Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çataltepeliler Derneği’nde bir araya geldiği İsmetpaşa Mahallelilere, Sosyal Konutlar Kentsel Dönüşüm Projesi hakkında bilgilendirmede bulundu. Proje hakkında gelişmeleri dile getiren Başkan Gökhan, alanın riskli alan olması ile ilgili Bakanlar Kurulu’nda karar vermesi noktasına gelindiğini belirtti. Gökhan karar alındığı takdirde çalışmalara 6 ay içerisinde başlanacağını söyledi.
1980’li yıllarda sosyal konut olarak inşa edilen ancak geçen süre içinde kullanıcı profilindeki değişimlerin, kullanıcı gereksinim ve beklentilerinin farklılaşması, kentle bütünleşme zorlukları, yapıların zaman içerisinde eskimesi bakım-onarım ve özellikle deprem güvenliği gibi sorunlar ile karşılaşıldığından ‘dönüşüm’ projesine gidilen Sosyal Konutlar, Çanakkale Belediyesi tarafından projelendirilmiş ve bölgede yaşayanlarla anlaşmalar yapılmıştı. Gelişen süreçte gelinen son aşamada Bakanlık onayı bekleniyor. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Sosyal Konutlar Kentsel Dönüşüm Projesi’nde gelinen son durumu 5 Mart Salı günü saat 20:00’de başlayan toplantıyla bölgede yaşayanlara duyurdu. Vatandaşlar da akıllarına takılan soruları Başkan Gökhan’a iletti.
Gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısında konuşan Başkan Gökhan; “Şimdi bu alanın riskli alan olması ile ilgili Bakanlar Kurulu’nun karar vermesi noktasındayız. Artık bu evlerin oturulacak bir durumu yok. Onun için bir an önce, çok acele bir şekilde yapılması gerekiyor. Ama şartım şu, herkes burada kalmak koşulu ile bu işi çözmemiz lazım. Gerekirse Ankara’ya da gideceğiz, kapının önüne oturacağız ve bu işi yapacağız. Eğer devam edersem, bunun sözünü veriyorum. Eğer olmazsam da lütfen direnin ve hakkınızı arayın. Kararın Nisan ayı içerisinde Bakanlar Kurulu’ndan geçtiğini varsayarsak, 6 ay içerisinde işe başlamış olacağız. Hedefimiz en kısa sürede bu işi çözmek. Yeter ki Bakanlar Kurulu tarafından ilan edilsin. Sonuçta bir yapım ihalesi olacak. Bunun masraflarını biz karşılayacağız. Sizlerden herhangi bir ücret talep etmemiz söz konusu değil. Sizin haricinizdeki, bize ait olan daireleri alacak olan kişilerin katkısını alacağız. Riskli alan ilan edilince bankalardan da düşük faizli kredi imkanları oluşabilecek. Yeni ev sahibi olacak insanları da bunlardan faydalandırarak, kısa bir süre içerisinde, fazla aksatmadan bu işi çözebiliriz” dedi.
Gökhan süreci anlattı
Başkan Gökhan konuşmasında süreç ile alakalı; “Yüzde 76’sı size ait, yüzde 24’ü bize ait olan bu alanda, bu şekli ile yaparız dedik. Sonuç itibari ile görüşmelerin ardından 855 kişiden aşağı yukarı 39 hak sahibi hariç, diğer kişiler ile anlaşmıştık.Bu arada yapılan tapu incelemelerinde 860 konurun 296 tanesinde çözülemeyecek şerhler çıktı. Bunlarda banka ve kurumların ipotekleri var, resmi kurumların şerhleri var, miras sorunları var. Bununla birlikte devam eden hukuki süreçler olduğu tespit edildi ve bu işlem 2017 yılı içerisinde durduruldu. Biz de durumu inceledik ve ikinci bir alternatif bulduk. Bu da, bu alanın riskli alan olarak ilan edilmesi oldu. O zaman da şöyle bir durum ile karşı karşıya kalınıyor, diyelim ki bu konutlardan bir tanesinin ipoteği, haczi kaldırılamıyor. Burayı riskli alan ilan ettiğimiz zaman, buradaki şerhler hak sahibinin üzerine geçiyor ve buradaki bütün sıkıntılar çözülüyor ve bu işin olmasına engel bir durum kalmıyor. Bunun üzerine 2017 Aralık meclisinde oy birliği ile karar aldık ve bu alanın riskli alan olarak ilan edilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına müracaat ettik. 2018 yılının Şubat ayında bu müracaat için çalışmalarımız başladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığından bize neler yapılması gerektiği konusunda bilgiler verildi. Devamlı temas halinde olundu ve arkadaşlarımız gerekli yazışmaları yaptılar. Şubat’ta başladık, sonra Haziran ayında ek bilgiler istendi. Onları da yerine getirdik. Bu arada da 2018’in Kasım ayında üniversite ile bir protokol yaptık. İnşaat ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü ile ortak hizmet projesi gerçekleştirdik. Çünkü üniversitenin raporu gerekiyordu. Bu noktada 13 binanın ayrıntılı analizleri yapıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yetkili İnşaat ve Yapı Malzemeleri Laboratuvarıyla söz konusu alanda tahribatlı ve tahribatsız yöntemler ile karot örnekleri alındı. Bunların yanında bakanlığın diğer istediği analizler de yaptırıldı. Sonuç itibari ile bütün bu analizlerin ekleri ve bilgileri Jeoloji Mühendisliği Bölümüne gönderildi. Onlar da bir rapor hazırladılar. Bu raporu 20 Şubat tarihi itibari ile bitirdik. Bu tarih itibari ile de Ankara’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ilgili genel müdürlüğüne gönderdik. Şu anda dosyamız genel müdürün önünde. İlgili daire başkanlıkları tamam dedi, başka bir şey istemedi. Genel müdür bunu onayladıktan sonra Bakanlar Kuruluna gidilecek, Bakanlar Kurulu da bu alanları riskli alan ilan ettikten sonra süreç başlayacak. Bu süreçten sonra bakanlık bize yetki devri yapacak. Yani burada bu konuda çalışmaya başlayın diyecek. Sonra olanları bakanlıkla birlikte işbirliği içerisinde yapacağız. Daha önce başka yerlerde riskli alan ilan edilmesi için müracaat edilip, işlemler daha sonra yapılıyordu. Biz bütün işlemleri tamamladık. Yani Bakanlar Kurulu’ndan kararın çıkmasının ardından yapılması gereken işlemleri dahi tamamladık. Bakanlar Kurulu’nun kararının ardından hızlı bir şekilde çalışmalarımıza başlayacağız. Şu anda geldiğimiz nokta, bu alanın Bakanlar Kurulu tarafından riskli alan olarak ilan edilmesi” dedi.
“Bakanlığın alternatif önerisi var” “Bu arada da Bakanlığın bir alternatif önerisi var. Siz buradaki insanlar için bir hazine arazisi bulun, o hazine arazisine biz yeni evleri yapalım, buradakileri de o alana taşıyalım diyor. Biz buna karşıyız. Tam da karşı olduğumuz nokta bu. Onun için 4 senedir burası için uğraşıyoruz. Bu öneriye hayır dedik. Biz bunu bu alanda hak sahipleri ile birlikte yapmak istiyoruz. Bunu da yaptık mı? Evet yaptık. Belediyenin arkasındaki sanayi alanını dönüştürdük. Oradaki dükkan ve ev sahipleri kendi yerlerinde kaldılar. Biz burada da bunu istiyoruz. Ülkemizde maalesef bunun çok kötü örnekleri var. İnsanları yaşadıkları yerlerden alıyorsun, başka alanlara götürüyorsun. Götürdüğün yerde de mallarını bugünkü değeri ile değerlendiriyorsun. Halbuki inşaatlar bittiği zaman bu evler şimdiki değerinin 5 katı değerinde olacak. Yani Çanakkale’nin merkezinde, her yere yürüme mesafesinde olan bir alandan buradaki insanları buranın dışına atmanın vicdani bir yönü var mıdır? Yoktur. Biz bunu yapabilir misin dediler, biz de bunu yaparız dedik.”
“Bakanlığın alternatif önerisi var” “Bu arada da Bakanlığın bir alternatif önerisi var. Siz buradaki insanlar için bir hazine arazisi bulun, o hazine arazisine biz yeni evleri yapalım, buradakileri de o alana taşıyalım diyor. Biz buna karşıyız. Tam da karşı olduğumuz nokta bu. Onun için 4 senedir burası için uğraşıyoruz. Bu öneriye hayır dedik. Biz bunu bu alanda hak sahipleri ile birlikte yapmak istiyoruz. Bunu da yaptık mı? Evet yaptık. Belediyenin arkasındaki sanayi alanını dönüştürdük. Oradaki dükkan ve ev sahipleri kendi yerlerinde kaldılar. Biz burada da bunu istiyoruz. Ülkemizde maalesef bunun çok kötü örnekleri var. İnsanları yaşadıkları yerlerden alıyorsun, başka alanlara götürüyorsun. Götürdüğün yerde de mallarını bugünkü değeri ile değerlendiriyorsun. Halbuki inşaatlar bittiği zaman bu evler şimdiki değerinin 5 katı değerinde olacak. Yani Çanakkale’nin merkezinde, her yere yürüme mesafesinde olan bir alandan buradaki insanları buranın dışına atmanın vicdani bir yönü var mıdır? Yoktur. Biz bunu yapabilir misin dediler, biz de bunu yaparız dedik.”