Kendi elimizle kendimizi baltalıyoruz. Başkalarına hacet yok ki, hepsi bizde. İçimizde ki hainde. Hain kimdir içimizde, koynumuzda yatan? Hain: Nefsimizdir. Bizleri tuzaklara çeken, önemsiz işleri önemli gibi gösteren, durmadan, bıkmadan bizi üzmek isteyen nefstir. İlk etapta size yapacak olduklarınızı süslü gösterir. Her işi Allah’ın zıttı olduğu için, sınırı aşmanızı ister. Alkol alan birisiniz, aşırıya kaçmanızı çok sever ve buna çanak tutar. Kız arkadaşınızdan ayrılmışsınızdır. Dünyanın sonu gelmiş gibi düşünceler fısıldar ve onu dinlediğiniz süreç içerisinde mutsuz ve üzgün olursunuz. Bu her koşulda böyledir. Hayırlı yapmak istediğiniz ne varsa engel olur. Aşırıya kaçmanız içindir tüm çabası. Her şeyde aşırılığı çok sever nefs. Gündelik işlerinizde de size fayda getirmeyecek işler yaptırır. Sizi oturtur telefonun başına. Bir bakmışsınız, saatler geçmiş. Kah oyun oynatır, kah sosyal medyada gezinirsiniz, kah alışveriş sitelerinde dolanırsınız. Geriye dönüp baktığınızda elle tutulur hiçbir şeyiniz olmaz. Size fayda getirecek işler yaptırmaz. Kafanı dağıt biraz der ve boş işlerle oyalar. Zamanınızı çalar. Başkası değil, kendi nefsinizdir sizden çalan. En büyük hırsız nefs. Başkasında aramayın. Kendi içinize dönün. İyi de kötü de içinizde. Ne zaman aşırılık var, orada Rabbim kullarını uyarır. Fazla televizyona baksanız başınız ağrır. Alışverişi fazla kaçırsanız yorgunluk hissi verir. Aşırı yemek yeseniz mideniz rahatsızlanır.. gibi. Kendimizi bu hallere getirmeden kararında bırakmaktır en güzeli. Dozunu, sınırını iyi ayarlamak önemlidir. Tabi ki anlayanlara, görmek isteyenlere, idrak edenlere net bir davettir bu küçük uyarılar. Kulum ben seni bekliyorum demesidir. Neredesin sen? Dünya süsüne, dünya telaşına sarmışsın yine. Bekletme beni, seviyorum seni demesidir Allah’ın.
Bir şeyler yolunda gitmiyorsa mutlaka daha güzel haller yaşayacağınızdandır. Sizin çok istediğiniz ama ileride bu hali yaşamaktan mutsuz olacağınız şeyi vermez Allah. Kul ısrarla ister. Allah vermez. Bilmiyoruz ki istediğimiz şey gelecekte başımıza bela olacak. Bilmediğimiz halde nereden geliyor bu öz güven. Israrcı ve baskıcı hallerimiz. İşte bu hallerin hepsi nefsimizden. İlla ki benim olacak, istediğim zamanda olacak deriz. Rabbimiz o kadar nahif ki; istediğimiz olmayınca üzülüyoruz diye, bizleri hemen başka bir güzellikle destekliyor. Verdiğine sevinirken, oldurulmayan isteğimizi neden vermediği konusunda da hikmetini açıklıyor. İşin iç yüzünü bildiriyor ve biz iyi ki olmamış, iyi ki istediğim zamanda değil de şimdi olmuş gibi “iyi ki” cümleleri kurmaya başlıyoruz. Memnuniyetimizi dile getiriyoruz. Vermediği için Rabbimize teşekkür eder hale geliyoruz. Bundan dolayıdır ki; Allah’ı tanımak için nefsi iyi bilmeliyiz. Onun tuzaklarına karşı agah olmalıyız. Nefsi tanıdıkça da Rabbinize karşı olan sevginizin de arttığını göreceksiniz.
Nefsi en iyi tanımanın yolu ise Üveys Veysel Karane Zikri’nden geçer. Zikre başladığınız an, yaşamınız boyunca nasıl bir nefs ile mücadele edeceğiniz gösterilir. Düşmanınızı tanıtırlar size. Donanım sağlarlar, savaşa hazırlarlar. Peygamber Efendimizin bir hadisi var. “En büyük savaş nefs savaşıdır” der Şanlı Resul. Savaş neyime gerek demeyin. Dünyada tek savaşmanız gereken varlık nefsiniz, bunu sakın unutmayın! Zikrin yapılışı hakkında ayrıntılı bilgi almak isteyenler www.veyselkarane.com sitesini inceleyebilirler.
YAZARLAR
Yayınlanma: 06 Ocak 2023 - 09:00
Savaşa hazır mısın?
Kendi elimizle kendimizi baltalıyoruz
YAZARLAR
06 Ocak 2023 - 09:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir