Serbest bırakın eczaneleri kardeşim!
Ahmet ERTAN / KÖŞE YAZISI İlgisine.
Çanakkale’nin merkez ilçe nüfusu,
2021 yılına göre 195,439 kişi.
İl genelinde bu rakam 557.276 kişiye çıkıyor..
İlçelerdeki sağlık merkezlerinin durumlarını göz önüne alırsak, ilçeler dahil tüm sağlık sorunlarımızı Çanakkale merkezde çözmeye çalıştığımızı hepimiz biliyoruz…
“Çanakkale, bütün şehir/ büyük şehir olsun mu, olmasın mı?” tartışmaları süre dursun..
Biz hala eski köy/kasaba kafasıyla yol alıyoruz…
Neden mi?.
İl merkezinde üç yere konuşlandırılmış bir devlet hastanemiz,
Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi ile bir çok özel sağlık kuruluşu var…
Yetersiz kalsalar da, hemen her gün buralardan binlerce kişi 7/24 sağlık hizmeti alıyor..
Sadece Çanakkale merkezden değil,
Ezine’den, Bayramiç’ten, Ayvacık’tan, Çan’dan, Biga’dan, Lapseki’den, Eceabat’tan, Gelibolu’dan, adalardan hasta geliyor/ getiriliyor…
Hafta içi ve gündüzleri bir sorun yok..
Ama akşam üzerlerinde ve gecelerde sıkıntı büyük…
Sağlık Müdürlüğünde görevli bir arkadaşı aradım. Sadece hafta sonları acil servislere başvuran hasta sayısı günde 2 bin civarı.
Bu sayı az/buz rakam değil..
Bunların en az 3/2'sine reçete yazıldığını varsayalım, binden fazla kişi nöbetçi eczane kapısı çalıyor…
Koskocaman Çanakkale’de sadece ve sadece 3 nöbetçi eczane olması büyük sıkıntı…
Anlayacağınız sorunun kaynağı hastaneler değil, hastaları sınırlı sayıda eczaneye mahkum eden sistemde..
Özellikle hafta sonları acilden çıkan fellik fellik nöbetçi eczane arıyor!
Adamın altında araba varsa sorun yok.
Yoksa taksiye talim..
Peki cebindeki parası sınırlı veya yoksa?
O vakit
Allah sabır versin şifa arayan vatandaşa… Bakın asıl sorun bu da değil.
Mesele küçükşehir ile büyükşehir arasındaki fark..
Şimdi size bir örnek daha vereyim.
Çanakkale merkez nüfusu yaklaşık 190 bin.
Nöbetçi eczane sayısı 3.
Yazıyla üç..
Komşu Bursa’nın nöbetçi eczane sayısı 15
Yazıyla onbeş
Demem şu ki,
en azından her gece 2 büyük hastane yakınında nöbetçi eczane olmalı.
Bu konuda etkili veya yetkili kişi ve kuruluşlar her kimse,
onları kimin ne kadar para kazanacağı değil, zaten hastalığının verdiği stresle ne yapacağını bilemez hale dönüşen vatandaşın sağlığı ilgilendirmeli..
Sağlık bu…
Şakası ve rantı olmaz, olmamalı!
Ey okur!
Bir şehir düşünün
Hasta kalksın, gecenin bi yarısı nöbetçi eczane arasın.
Kuyumcusu nöbetçi olsun.
Berberleri "biz de nöbet tutalım" desin.
Nasıl bir nöbet sevdasıysa bu!
Vatan nöbeti olsa tamam dersin.
O da değil.
Bildiğiniz vatandaşın cebindeki parayı bölüşelim nöbeti!
Kenardaki kıyıdaki, pastadan payını 1-2 gecede alsın nöbeti!
Hem hangi çağdayız yahu?
Dileyen 7/24 açık kalsın..
İsteyen Cumartesi/Pazar keyif çatsın...
Hem vicdanınız nasıl elveriyor, hastayı veya yakınını eczane kuyruğunda bekletmeye?
Hiç kusura bakmayın, ama
bizim şehirdeki bu kafa, kent kafası değil,
Köy/ kasaba kafası..
Kişilerin rantı değil, şehrin yaşanabilir ve yaşayanlarının mutluluğu ön planda olmalı…
Unutmayın
Mesele mevcudu değil, potansiyeli görmektir.
Mevcut ile yanılıp potansiyeli ıskalamanın sonuçları vahimdir.
Geçmişte bunun bedelini çok ağır ödedik.
Yeni bedeller ödeyecek lüksü de, kaybedecek zamanı da yok Çanakkale’nin…
Uzun lafın telgrafı;
İsteyen nöbet tutsun, isteyen akşam üzeri kapısına kilit vurup yemeğe gitsin..
Serbest bırakın eczaneleri kardeşim!..
Ahmet ERTAN / KÖŞE YAZISI İlgisine.
Çanakkale’nin merkez ilçe nüfusu,
2021 yılına göre 195,439 kişi.
İl genelinde bu rakam 557.276 kişiye çıkıyor..
İlçelerdeki sağlık merkezlerinin durumlarını göz önüne alırsak, ilçeler dahil tüm sağlık sorunlarımızı Çanakkale merkezde çözmeye çalıştığımızı hepimiz biliyoruz…
“Çanakkale, bütün şehir/ büyük şehir olsun mu, olmasın mı?” tartışmaları süre dursun..
Biz hala eski köy/kasaba kafasıyla yol alıyoruz…
Neden mi?.
İl merkezinde üç yere konuşlandırılmış bir devlet hastanemiz,
Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi ile bir çok özel sağlık kuruluşu var…
Yetersiz kalsalar da, hemen her gün buralardan binlerce kişi 7/24 sağlık hizmeti alıyor..
Sadece Çanakkale merkezden değil,
Ezine’den, Bayramiç’ten, Ayvacık’tan, Çan’dan, Biga’dan, Lapseki’den, Eceabat’tan, Gelibolu’dan, adalardan hasta geliyor/ getiriliyor…
Hafta içi ve gündüzleri bir sorun yok..
Ama akşam üzerlerinde ve gecelerde sıkıntı büyük…
Sağlık Müdürlüğünde görevli bir arkadaşı aradım. Sadece hafta sonları acil servislere başvuran hasta sayısı günde 2 bin civarı.
Bu sayı az/buz rakam değil..
Bunların en az 3/2'sine reçete yazıldığını varsayalım, binden fazla kişi nöbetçi eczane kapısı çalıyor…
Koskocaman Çanakkale’de sadece ve sadece 3 nöbetçi eczane olması büyük sıkıntı…
Anlayacağınız sorunun kaynağı hastaneler değil, hastaları sınırlı sayıda eczaneye mahkum eden sistemde..
Özellikle hafta sonları acilden çıkan fellik fellik nöbetçi eczane arıyor!
Adamın altında araba varsa sorun yok.
Yoksa taksiye talim..
Peki cebindeki parası sınırlı veya yoksa?
O vakit
Allah sabır versin şifa arayan vatandaşa… Bakın asıl sorun bu da değil.
Mesele küçükşehir ile büyükşehir arasındaki fark..
Şimdi size bir örnek daha vereyim.
Çanakkale merkez nüfusu yaklaşık 190 bin.
Nöbetçi eczane sayısı 3.
Yazıyla üç..
Komşu Bursa’nın nöbetçi eczane sayısı 15
Yazıyla onbeş
Demem şu ki,
en azından her gece 2 büyük hastane yakınında nöbetçi eczane olmalı.
Bu konuda etkili veya yetkili kişi ve kuruluşlar her kimse,
onları kimin ne kadar para kazanacağı değil, zaten hastalığının verdiği stresle ne yapacağını bilemez hale dönüşen vatandaşın sağlığı ilgilendirmeli..
Sağlık bu…
Şakası ve rantı olmaz, olmamalı!
Ey okur!
Bir şehir düşünün
Hasta kalksın, gecenin bi yarısı nöbetçi eczane arasın.
Kuyumcusu nöbetçi olsun.
Berberleri "biz de nöbet tutalım" desin.
Nasıl bir nöbet sevdasıysa bu!
Vatan nöbeti olsa tamam dersin.
O da değil.
Bildiğiniz vatandaşın cebindeki parayı bölüşelim nöbeti!
Kenardaki kıyıdaki, pastadan payını 1-2 gecede alsın nöbeti!
Hem hangi çağdayız yahu?
Dileyen 7/24 açık kalsın..
İsteyen Cumartesi/Pazar keyif çatsın...
Hem vicdanınız nasıl elveriyor, hastayı veya yakınını eczane kuyruğunda bekletmeye?
Hiç kusura bakmayın, ama
bizim şehirdeki bu kafa, kent kafası değil,
Köy/ kasaba kafası..
Kişilerin rantı değil, şehrin yaşanabilir ve yaşayanlarının mutluluğu ön planda olmalı…
Unutmayın
Mesele mevcudu değil, potansiyeli görmektir.
Mevcut ile yanılıp potansiyeli ıskalamanın sonuçları vahimdir.
Geçmişte bunun bedelini çok ağır ödedik.
Yeni bedeller ödeyecek lüksü de, kaybedecek zamanı da yok Çanakkale’nin…
Uzun lafın telgrafı;
İsteyen nöbet tutsun, isteyen akşam üzeri kapısına kilit vurup yemeğe gitsin..
Serbest bırakın eczaneleri kardeşim!..