2020-2021 adli yılı dün itibariyle başladı. Çanakkale Barosu tarafından yeni adli yıl açılışı nedeniyle dün saat 10:30’da Cumhuriyet Meydanı’nda çelenk koyma töreni düzenlendi. Törende konuşan Çanakkale Baro Başkanı Bülent Şarlan; “Demokratik ve özgür bir toplum için öncelikle korunması gereken ilke, hukuk devleti ilkesidir. Bunun anahtarı da bağımsız, her türlü siyasi kimlikten arınmış, çalışkan, ilkeli, vicdan ve liyakat sahibi bir yargı sistemidir” dedi.
2020-2021 adli yılı 1 Eylül itibariyle başladı. Yeni adli yılla birlikte adalet hizmetlerinde bazı yenilikler de hayata geçirilecek. Yaklaşık 10 yıl aradan sonra asliye ceza mahkemelerinin duruşmalarına savcı yeniden katılacak. Müstakil infaz hâkimlikleri kurulacak. Ayrıca adliyelerde koronavirüs tedbirleri de titizlikle uygulanacak. Yeni adli yıl nedeniyle dün saat 10:30’da Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen çelenk koyma töreninin ardından konuşan Çanakkale Baro Başkanı Bülent Şarlan, yeni adli yılın avukat, hakim, savcı, yargı çalışanlarına ve tüm vatandaşlara hayırlı olmasını dilediğini belirtti. Başkan Şarlan konuşmasının devamında şunları söyledi; “Öncelikle, adalet, savunma ve hak arama mücadelesi verirken görevleri başında vefat eden başta şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz olmak üzere ebediyete intikal etmiş meslektaşlarıma ve tüm yargı çalışanlarına Allah’tan rahmet diliyor, bu vesileyle terörün her türlüsünü bir kez daha lanetliyorum. Mesleğine ve görevlerine yeni başlayan avukat, hakim ve savcılarımıza başarılar diliyorum. Şüphesiz ki hukukun üstün olmadığı yerde, hukuk dışı yollar gelişir. Vatandaşların ülkesine ve geleceğine olan umudu azalır; yatırımlar güçsüzleşir; ekonomi zayıflar; birlik ve beraberlik duygusu yitirilir. Hukuk sisteminin çökmesinden beslenecek olan güçler için bu ortam cömert bir fırsat haline dönüşür. Bunların sonucu olarak eğitim, sağlık, ulaşım ve ticaret hizmetleri aksar; millet, bundan beslenenlere muhtaç hale gelir. Bu sebepledir ki başta özgürlüğümüz olmak üzere sahip olduğumuz her değerin temeli, hukuktur. Demokratik ve özgür bir toplum için öncelikle korunması gereken ilke, hukuk devleti ilkesidir. Bunun anahtarı da bağımsız, her türlü siyasi kimlikten arınmış, çalışkan, ilkeli, vicdan ve liyakat sahibi bir yargı sistemidir. Dünyada hayat standardı yüksek, vatandaşlarının kendisini güvende hissettiği, huzurlu toplumsal yaşamın olduğu ülkelerin, yargı sistemi oturmuş ülkeler olması tesadüf değildir. İdeal hukuk düzeni için savunma çok önemlidir. Dünya hukuk tarihine geçen iddianameler yoktur ancak, dünya hukuk tarihine geçen savunmalar vardır. Her ülkede hukuk düzeni vardır, ancak etkin bir savunma ve güçlü Avukatlık yalnızca demokrasiyi özümsemiş medeni ülkelerde mevcuttur. Günümüzde ülkelerin gelişmişliği, insan haklarına ve bağımsız yargısına verdiği önemle orantılıdır. Yargı bağımsızlığı ise o ülkede avukata verilen değerle ve yargı içerisinde savunmanın etkinliği ile ölçülebilir. Yani yargı içerisinde savunma ne kadar etkin ise yargı o derece bağımsızdır.” “Ankara’da yaşadıklarımız içler acısıdır” “Avukatlık Kanunu’nda yapılan ‘Çoklu Baro Değişikliği’ sürecinde Ankara’da yaşadıklarımız içler acısıdır. Baro başkanları, ülkesinin başkentine Anıtkabir ziyareti için alınmamış, 27 saat güneşin ve yağmurun altında tutulmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisine kesintisiz 4 gün boyunca sokulmamıştır. Oysa bilinmelidir ki avukata gösterilen saygı, hak arayan vatandaşa saygıdır. Defalarca dile getirdiğimiz üzere çoklu baro sistemi, birlik olması gereken bir meslek grubunu, siyasi kimlik ve ideolojik emeller ile bölme, birini diğerine ‘ötekileştirme’ sonucunu doğuracaktır. Hukuk devleti ve bağımsız yargı ilkeleri ile bağdaşan hiçbir yanı bulunmamaktadır. Savunmayı ve savunmaya duyulan güveni güçsüzleştirmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle bu yanlışlığın etkilerini Çanakkale de yaşayan meslektaşlarımda yakın zamanda görmeye başlayacaktır. Avukatlık Kanunun 76 ve 95.maddesi açıktır. Bu maddeler Barolara, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak görevlerini yüklemektedir. Çanakkale Barosu’nun dün olduğu gibi bugün de Cumhuriyet’in kurucu değerlerine, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olmak, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine getirmede öncü olmak, demokrasinin gelişmesine ve iyileşmesine katkı sağlamak, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak görevleri bulunmaktadır. Bu bilinçle bizler de çalışmalarımıza devam edeceğiz.” “Çocuklar ve kadınlar istismar edilmesin, öldürülmesin” “Yeni adli yılda, çocukların ve kadınların istismar edilmediği, şiddet görmediği, cinayete kurban gitmediği bir ülke istiyoruz. Yaşanılanların ne telafisi ne de unutulması mümkündür. Bu suçların önlenmesinin ilk kuralı zihniyet değişikliği, ikincisi ise sahip olduğumuz yasal düzenlemelerin objektif biçimde uygulanmasıdır. Gelinen aşamada İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğünün tartışılması son derece vahimdir. Belirtmek isterim ki bu vakıaların sayısındaki artış, insanların ve bilhassa kadınlarımızın kendilerini güçsüz ve çaresiz hissetmesi, her yıl sesimizi duyurmak için verdiğimiz çabaların yöneticilerden ve yetkililerden yeterli destek görememesi üzüntü kaynağıdır. Bir diğer üzüntü kaynağımız bugün tahrip edilen ama kökten yok edilmeye çalışılan Kazdağları ile yangınlarla yok olan ormanlarımızdır. Biz çevreye duyarlı tüm meslektaşlarımızla doğamızı, çevremizi ve Kazdağlarını korumaya, bu konuları gündemde tutmaya, toplumsal değerlerimizin zarar görmemesi için tüm Kurullarımız, Komisyonlarımız ve meslektaşlarımızla birlikte çalışmaya yılmadan devam edeceğiz. Yeni adli yılda da Çanakkale Barosu olarak; evrensel hukuk ilkelerine, hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına, hukuk devletine, insan haklarına ve savunma hakkına sonuna kadar sahip çıkacağız. Yeni adli yılda da biz avukatlar, her zamanki gibi hakkın ve adaletin tarafındayız ve bunlar için mücadeleye devam edeceğiz. Yeni adli yılda da Atatürk'ün kurduğu tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nde, cumhuriyetin temel ilkelerine, laik, sosyal, hukuk devletine sonuna kadar sahip çıkacağız. Hukuk devleti olmanın gereklerini yerine getiren ve getirmeye devam edecek olan herkese yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.”
2020-2021 adli yılı 1 Eylül itibariyle başladı. Yeni adli yılla birlikte adalet hizmetlerinde bazı yenilikler de hayata geçirilecek. Yaklaşık 10 yıl aradan sonra asliye ceza mahkemelerinin duruşmalarına savcı yeniden katılacak. Müstakil infaz hâkimlikleri kurulacak. Ayrıca adliyelerde koronavirüs tedbirleri de titizlikle uygulanacak. Yeni adli yıl nedeniyle dün saat 10:30’da Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen çelenk koyma töreninin ardından konuşan Çanakkale Baro Başkanı Bülent Şarlan, yeni adli yılın avukat, hakim, savcı, yargı çalışanlarına ve tüm vatandaşlara hayırlı olmasını dilediğini belirtti. Başkan Şarlan konuşmasının devamında şunları söyledi; “Öncelikle, adalet, savunma ve hak arama mücadelesi verirken görevleri başında vefat eden başta şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz olmak üzere ebediyete intikal etmiş meslektaşlarıma ve tüm yargı çalışanlarına Allah’tan rahmet diliyor, bu vesileyle terörün her türlüsünü bir kez daha lanetliyorum. Mesleğine ve görevlerine yeni başlayan avukat, hakim ve savcılarımıza başarılar diliyorum. Şüphesiz ki hukukun üstün olmadığı yerde, hukuk dışı yollar gelişir. Vatandaşların ülkesine ve geleceğine olan umudu azalır; yatırımlar güçsüzleşir; ekonomi zayıflar; birlik ve beraberlik duygusu yitirilir. Hukuk sisteminin çökmesinden beslenecek olan güçler için bu ortam cömert bir fırsat haline dönüşür. Bunların sonucu olarak eğitim, sağlık, ulaşım ve ticaret hizmetleri aksar; millet, bundan beslenenlere muhtaç hale gelir. Bu sebepledir ki başta özgürlüğümüz olmak üzere sahip olduğumuz her değerin temeli, hukuktur. Demokratik ve özgür bir toplum için öncelikle korunması gereken ilke, hukuk devleti ilkesidir. Bunun anahtarı da bağımsız, her türlü siyasi kimlikten arınmış, çalışkan, ilkeli, vicdan ve liyakat sahibi bir yargı sistemidir. Dünyada hayat standardı yüksek, vatandaşlarının kendisini güvende hissettiği, huzurlu toplumsal yaşamın olduğu ülkelerin, yargı sistemi oturmuş ülkeler olması tesadüf değildir. İdeal hukuk düzeni için savunma çok önemlidir. Dünya hukuk tarihine geçen iddianameler yoktur ancak, dünya hukuk tarihine geçen savunmalar vardır. Her ülkede hukuk düzeni vardır, ancak etkin bir savunma ve güçlü Avukatlık yalnızca demokrasiyi özümsemiş medeni ülkelerde mevcuttur. Günümüzde ülkelerin gelişmişliği, insan haklarına ve bağımsız yargısına verdiği önemle orantılıdır. Yargı bağımsızlığı ise o ülkede avukata verilen değerle ve yargı içerisinde savunmanın etkinliği ile ölçülebilir. Yani yargı içerisinde savunma ne kadar etkin ise yargı o derece bağımsızdır.” “Ankara’da yaşadıklarımız içler acısıdır” “Avukatlık Kanunu’nda yapılan ‘Çoklu Baro Değişikliği’ sürecinde Ankara’da yaşadıklarımız içler acısıdır. Baro başkanları, ülkesinin başkentine Anıtkabir ziyareti için alınmamış, 27 saat güneşin ve yağmurun altında tutulmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisine kesintisiz 4 gün boyunca sokulmamıştır. Oysa bilinmelidir ki avukata gösterilen saygı, hak arayan vatandaşa saygıdır. Defalarca dile getirdiğimiz üzere çoklu baro sistemi, birlik olması gereken bir meslek grubunu, siyasi kimlik ve ideolojik emeller ile bölme, birini diğerine ‘ötekileştirme’ sonucunu doğuracaktır. Hukuk devleti ve bağımsız yargı ilkeleri ile bağdaşan hiçbir yanı bulunmamaktadır. Savunmayı ve savunmaya duyulan güveni güçsüzleştirmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle bu yanlışlığın etkilerini Çanakkale de yaşayan meslektaşlarımda yakın zamanda görmeye başlayacaktır. Avukatlık Kanunun 76 ve 95.maddesi açıktır. Bu maddeler Barolara, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak görevlerini yüklemektedir. Çanakkale Barosu’nun dün olduğu gibi bugün de Cumhuriyet’in kurucu değerlerine, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olmak, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine getirmede öncü olmak, demokrasinin gelişmesine ve iyileşmesine katkı sağlamak, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak görevleri bulunmaktadır. Bu bilinçle bizler de çalışmalarımıza devam edeceğiz.” “Çocuklar ve kadınlar istismar edilmesin, öldürülmesin” “Yeni adli yılda, çocukların ve kadınların istismar edilmediği, şiddet görmediği, cinayete kurban gitmediği bir ülke istiyoruz. Yaşanılanların ne telafisi ne de unutulması mümkündür. Bu suçların önlenmesinin ilk kuralı zihniyet değişikliği, ikincisi ise sahip olduğumuz yasal düzenlemelerin objektif biçimde uygulanmasıdır. Gelinen aşamada İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğünün tartışılması son derece vahimdir. Belirtmek isterim ki bu vakıaların sayısındaki artış, insanların ve bilhassa kadınlarımızın kendilerini güçsüz ve çaresiz hissetmesi, her yıl sesimizi duyurmak için verdiğimiz çabaların yöneticilerden ve yetkililerden yeterli destek görememesi üzüntü kaynağıdır. Bir diğer üzüntü kaynağımız bugün tahrip edilen ama kökten yok edilmeye çalışılan Kazdağları ile yangınlarla yok olan ormanlarımızdır. Biz çevreye duyarlı tüm meslektaşlarımızla doğamızı, çevremizi ve Kazdağlarını korumaya, bu konuları gündemde tutmaya, toplumsal değerlerimizin zarar görmemesi için tüm Kurullarımız, Komisyonlarımız ve meslektaşlarımızla birlikte çalışmaya yılmadan devam edeceğiz. Yeni adli yılda da Çanakkale Barosu olarak; evrensel hukuk ilkelerine, hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına, hukuk devletine, insan haklarına ve savunma hakkına sonuna kadar sahip çıkacağız. Yeni adli yılda da biz avukatlar, her zamanki gibi hakkın ve adaletin tarafındayız ve bunlar için mücadeleye devam edeceğiz. Yeni adli yılda da Atatürk'ün kurduğu tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nde, cumhuriyetin temel ilkelerine, laik, sosyal, hukuk devletine sonuna kadar sahip çıkacağız. Hukuk devleti olmanın gereklerini yerine getiren ve getirmeye devam edecek olan herkese yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.”