Gazeteci Melike Çapan tarafından hazırlanan Yeniden buluşacağız: ‘İmroz’un 1964 Belleği’ sergisine tepkiler sürüyor. Melike Çapan tarafından hazırlanan serginin açıklamasında ‘’ Gerginleşen Kıbrıs politikalarının sonucu olarak 1964'te Yunan pasaportu olan ve sayıları 10 bini aşan Rum’un sınır dışı edilmesi kararı, İstanbul'un yanı sıra Gökçeada'da yaşayan Rumlar için de zorlu bir zamanın başlangıcıydı. Nüfusunun büyük bir çoğunluğu Rum olan adada 1964 yılı itibariyle başlayan ve 1974'te daha ağır sonuçlar doğuracak Türkleştirme politikaları uygulanmaya başlandı. 1964 yılı itibariyle sırasıyla adaların kadastrosunun yapılması, modern bir caminin inşası, açık tarım cezaevi tesisi, devlet üretme çiftliği, yatılı ilk öğretmen okulu kurulması ve bir jandarma er eğitim taburu intikali planlandı ve uygulandı. Bununla sınırlı kalmadı. Okullar kapatıldı, tarımla yaşayan halkın arazileri istimlak edildi. Geriye sadece ellerinde kalan evleriydi. Sonra mahkumları getirdiler ve İmroz için yaşanmaz günler başladı. O sarı üniformalı insanlar hala hafızalarda’’ ifadeleri kullanılmıştı.
Başkan Aylı ‘’Kimin haddine’’
Gökçeada Kent Konseyi Başkanı Bülent Aylı açıklamada bulunarak sergiyi ağır sözlerle eleştirdi. Başkan Aylı ‘’ Gökçeada da açılması için hazırlık yapılan Sözde "Yeniden Buluşacağız: İmroz’un 1964 Belleği Sergisi"
Gazeteci Melike Çapan tarafından hazırlanmış Gökçeada’da Kıbrıs olaylarının ardından yaşanan sözde kimliksizleştirme politikasının anlatıldığı dokümantasyon sergisi tahkir, tecyiz ve iftiralarla dolu açılmaya doğru gidiyor. Başta devletimizin manevi şahsiyetini hedef alan bu sergi Rum ve Yunan sevinci yazar, çizer ve entelektüel kesimce hararetle alkışlanırken, Adada yaşayan Osmanlı bakiyesi Türk milletini rencide etmektedir. Devletimiz başta adada yaşayan Rumların eğitim hakkını düzenlemek için ilkokul, ortaokul ve lise açmıştır. Vakıf mallarını iade etmiştir. Rumlar hiç olmadıkları kadar rahattır. Bu gün Batı Trakya da ıstırap çeken Türklere nispetle huzur içinde yaşamaktadır. Gökçeada da kundaklanmış, çeşitli bahanelerle yıktırılmış, meyhane ve pavyon yapılmış kilise var mı ? Halbuki Yunanistan da binlerce cami var. Yunan tarafı Türk okullarının yüzlercesini sebepsiz yere kapatırken biz adada açtık. Eğer 2023’te 1964 leri tartışacaksak Adadaki bir anda kaybolan Osmanlı Türklerini araştıralım. Çanakkale savaşlarında İngilizlere fiili destek veren Adalı Rumları araştıralım. Sırf Patriğe yalakalık ve yaranmak adına sergi açan bazı zevatlar bir sözümüz yok. Onlar maaşlarının uğruna uğraşıyor. Şahsım ve arkadaşlarım adına ilan ediyorum. Bu sergide devletimiz ve milletimiz aleyhine, rencide edici bir yaklaşım görürsek hukuki mücadele başlatacağız. Yapanlar, yaptıranlar hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Hiç kimse devletimizi ve milletimizi küçük düşüremez. Hele de bizim toprağımızda. Devletimiz Rumlara verdiği hakları da gözden geçirmelidir. Batı Trakya kan ağlarken bunlar bize bizim ülkemizde sövmeye kalkıyor. Kimin haddine’’ ifadelerini kullandı.
Gökçeada Kent Konseyi Başkanı Bülent Aylı açıklamada bulunarak sergiyi ağır sözlerle eleştirdi. Başkan Aylı ‘’ Gökçeada da açılması için hazırlık yapılan Sözde "Yeniden Buluşacağız: İmroz’un 1964 Belleği Sergisi"
Gazeteci Melike Çapan tarafından hazırlanmış Gökçeada’da Kıbrıs olaylarının ardından yaşanan sözde kimliksizleştirme politikasının anlatıldığı dokümantasyon sergisi tahkir, tecyiz ve iftiralarla dolu açılmaya doğru gidiyor. Başta devletimizin manevi şahsiyetini hedef alan bu sergi Rum ve Yunan sevinci yazar, çizer ve entelektüel kesimce hararetle alkışlanırken, Adada yaşayan Osmanlı bakiyesi Türk milletini rencide etmektedir. Devletimiz başta adada yaşayan Rumların eğitim hakkını düzenlemek için ilkokul, ortaokul ve lise açmıştır. Vakıf mallarını iade etmiştir. Rumlar hiç olmadıkları kadar rahattır. Bu gün Batı Trakya da ıstırap çeken Türklere nispetle huzur içinde yaşamaktadır. Gökçeada da kundaklanmış, çeşitli bahanelerle yıktırılmış, meyhane ve pavyon yapılmış kilise var mı ? Halbuki Yunanistan da binlerce cami var. Yunan tarafı Türk okullarının yüzlercesini sebepsiz yere kapatırken biz adada açtık. Eğer 2023’te 1964 leri tartışacaksak Adadaki bir anda kaybolan Osmanlı Türklerini araştıralım. Çanakkale savaşlarında İngilizlere fiili destek veren Adalı Rumları araştıralım. Sırf Patriğe yalakalık ve yaranmak adına sergi açan bazı zevatlar bir sözümüz yok. Onlar maaşlarının uğruna uğraşıyor. Şahsım ve arkadaşlarım adına ilan ediyorum. Bu sergide devletimiz ve milletimiz aleyhine, rencide edici bir yaklaşım görürsek hukuki mücadele başlatacağız. Yapanlar, yaptıranlar hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Hiç kimse devletimizi ve milletimizi küçük düşüremez. Hele de bizim toprağımızda. Devletimiz Rumlara verdiği hakları da gözden geçirmelidir. Batı Trakya kan ağlarken bunlar bize bizim ülkemizde sövmeye kalkıyor. Kimin haddine’’ ifadelerini kullandı.