak gayrimenkul piyasasını kitlersiniz. Bunun etkisi ise kiraların artması ile kendisini gösterir ve kiralar artarsa gayrimenkul fiyatları daha da artar. Hedef neydi gayrimenkul yatırım aracı olmaktan çıkacaktı da sonuç ne oldu? Gayrimenkul fiyatları arttı, bu durumda gayrimenkul yine yatırım aracı vasfını korumaya devam etti.
Gayrimenkul fiyatlarını ekonomiden bağımsız hareket eden bir unsurmuş gibi görebilme körlüğü herhalde bizim yöneticilerimizde mevcut sadece. Sanırsınız ki sadece gayrimenkul fiyatları artıyor da diğer her şeyin fiyatı sabit kalıyor. Doğru söylem gayrimenkulden bağımsız ekonomik istikrar üzerine olmalıydı amma velakin herkes Mersin’e giderken biz tersine gitmeyi milliyetçilik olarak yuttururken süreç o şekilde de olmuyor, olamıyor. Çözüm gayrimenkulü yatırım aracı olmaktan çıkarmak değil, çözüm gayrimenkul almayı ulaşılabilir kılmaktır. Bunun için kilit nokta ise vatandaşın alım gücünü arttırmaktır ki bu da enflasyonun kontrol altına alınması ile sağlanabilir.
Gayrimenkul özelinde arzın arttırılmadığı her çözüm fikri boşa çekilmiş kürektir. Arzı arttırmanın yolu ise imar planlarında değişiklik değil stabil ekonomi ile müteahhidin ve vatandaşın önünü açmaktır. Yani demirin tonu, laminantın metretülü, arsa fiyatlarının artışı, betonun kilogramı rüzgarda savrulan yaprak gibi bir aşağı bir yukarı ama daha çok yukarı gittikçe arzın artması ya da fiyatların sabit kalması mümkün değildir. Bu durumda gayrimenkul fiyatlarının da enflasyona bağlı olarak artmaya devam etmesi kaçınılmazdır. Ha siz kira gelirini kontrol almaya çalışabilirsiniz veya paranın gayrimenkule kaymasını kısmi önleyebilirsiniz de bu tamamen çok kısıtlı bir müdahale olmaktan öteye gidemez. Zira para gayrimenkule gitmesin diye faizleri arttırmak durumunda kalırsınız ki şu an hali hazırda mevduat faiz oranları bankadan alacağınız özel oranlar ile %35’in üzerinde seyrediyor. Yani 3 milyona bir ev alıp oturmak yerine kur korumalı olarak bankaya yatırırsanız yaklaşık aylık 85.000 TL faiz alırsınız. Bunun 15.000 TL’sini kiraya verip 65.000 TL’sini cebe atabilirsiniz. 3 milyona bir ev alsanız yaklaşık alacağınız kira geliri 13 – 15 bin lira arası olacaktır ya da o kadar kirayı vermekten kurtulacaksınızdır. Bu durumda o parayı çevirme yeteneğine sahip kişiler evet gayrimenkul alıp oturmayacaktır ama gayrimenkul alıp satma fikrini de terk etmeyecektir. Uygun fiyatlı yerleri alıp satmak için bekler pozisyona geçecektir. Yani normal vatandaşın ev almasını kolaylaştırmak yerine hali hazırda parası olanın işini daha da kolaylaştırmaktan başka işe yaramayan bir sonuç üretmiş olacaksınızdır. E hani hedef gayrimenkulü yatırım aracı olmaktan çıkarmaktı? Sonuç; gayrimenkul yine yatırım aracı oldu.
Velhasıl işin özü popülist ve içi boş söylemlerin gayrimenkul üzerinde bir etkisi olmayacağıdır. Siz adam gibi ekonomiyi yönetmediğiniz sürece bu ülke fakirleşecek, ülke fakirleştikçe vatandaş da fakirleşmeye devam edecektir. Fakirleşen bir ülkede ise yaşam standartları yükselmeyecek bilakis o standartlar daha da geriye giderek üst gelir grubu ile alt gelir grubu arasındaki fark açılmaya devam edecektir. Bakınız Arjantin’in düştüğü durum. Arjantin uzak bilmiyoruz derseniz bir zahmet Artvin’den Gürcistan’a geçin ve etrafınıza şöyle bir bakın. Hoş adamların parası bile bizimkinden 8 kat daha değerli ama yaşam standardı anlamında hala gerideler. Bu hızla gidersek yakında o konuda da adamları yakalarız gibi duruyor. Ve sonuç olarak biz ne yaparsak yapalım, ne söylersek söyleyelim çoğunluğun hayata bakış açısı ülkemizin yönetim anlayışının özüdür. Bu sebeple fakir olmaktan mutluluk duyduğumuz sürece böyle “Gayrimenkulü yatırım aracı olmaktan çıkaracağız?” tarzı saçma söylemler bizi mutlu etmeye devam edecektir. Musmutlu günlerimiz olması dileğiyle…
YAZARLAR
Yayınlanma: 23 Mayıs 2023 - 08:00
Saçma Söylemler Ülkesi
Geçen hafta yine anlamsız söylemlerden biri ile karşı karşıya kaldık gayrimenkul sektörü açısından; “Gayrimenkulü yatırım aracı olmaktan çıkaracağız?” dedi aklı evvellerden biri
YAZARLAR
23 Mayıs 2023 - 08:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir