Yaz biterken yaz griplerini de fazlaca duyar olduk. Yaz sebze ve meyvelerinin tezgahlardaki son yerleriyken tüketimine özen göstermekte fayda var. Sebzeler ve meyveler yeterli ve dengeli beslenmek için her gün düzenli olarak tüketilmesi gereken besin gruplarından biridir.Doygunluk, bağırsak sağlığı, vitamin-mineral dengesi gibi pek çok konuda sağlık anahtarıdır.
Sebzeler ve meyveler;
* Vitaminler ve mineraller bakımından zengindir.
* Çocuk ve yetişkinlerin bağışıklık sistemi için antioksidanlar çok önemlidir. Bu nedenle sebze ve meyveler; özellikle kırmızı, mor meyve ve sebzeler antioksidan açısından zenginliğiyle vazgeçilmez olmalıdır.
* Büyüme ve gelişmede yardımcı, deri, göz, diş ve diş eti sağlığını koruyucudurlar. Ayrıca hastalıklara karşı direncin oluşumunda etkindirler.
* Dengesiz beslenmeye bağlı şişmanlık ve kronik hastalıkların (kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, bazı kanser türleri) oluşma riskini azaltırlar.
* Doygunluk hissi vermeleri sayesinde vücut ağırlığı denetiminde de faydalıdırlar.
* Bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olmalarından dolayı da gaz, şişkinlik, kabızlık gibi problemlere de çözüm alternatifidir. Bu besinler tüketilirken aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir.
* Çocukların, hamile ve emzikli bayanların günde en az beş porsiyon sebze ve meyve tüketmelidir. Günlük alınan sebze ve meyvenin en az iki porsiyonu yeşil yapraklı sebzeler veya portakal, limon gibi turunçgiller veya domates olmalıdır.
* Meyveler, içerdikleri besin ögeleri ve miktarı bakımından farklıdır. Bu nedenle tüketimlerinde çeşitlilik sağlanmalıdır. Genellikle, turunçgil grubunda yer alan mandalina, portakal, geryfurt gibi meyveler ve çilekler vitamin C, kiraz, kara üzüm, karadut diğer antioksidanlardan zengin iken; muz, elma gibi meyveler potasyumdan zengindirler.
* Tüm sebze ve meyveler besin değeri içeriği ve ekonomik olması açısından mevsiminde, bol ve ucuz bulunduğu dönemlerde tercih edilmelidir.
* Özellikle turunçgillerin sularını tüketmek yerine, tüm olarak tüketilmesi, ayrıca kabuklu yenilebilen meyvelerin kabukları ile yenilmesi posa tüketimini artırılmasını sağlar.
* Çocuklarınıza ara öğünlerde abur cubur yerine sağlıklı yiyecekler olan 1-2 adet dilimlenmiş meyve veya dilimlenmiş salatalık verin.
* Sebze ve meyveleri mümkün olduğunca çiğ tüketmek ve bunun gereği çocuklara öğretilmeli, alışkanlık haline gelmesi sağlanmalıdır.
* Sebze ve meyvelerin yenilebilen kabuklarını soymayın, eğer soymanız gerekiyorsa mümkün olduğunca ince soyun.
* Çocukların bu gruba karşı bir antipatisi olabiliyor ancak sevmediği sebze yemeklerini sevdiği yiyecekle birlikte değişik şekillerde sunun. Alışkanlık haline getirmeye çalışın ama asla ısrarda bulunmayın, teşvik edin.
* Değişik renklerin yer aldığı bir sofra, besin çeşitliliğinin iyi bir göstergesidir ve çocukların iştahını açar. Çeşit çeşit meyveler- sebzeler yemeklerden sonra ya da ara öğün olarak çocuklara sunulabilir.
* Farklı sebzeler, farklı besin öğeleri içerdikleri için gün içerisinde tüketilen sebzelerin çeşitlendirilmesi gerekir. Çeşitli renk ve türlerde sebze ve meyve yemeye özen gösterin.
* Vitaminler ve mineraller bakımından zengindir.
* Çocuk ve yetişkinlerin bağışıklık sistemi için antioksidanlar çok önemlidir. Bu nedenle sebze ve meyveler; özellikle kırmızı, mor meyve ve sebzeler antioksidan açısından zenginliğiyle vazgeçilmez olmalıdır.
* Büyüme ve gelişmede yardımcı, deri, göz, diş ve diş eti sağlığını koruyucudurlar. Ayrıca hastalıklara karşı direncin oluşumunda etkindirler.
* Dengesiz beslenmeye bağlı şişmanlık ve kronik hastalıkların (kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, bazı kanser türleri) oluşma riskini azaltırlar.
* Doygunluk hissi vermeleri sayesinde vücut ağırlığı denetiminde de faydalıdırlar.
* Bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olmalarından dolayı da gaz, şişkinlik, kabızlık gibi problemlere de çözüm alternatifidir. Bu besinler tüketilirken aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir.
* Çocukların, hamile ve emzikli bayanların günde en az beş porsiyon sebze ve meyve tüketmelidir. Günlük alınan sebze ve meyvenin en az iki porsiyonu yeşil yapraklı sebzeler veya portakal, limon gibi turunçgiller veya domates olmalıdır.
* Meyveler, içerdikleri besin ögeleri ve miktarı bakımından farklıdır. Bu nedenle tüketimlerinde çeşitlilik sağlanmalıdır. Genellikle, turunçgil grubunda yer alan mandalina, portakal, geryfurt gibi meyveler ve çilekler vitamin C, kiraz, kara üzüm, karadut diğer antioksidanlardan zengin iken; muz, elma gibi meyveler potasyumdan zengindirler.
* Tüm sebze ve meyveler besin değeri içeriği ve ekonomik olması açısından mevsiminde, bol ve ucuz bulunduğu dönemlerde tercih edilmelidir.
* Özellikle turunçgillerin sularını tüketmek yerine, tüm olarak tüketilmesi, ayrıca kabuklu yenilebilen meyvelerin kabukları ile yenilmesi posa tüketimini artırılmasını sağlar.
* Çocuklarınıza ara öğünlerde abur cubur yerine sağlıklı yiyecekler olan 1-2 adet dilimlenmiş meyve veya dilimlenmiş salatalık verin.
* Sebze ve meyveleri mümkün olduğunca çiğ tüketmek ve bunun gereği çocuklara öğretilmeli, alışkanlık haline gelmesi sağlanmalıdır.
* Sebze ve meyvelerin yenilebilen kabuklarını soymayın, eğer soymanız gerekiyorsa mümkün olduğunca ince soyun.
* Çocukların bu gruba karşı bir antipatisi olabiliyor ancak sevmediği sebze yemeklerini sevdiği yiyecekle birlikte değişik şekillerde sunun. Alışkanlık haline getirmeye çalışın ama asla ısrarda bulunmayın, teşvik edin.
* Değişik renklerin yer aldığı bir sofra, besin çeşitliliğinin iyi bir göstergesidir ve çocukların iştahını açar. Çeşit çeşit meyveler- sebzeler yemeklerden sonra ya da ara öğün olarak çocuklara sunulabilir.
* Farklı sebzeler, farklı besin öğeleri içerdikleri için gün içerisinde tüketilen sebzelerin çeşitlendirilmesi gerekir. Çeşitli renk ve türlerde sebze ve meyve yemeye özen gösterin.