Dan Millman'ın "Hayatınızın Amacı" adlı kitabında yasa şu şekilde ifade ediliyor;
“Şimdiki An Yasası; psişemizi enkazdan temizleyebilir ve bizi bir sadelik haline ve iç huzura döndürebilir. Bununla birlikte o bize gelecekte yardım etmeyecektir ve geçmişte asla olmamıştır. Bu yasa bize; realiteyi, öyle olduğunu düşündüğümüz haliyle, öyle olmasını arzu ettiğimiz yada olmasından korktuğumuz haliyle değil, olduğu hali ile hatırlatır.
Bedenimiz şimdiki an’da yaşar. Yapmamız gereken; olabildiğince gevşeyerek kendimizi bu an’a bırakmak, onu kucaklamak, an be an yaşarken karşılaştığımız şeyleri adım adım ele almaktır.
Karışıklık içine düşen ya da sabırsızlananlar geleceğe yönelik planların sadece düşünceler olduğunu ve düşüncelerin değiştiğini görmeye başlayabilirler. Bu yasayı uygulamak da, her yasa gibi pratik ister. Zihnimizden geçen ya da geçmiş ya da gelecekle ilgili bir düşünce yüzünden gerilim, üzüntü ya da sıkıntıya kapıldığımızı hissedebiliriz. Sonra nerde olduğumuzu hatırlarız, -şimdi ve burda- sonra unuturuz. Sonra daha ve daha çok hatırlarız, böylece şimdiki anlarımızın niteliği giderek iyileşir.”
Hep söylenir ya her yerde… Carpe diem! “Gününü gün et, zamanın tadını çıkar, günü yakala, anı yaşa veya günü yaşa gibi anlamlardaki özdeyiş” Tabi bunu yapmak söylemek kadar kolay olamıyor. Şimdinin içinde olabildiğimiz çok az zaman yaşayabiliyoruz günlük hayatımızda. Bazen hiç yaşayamadan geçen zamanlar bile olabiliyor. Şaşırtıcı değil mi? 24 saatin içinde an’ı yakalayabilmek bazen mümkün olamıyor, ki en önemli şey şimdi de yaşayabilmek aslında. Ya geçmişte bir şeye/kişiye takılıyoruz ya da gelecekte yapacaklarımıza ya da yapmamız gereken işlere. Dengeye ve şimdiye gelebilmek çok zor oluyor gerçekten. Mesela ben şu an yazının içine ancak girebildim ve odaklanabildim. Şimdiye ancak odaklanabildim, ki 1 saattir yazıyı yazmaya, cümleleri toparlamaya çalışıyorum.
Benim an’ı yakaladığım zamanlar daha çok oğluma odaklandığım ve onu izlediğim zamanlar. Onu oynarken, bir şeylerle uğraşırken izliyorum ve mutlu olduğunu, büyüdüğünü görmek müthiş mutlu ediyor beni. Ancak bu söylediğim zamanlar belki 5 belki 10 saniyelik anlar. Sanki birden zaman duruyor, etraftaki her şey siliniyor ve ben sadece onu görüyorum gibi. Bazen de müzik dinlerken, kitap okurken, denizi izlerken, sokakta yürürken yakalıyorum zamanı. Yaşamı hissettiğim ve insan olmanın değerini o anda fark ettiğim kısa kısa zamanlar. Bu zamanları bütün güne farkındalıkla yayabilmek müthiş bir duygu olurdu sanırım. Ne geçmişi ne de geleceği düşünmeden yaşadığımız o dakikalara odaklanmak!
“Şimdi” nin anlamı aslında bir anlamda “denge” demek bana göre. Geçmişin ağırlığından ve duygularından özgürleşmiş, geleceğin endişe ve korkularından uzak… Sadece şimdinin keyfiyetini ve hazzını yaşadığımız, kendimizin farkında olduğumuz ve duygularımızın dengede olduğu “şimdi”de olmak… Olacak olan zaten oluyor, su akıp yolunu her zaman buluyor… O zaman biraz akışa bırakmayı ve hayata güvenmeyi, içimizde bir huzur oluşturabilmeyi ve an içinde bu huzuru yaşayabilmeliyiz. Hepimiz bir gün ölüp gerçek yaşama gözlerimizi açacağız, o ana kadar kalan zamanımızın tadını çıkaralım, elimizdeki değerlere odaklanalım ve yaşamı en derinden hissedelim… Yaşam değerli, bizler de değerliyiz. O halde “şimdi” leri gerçek anlamda sevgiyle ve farkındalıkla yaşayabilmek dileğiyle…
Emel Uğur Kırıcı
YAZARLAR
Yayınlanma: 02 Nisan 2020 - 12:10
"Şimdiki An" yasası (Evrensel yasalar -9)
Dan Millman'ın "Hayatınızın Amacı" adlı kitabında yasa şu şekilde ifade ediliyor; “Şimdiki An Yasası; psişemizi enkazdan temizleyebilir ve bizi bir sadelik haline ve iç huzura döndürebilir
YAZARLAR
02 Nisan 2020 - 12:10
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir