İnsan zihni, sürekli tohumların ekildiği verimli toprak gibidir. Tohumlar düşünceler, fikirler kavramlardır. Söz tohum gibidir ve insan zihni son derece verimlidir. Bir tohum ekerseniz, bir düşünce ekerseniz o büyür. Burada tek problem şudur: Genellikle bu verimli toprağa korku tohumları ekilir.
Söz, insan olarak sahip olduğunuz en güçlü araçtır; söz büyü aracıdır. Ama iki yanı keskin kılıç gibi, sözünüz en güzel rüyayı da yaratabilir, etrafınızdaki her şeyi de yok edebilir.
Sözümüzle bir insana büyü de yapabiliriz, onu büyüden de kurtarabiliriz. Örneğin bir arkadaşıma rastlıyorum ve aklıma gelen ilk düşüncemi söylüyorum. Ona: ‘ Hmmmm! Yüzündeki renk, kanser olacak insanların yüzündeki renk gibi’ Arkadaşım eğer bu sözüme inanırsa sözümle bir anlaşma yapmış olur. Ve 1 seneden az bir zamanda kanserden ölür. Bu sözün gücüdür.
Birisi bir kıza bakıp ‘bu kız çirkin’ derse kız bu sözü duyar ve çirkin olduğuna inanır. Ve çirkin olduğu inancıyla büyür. Gerçekte ne kadar güzel olursa olsun, bu anlaşmayı yaptığı sürece çirkin olduğuna inanacaktır. Kız, çirkin sözünün büyüsü altındadır.
Mesela, aptal olduğunuza inanabilirsiniz ve buna kendinizi bildiğiniz günden beri inanıyor olabilirsiniz. Bu anlaşma çok sinsice olabilir ve öyle şeyleri size yaptırır ki, aptal olduğunuz konusunda iyice emin olursunuz. Bir gün bir kimse aptal olmadığınıza dair bir çapa atabilir. Bu insanın söylediğine inanırsanız yeni bir anlaşma yapmış olursunuz. Büyü bozulmuştur, SADECE SÖZÜN GÜCÜYLE…
Başkaları ile daha da önemlisi kendimiz ile olan iletişimimizde yalan söylemeyi alışkanlık haline getirdik. Sözü küfretmek, suçlamak, utandırmak, yok etmek için kullanıyoruz. Genellikle sözü kendi bireysel zehrimizi akıtmak için kullanıyoruz. Kızgınlığımızı, kıskançlığımızı, çekememezliğimizi ve nefretimizi ifade etmek için.
Söz saf büyüdür. Söz biz insanların sahip olduğu en güçlü armağandır. Ve sözü kendimize karşı kullanıp duruyoruz. Sözün kötüye kullanımı ile birbirimizi aşağıya doğru çekiyor, birbirimizi korku ve şüphe kıskacında hapsediyoruz.
Ancak göremediğimiz şey şudur: Sözü yanlış kullandığımız her an kendimizi cehennem bataklığının içine biraz daha çekeriz.
Yıllar boyu hem başkalarının sözleri aracılığıyla dedikodu ve büyünün etkisine gireriz, hem de kendimizle ilgili kendimizin söylediği sözlerle aynı olumsuz etkiyi yaratırız. Şimdi düşünün. Haklı çıkmak adına, başkalarının sizin bakış açınızı desteklemesini sağlamak adına kaç kez sevdiklerinizle ilgili dedikodu yaptığınızı bir düşünün.
Sizin fikirleriniz, sizin bakış açınızdan başka bir şey değil. İlle de doğru olması gerekmiyor. Fikirleriniz inançlarınızdan, egonuzdan ve bireysel rüyanızdan kaynaklanıyor. Zehri yaratıyoruz ve başkalarına yayıyoruz çünkü kendi bakış açımızın doğru olduğunu hissetmek istiyoruz.
Kendinize ne kadar harika, ne kadar özgün ve büyük olduğunuzu söyleyin. Kendinizi ne kadar sevdiğinizi söyleyin. Sözlerinizi size acı veren küçük anlaşmalarınız bozmak için kullanın.Sadece bu anlaşma bile hayatınızı bütünüyle değiştirebilir.
Ayfer ÖZDEMİR
Uluslararası NLP ve Profesyonel Yaşam Koçu
Kişisel Gelişim Uzmanı ve Bilinçaltı Terapisti
Vedik Astroloji – Bireysel ve Aile Danışmanı
YAZARLAR
Yayınlanma: 19 Eylül 2020 - 10:00
Söz büyüdür!
İnsan zihni, sürekli tohumların ekildiği verimli toprak gibidir
YAZARLAR
19 Eylül 2020 - 10:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir