Sen de bir mektup yazmaktan çekinme..

İçinden geçip gittiğin..
Şurası güzelmiş, burası berbatmış dediğin..
Hiç bir şey hissetmediğin; belki ben burada yaşayabilirim dediğin..
Pek çok sebepten etkilendiğin şehirlere bir mektup yazmak o şehrin yöneticilerine inan çok şey katacaktır.
Çanakkale’ye gelen her yabancı misafirimize, dostumuza özellikle tavsiye ediyorum yaşadıklarından, gördüklerinden ne kadar etkilendiysen Belediye Başkanına bir mektup yaz diyorum..
Eminim kimse üzerine vazife sayıp iki satır mektup yazmıyordur; keşke yazsa, eminim şehirler misafir gözüyle yeni anlamlar kazanabilir..
Ben her zaman gittiğim, gördüğüm şehirlerle ilgili yazı yazıyorum. Bununla da yetinmiyorum, o şehrin Belediye Başkanına da bir mektup yolluyorum..
İster yurtiçi..
İster yurtdışı..
Son mektubumu bugün Tekirdağ Belediye Başkanına yolladım..
Anlatayım..
Cumartesi sabah saat 10:00..
Tekirdağ her zaman içinden denize paralel geçip gidilmeyi hak eden bir şehir. Yol boyunca çınar ağaçlarının yarattığı görsel zenginliği çok seviyoruz..
Hatta öyle seviyoruz ki: her defasında aynı güzel sözleri söylemekten kendimiz alamıyoruz. Etkileniyorsun..
Gerçekten bu yoldan geçtiysen, 5 km boyunca çınar ağaçlarının güzelliğini gördüysen o dakika, mevsimsel keyfine diyecek yoktur..
Tadını çıkar..
Bu defa bu güzel yolun hatırına, parasını ödeyip öyle geçmek istedik ve sahilde rasgele bir cafe seçtik. Denize sıfır noktasına oturduk.
Tesadüfe bak ki; Belediyenin işlettiği Mutlukent Çay Bahçesine oturmuşuz..
Çay bir buçuk lira..
Tost 5.5 TL..
Dalga sesi ve iyot kokusu bedava..
Sabah sabah ne de güzeldi; günün tazeliği..
Belediye başkanı Kadir Albayrak’a yazdığım mektupta çınar ağaçlarından, yolun tertemiz olmasından, çay bahçesinde kadınların çalışıyor olmasından duyduğumuz memnuniyeti dile getirip teşekkür ettim.
Ve..
Bir şeyi de hatırlatmaktan imtina etmeden ekledik.
Dedik ki..
Her şey güzel, yine buradan geçerken durup dinleneceğiz, çayını içeceğiz, çınar ağaçlarındaki ahengi izleyeceğiz..
Hiç tereddütsüz bunu yapacağız ama Mutlukent Çay Bahçesindeki tentelerin beton zemine bağlandığı demirlerin altında dondurma külahlarını, poşetleri, sigara izmaritleri olmasa görmek istemezdik..
Temizlik görünmeyen yerlerde başlar diye boşuna dememişler.
Tekirdağ’ın denize paralel akıp giden en büyük caddesi Atatürk Bulvarını özel yapan orada büyüyüp serpilmiş çınar ağaçları..
Çift şeritli yoldan çınarları söküp al ortada her erdeki gibi bir yol kalır ki; tadı tuzu olmaz..
Bir gün yolun buradan geçerse çınar ağaçlarına dikkatle bak. Düşünüp bu çınar ağaçlarını buraya diken insana bir teşekkür etmeyi ihmal etme..
Gerçekten teşekkürü de takdiri de hakediyor..
Keşke bütün şehirler mevsimin habercisi, mutluluğun kaynağı çınar ağaçlarıyla dolup taşsa..