Bir kadın, evli ya da dul, hiç evlenmemiş ya da boşanmış da olabilir. Flört de edebilir. Anne olmayı ya da olmamayı tercih edebilir. Mini etek giyebilir ya da türban takabilir. Gece dışarı, sabah koşuya hatta tek başına tatile de çıkabilir veya günlerce evinden adım atmayabilir. Çalışabilir ya da ev kadını da olabilir. Denize bikini ya da tesettürlü mayo ile girebilir. Keyfi istiyor diye muhteşem yemek yapabilir ya da canı istemiyor diye hiç yemek pişirmeyebilir. "Artık seninle olmak istemiyorum" dendiğinde kadın üzerinde hak iddia etmeye çalışan kişi, sen yoluna gideceksin. "Çocuk doğurmuyorum dediğimde" "Ne demek çocuk doğurmuyorsun!" diyen politikacı, sen işine bakmalısın. Kadınlara rol biçenler, önce kendi işini yapmalı. Çünkü saygılı, iyi ve adil insanlar öncelikle kendi işini yapar.
6284 sayılı kanun yürürlükte olmasına rağmen İstanbul Sözleşmesi kaldırıldıktan sonra bu kanunun da uygulanmasında sıkıntılar yaşanıyor. Mahkeme salonlarının sokak kadar umut verici olmadığını hatta umudu kıran yerler olduğunu, kadına yönelik yapılan saldırı, taciz, tecavüz ve cinayet haberlerinden sonraki süreçlerinde yaşananları medyadan takip edebiliyoruz (kısıtlama olmadığı sürece). Kadınlara karşı yapılan her türlü saldırı sadece adli bir olay olmuyor, her gün üç kadın öldürülüyorsa bu toplumsal bir sorun olmuş oluyor. Doktor Ayşe Güneş' in yaşadığı saldırı hepimizin başına gelebilir. Şiddetinin son bulması için yasa ve sözleşmelerin geçerliliklerinin korunması ve bunların tümüyle uygulanması gerekmektedir. Ama, yaklaşım "nasılsa İstanbul Sözleşmesi kalktı, uygulamayız" a döndü. Bu kararlar ve metinler kadınların kazanımlarıydı, hiç bir devlet ben kadınlara haklar vereyim diye imzalamadı. Kadın mücadelesiyle mahkeme salonlarına hala baskı yapabiliyoruz. O nedenle kadın mücadelesi değerli ama yargı mekanizması kadın düşmanı şeklinde ilerliyor. Sözleşmenin tek amacı cinsiyetinden dolayı kimsenin ayrımcılığa uğramamasıydı. Gerçekten yaptırımları vardı.
Her gün insanlık dışı yeni bir haberle güne başlamaya mecbur bırakılıyoruz. Yağmurda ıslanmasın diye babasının taksiye bindirdiği çocuğa (15) taksi şoförü tecavüz ediyor! Ve "Şeytana uydum." diyor.
Ülkede ucuz olan tek şey insanlığımız mı?
Bu canavarlığı yapan kişiler gerçekten hak ettikleri cezayı alacaklar mı?
Ülkede pahalılık var ise, enflasyon %135 civarı ise sorumlusu kim? Bunu dile getiren bir vatandaşı göz altına almak sorunu çözecek mi?
Eleştiren insanları gözaltına almak, fiyatları düşürmez ama birilerinin maskesini düşürebilir. Kişisel fikirleri umurumda değil, yapılan şey ifade özgürlüğüne saldırı. Soğan doğrarken hep ağlatırdı, artık doğramadan da ağlatıyor.
Sabahattin Ali' nin de dediği gibi: "Perişan bir haldeyim. Fakat içimde kendimden bile sakladığım bir ümit var…"
İyi haftalar.
YAZARLAR
Yayınlanma: 10 Nisan 2023 - 08:06
SÖZDE KALMASIN
Bir kadın, evli ya da dul, hiç evlenmemiş ya da boşanmış da olabilir
YAZARLAR
10 Nisan 2023 - 08:06
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir