Abdülkadir Geylani Hazretleri, “evliyaların sultanı” diyor ki; 3 türlü ibadet vardır. Bunlar; köle ibadeti, tüccar ibadeti ve âşık ibadetidir.
Köle ibadeti; köle olan bir insanın hür olma isteği gibi, amaç sadece cehennemden kurtulmak ve bunu düşünerek ibadet etmektir.
Tüccar ibadeti; kar etmeyi amaçlayan kişilerin bu hayatta da, ahirette de cenneti kazanmak için yaptıkları ibadet şeklidir.
Aşık ibadeti ise; cehennemden kurtulmak ve cennetti kazanmak için yapılmaz. Allah aşık olan kulunu ister cehenneme, ister cennetine koysun, o sevdiği ile her daim beraber olma istediği ile ibadet eder ve ibadetlerinde mükafat beklemez. Yunus Emre atamızın dediği gibi:
Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşk ile birkaç huri
İsteyenlere ver onları
Bana seni gerek seni Aşık kişi Allah’ın cemalini görmek ister. Rabbi ile her daim beraber olmak ister. Bunu yakalayabilmek için kul, yukarıda bahsedilen tüm kademeleri geçmek zorundadır. Üveys Veysel Karane zikrine ilk girdiğimizde, daha önceki öğrendiklerimiz yanlış olduğundan “Allah affetmez, çok günahım var.” gibi birçok vesveseye maruz kaldık. Zikirle sevildiğimizi ve bağışlandığımızı biliyoruz. Nereden derseniz eğer; Allah’ın affettiği kişi kendini rüyada suyun üzerinde koşarken, uçarken, yürürken gördüğünde günahların bittiğini, ruhunun ders almaya gittiğini anlar. Kul tevhidle “Rabbim seni çok seviyorum” dedikçe, günahlar bitiyor ve kişi köle ibadetinden kurtulmuş oluyor. Köle ibadeti yapıp da günahları biten kişilerin söylediği tövbeler, sevap hanesine yazılıyor ve kul bu kez de tüccar ibadetine başlıyor. Tüccar ibadetinde sevap hesaplama kısmı var. Kişi yaptığı ibadetlerini sevap kazanmak için yapar ve örneğin namazını camide kılmak için gayret eder. Bayan kardeşlerimiz ezan okunmadan 3-5 dk. önce seccadelerinin üzerinde bekleyip namaz kılarlarsa, camide imamın arkasında cemaatle namaz kılan bir Müslümanın aldığı sevabı alırlar. Kul, Rabbin iradesi ile Allah’ı sevme, O’na ibadet etmeye başladığında, kulda güzellikler meydana gelir. Rabbi onu sevmiştir. Rabbimizin belirttiği gibi “ ben bir kulumu sevdim mi, onu aleme sevdiririm” der. İşte sizi sevdirmeye başlamıştır. Sizin içinizdeki bu sevinç köle ibadetini geçer. Tüccar ibadetini geçer. Aşık ibadetine dönüştüğünde istersiniz ki; Rabbimin bana lütfettiğini, cömertliğini, sevgi ve merhamet dolu, yardımsever bir Allah olduğunu insanlara anlatayım, Allah ve Resul’ü nasıl sevilir öğreteyim derdine düşersiniz. Allah ve Resul’ü sevdirmek için adeta çırpınırsınız. İşte üveysin görevi budur. Zikreden kulların yani Allah’a aşkla ibadet etme yoluna giren üveyslerin namazları, zikirleri, ibadetleri, dünyaya bakış açıları, idrakları bambaşka. Yaşatıyor Rabbimiz bir bir, sırası geldikçe ilminden tattırıyor hamdolsun. Üveyslik hakkında ayrıntılı bilgi almak isteyenler tasavvuf yazarı Muharrem Karabay öğretmenimizin Aşk-ı Üveysi kitaplarından temin edebilirler. Kitap siparişi vermek için www.veyselkarani.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Tüccar ibadeti; kar etmeyi amaçlayan kişilerin bu hayatta da, ahirette de cenneti kazanmak için yaptıkları ibadet şeklidir.
Aşık ibadeti ise; cehennemden kurtulmak ve cennetti kazanmak için yapılmaz. Allah aşık olan kulunu ister cehenneme, ister cennetine koysun, o sevdiği ile her daim beraber olma istediği ile ibadet eder ve ibadetlerinde mükafat beklemez. Yunus Emre atamızın dediği gibi:
Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşk ile birkaç huri
İsteyenlere ver onları
Bana seni gerek seni Aşık kişi Allah’ın cemalini görmek ister. Rabbi ile her daim beraber olmak ister. Bunu yakalayabilmek için kul, yukarıda bahsedilen tüm kademeleri geçmek zorundadır. Üveys Veysel Karane zikrine ilk girdiğimizde, daha önceki öğrendiklerimiz yanlış olduğundan “Allah affetmez, çok günahım var.” gibi birçok vesveseye maruz kaldık. Zikirle sevildiğimizi ve bağışlandığımızı biliyoruz. Nereden derseniz eğer; Allah’ın affettiği kişi kendini rüyada suyun üzerinde koşarken, uçarken, yürürken gördüğünde günahların bittiğini, ruhunun ders almaya gittiğini anlar. Kul tevhidle “Rabbim seni çok seviyorum” dedikçe, günahlar bitiyor ve kişi köle ibadetinden kurtulmuş oluyor. Köle ibadeti yapıp da günahları biten kişilerin söylediği tövbeler, sevap hanesine yazılıyor ve kul bu kez de tüccar ibadetine başlıyor. Tüccar ibadetinde sevap hesaplama kısmı var. Kişi yaptığı ibadetlerini sevap kazanmak için yapar ve örneğin namazını camide kılmak için gayret eder. Bayan kardeşlerimiz ezan okunmadan 3-5 dk. önce seccadelerinin üzerinde bekleyip namaz kılarlarsa, camide imamın arkasında cemaatle namaz kılan bir Müslümanın aldığı sevabı alırlar. Kul, Rabbin iradesi ile Allah’ı sevme, O’na ibadet etmeye başladığında, kulda güzellikler meydana gelir. Rabbi onu sevmiştir. Rabbimizin belirttiği gibi “ ben bir kulumu sevdim mi, onu aleme sevdiririm” der. İşte sizi sevdirmeye başlamıştır. Sizin içinizdeki bu sevinç köle ibadetini geçer. Tüccar ibadetini geçer. Aşık ibadetine dönüştüğünde istersiniz ki; Rabbimin bana lütfettiğini, cömertliğini, sevgi ve merhamet dolu, yardımsever bir Allah olduğunu insanlara anlatayım, Allah ve Resul’ü nasıl sevilir öğreteyim derdine düşersiniz. Allah ve Resul’ü sevdirmek için adeta çırpınırsınız. İşte üveysin görevi budur. Zikreden kulların yani Allah’a aşkla ibadet etme yoluna giren üveyslerin namazları, zikirleri, ibadetleri, dünyaya bakış açıları, idrakları bambaşka. Yaşatıyor Rabbimiz bir bir, sırası geldikçe ilminden tattırıyor hamdolsun. Üveyslik hakkında ayrıntılı bilgi almak isteyenler tasavvuf yazarı Muharrem Karabay öğretmenimizin Aşk-ı Üveysi kitaplarından temin edebilirler. Kitap siparişi vermek için www.veyselkarani.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.