İyi düşüncelerimizin de kötü düşüncelerimiz gibi içinde kaybolunduğu dolambaçları vardır. Sonsuz minnettarlık içine girdiğimiz labirentin yollarını uzattıkça uzatır. Zaten verilmesi gereken hizmetleri bir lütuf gibi empoze etmek, algımızı farklı noktalara çekerek kafamızı meşgul eder. Nasıl mı?
Şöyle, depremin psikoloji konusunda öğrettiği acı bir gerçek var. İnsanların yüzlerinde ve ses tonunda hayat devam ediyor cümlesini binlerce kez duyup hissedebiliyorsun ama konuşmanın sonuna doğru bir şeye ihtiyacınız var mı derken depremzedenin maddi bir beklenti içinde olabileceği hissi onların bütün vücut diline ve ses tonuna yansıyor ve konuşma arasında büyük boşluklar oluşuyor, halbuki beklenilen çok basit o an ruhunu yumuşatacak bir kaç iyi cümle... Müjdeler veren yöneticilerin insanlar üzerinde yapmaya çalıştıkları yapmacık bir tavırdan başka bir şey değil. Her kesim bir diğer kesimi bel altından vurmaya çalışıyor. Olanları izlerken akıl tutulması yaşamak kaçınılmaz oluyor. Birilerinin parmağının ucuyla vermeye çalıştığı ilgisine, sevgisine ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum. Avuç dolusu sunulmayan hiçbir şeye de razı gelinmemeli. Yol, tünel, köprü yapılmak zorunda, bu hizmetler seçilmiş makamların görevleridir, rant kapıları haline gelmemelidir.
Bir diğer sosyal devlet konusu emekli maaşları. Yüksek prim ödeyen, daha fazla prim günü olan emeklilerin de en az %35 zam alma hakkı yok mu? Enflasyon sadece en düşükten maaş alan emeklileri mi etkiledi? Bu konuda bir eksiklik yok mu?
Yoksulluk sınırı altında yaşayan bir sürü vatandaşa sahibiz. Neden?
Şu an ülkenin kısıtlı şehrinde bile üç çocuklu ailenin normal bir hayat sürmesi için azami 30 bin lira gelir gerekir.
Seçime doğru gittiğimiz bu süreçte yediden yetmiş yediye, sohbetlerimizde sürekli adayları ve enflasyonu konuşur olduk. Günlük hayatlarından ve sohbetlerinden bu kadar alıkonulan bir coğrafya yoktur. Seçimler de oy kullanma yaşının alt ve üst sınırı ele alınsa daha verimli süreçler yaşayabiliriz. 18 yaş oy kullanmak için küçük bir yaş, 80 yaşında birinin kullanacağı oy gelecek yıllar için sağlıklı bir karar değil.
Bir de seçim metodu var tabi: D' hont Metodu. Seçimde ülke barajı problemi yok, ittifakın oylarının %7' yi aşması yeterli, ancak bir partinin bir ilden milletvekili çıkarabilmesi için vekil çıkarabileceği oyu parti olarak alması lazım, çünkü nisan 2022' de yapılan değişiklikle bir ilde kimin kaç vekil çıkardığı hesaplanırken ittifakların oyu değil partilerin oyu ayrı ayrı sıraya dizilip D' hont Sistemi parti oylarına uygulanacak. O nedenle bir partinin bir ilde birinci çıkması çok önemli. Zira demokrasilerde, "Şeriat istiyorum" diye bağırabilirsin. Ama, şeriatta "Demokrasi istiyorum" diye fısıldayamazsın bile.
İyi haftalar.
YAZARLAR
Yayınlanma: 27 Mart 2023 - 08:10
SİLSİLE
İyi düşüncelerimizin de kötü düşüncelerimiz gibi içinde kaybolunduğu dolambaçları vardır
YAZARLAR
27 Mart 2023 - 08:10
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir