Muktedirler toplumu koyun sürüsüne ve kendilerini de çobana benzetirler. Bu yüzden de sürüyü en rahat şekilde idare edip güdebilmek için silik, sinik ve biat eden bireyler isterler. Özellikle bulunduğumuz coğrafyada beynini kullanıp inisiyatif geliştiren kişiler pek sevilmez ve hatta çoğu kez de toplumdan soyutlamak için çeşitli yol ve yöntemlere başvurulur.
Hal böyle olunca da bir çok yetişmiş beyin, yaşamını sürdürebilmek için mecburen “batı ülkelerine” göç edip oralara sığınırlar. Çünkü az da olsa oralarda nefes alma kanalları açıktır. Bu arada terk edilen ülke belki çok daha kolay “yönetilir” ama bedeli de çok ağır olur. Her yönüyle dışa bağımlı bir hal alır ve gittikçe yoksullaşır. Adalet sadece kara kaplı kitaplarda yazılı metinler olarak kitaplıklarımızı süsler, gelir dağılımındaki dengesizlik hızla büyür…vs.
Muktedirlerin tüm çabalarına rağmen, geçmiş insanlık tarihi; bu oyunu bozan öznelerin de her daim var olduğunu bize duyuruyor. Spartaküsler, Şeyh Bedreddin ve Pir Sultanlar ve bunların izinden yürüyen “Geziciler”…
Emeklilerin sendikalaşması çabalarına baktığımızda ise 13.9 milyon emekli kitlesine rağmen, kum taneleri gibi dört bir yana dağılmış örgütsüz bireylerle karşılaşırız. Örgütsüz olmalarından kaynaklı olarak da sesleri ve talepleri, hatta çığlıkları dahi duyulmayan ya da duymazdan gelinen günlerden geçiyoruz. Her geçen gün daha da yoksullaşan emeklilerde ufak çaplı da olsa bir kıpırdama gözlemleniyor olsa da henüz ne yazık ki istenilen düzeyde bir uyanış söz konusu değildir.
Aslında ülkemizdeki büyük emekli kitlesi, yaşadıkları yoksulluk ve sefaletin kader olmadığı ve yıllardır uygulanmakta olan bilinçli ekonomik politikaların sonucu olduğunun farkında olsa da; yılların biriktirdiği korku ve yılgınlık, bu kitlenin ezici çoğunluğunun kaplumbağalar gibi kabuklarına çekilip kenarda seyretmeyi ve daha doğrusu bir an önce “öteki dünyada” istirahata çekilmeyi beklemeyi tercih ediyor.
Korku ve yılgınlık, insana sonradan öğretilen iki olumsuz davranış biçimi ve psikolojik bir durumdur. Yeni doğan bir çocuk ne korku ne de yılgınlık bilmez ancak yöneten ve yönetilenlere bölünen toplumlarda muktedirler, kendi istikballeri için bu iki olumsuzluğun tohumlarını eker ve ektirir. Dolayısıyla bize dışarıdan empoze edilen bu ruh hali, insanın insanlığında deformasyona da yol açar. Bu olumsuzluğun ilacı ise örgütlenip daha adil ve yaşanılır bir toplumsal yaşamı inşa etmekten geçiyor.
Çağımızda derinlemesine bir analiz yapacak olursak, normal ve doğal olan her şeyin anormalleştiği ve anormal olan şeylerin de normalleştiğine tanık oluyoruz. İnsanın metayı (örneğin parayı) yönetmesi gerekirken, metanın insana egemen olduğu ve onu yönettiğini görüyoruz. Bu olumsuz gidişe tek tek bireyler olarak itiraz etsek de karşımızdaki örgütlü sistemi değiştirip dönüştürmek mümkün değildir. Öyle ise mevcut durum ve statükodan rahatsız olan tüm özne bireylerin, güçlerini organize bir şekilde birleştirmeleri gerekiyor. Bunun emekliler alanındaki ismi ise Emekliler Türkiye Meclisi Sendikal Girişimi olarak adlandırılan Sivil İnisiyatifidir.
Günümüzde, bir çok sendika, parti, dernek, vakıf vs. iktidarı taklit ettikleri ve ona göre biçimlendikleri içindir ki “iktidarın aynadaki görünümü” profiline sahiptir. Mevcudun aynadaki görünümü olan bu yapıların, topluma yeni bir hayat ve yaşam biçimi kazandırması mümkün değildir. Bu tespiti yapan Emekliler Türkiye Meclisi, tamamen yeni bir örgütlenme modeli, demokrasi anlayışı ve insan ilişkileriyle yeni bir sendikal yaşamın nüvelerini oluşturmaya çalışıyor. Bu çalışmanın ortak akıl ve ortak çaba ile süreç içinde ülke ve küresel bazda kabul görüp yaygınlaşacağına inanıyoruz. Biz sadece bir emekliler sendikası kurmuyor, yeni bir demokrasi anlayışı ve yeni insan ilişkilerinin de tohumlarını ekiyoruz. 13.9 Milyon emeklinin bunu bugün olmasa bile bir gün mutlaka başaracağına inanıyoruz. Yeni toplumsal yaşamda ne korku, ne kaygı ve ne de yılgınlığa yer yok. Biz umudu emziriyoruz. Mutlaka büyüyecek.
YAZARLAR
Yayınlanma: 03 Mart 2023 - 09:00
Sendikalaşmanın önündeki engel: korku!
Muktedirler toplumu koyun sürüsüne ve kendilerini de çobana benzetirler
YAZARLAR
03 Mart 2023 - 09:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir