Neden musluklarımızdan gönül rahatlığıyla su içemiyoruz? Çok uzun yıllar memlekette bırakın damacanayı, paketlenmiş su bile yoktu ya da yaygın değildi. Bu konuda hatırladığım eski bir marka var. O da böyle her köşe başındaki büfede falan bulunabilecek bir şey değildi. Daha çok lüks firmalar ve oteller kullanırdı. Birde otobüslerde verilen şu bardak veya poşet şeklindeki küçük sular vardı, onlarında sırf otobüslerde kullanılsın diye üretildikleri tüm satışlarını otobüs firmalarına yaptıklarını hatırlıyorum. O zamanlar da insanlar sadece musluktan su içerledi. Bazı köy yerlerinde evlerde musluk olmadığı için köyün çeşmesinden bidonlara doldurularak su içme ihtiyacı giderilirdi. Ülkemizin su kaynakları açısından (şebeke suları da dahil) dünyanın birçok ülkesinden daha zengin ve daha kaliteli sular barındırdığının hepimiz farkındayız. Eee peki ne oldu da birden bire memleket olarak damacana ve hazır sulara geçtik. Ben zamanını tam hatırlamıyorum ama uzun süre dayandık damacana ile satılan sulara geçmemek için. İşte eşine zor rastlanır bir pazarlama taktiği ve ansızın yaygınlaşan dağıtım ağlarıyla birden bire bu hazır sular hayatımıza girdi. Hem de bir süre kullandıktan sonra çeşme suyuna yeniden dönemiyorsun da, tadı bir tuhaf geliyor, içtiğinden bir şey anlamıyorsun, demlediğin çay kötü gibi geliyor.
İnsan, sırf bu su firmaları para kazanabilsinler diye şebeke suyunun tadını ve kalitesini bozmak için uğraşıldığını dahi düşünüyor. Hatta bizzat bazı belediyelerin, çok değil bundan 10-15 sene önce şebeke olarak halkına dağıttıkları suları ambalajlayıp sattıklarını dahi biliyoruz. O zaman daha kötü sularıda şebekelere veriyorlar. Bu durum yurt dışında pek çok yerde geçerli olmayan sorunsaldır. Evet, marketlerde su pahalı yurt dışında ama musluk suyunu tereddütsüz içebiliyorsunuz. Turistler de zannediyor ki hep doğal kaynak suyu alıyor Türkler marketten, çok seçiciler...
Sonuç olarak ve zorunluluktan, su kültürümüz değişmiştir.
İçme suyu (ve atık su arıtma) tesislerinin layıkıyla işletilmesi için su idarelerinin yeterli bütçeleri yok ne yazık ki. O tesislerde laboratuvar gideri, kimyasal gideri, elektrik ve doğalgaz gideri gibi kalemler çok maliyetli. Ya suya zam yapılacak ya da damacanaya devam edeceğiz.
Peki, tek başına belediyeler bu durumu çözmek için ne kadar yetkili? Bazı şeyleri yargılamadan önce durumun her koşulunu değerlendirmek gerekiyor. Bu hayatımızın her noktası için geçerli bir kural. Empatimiz ve objektif bakış açısı kazanmamız hayatımızın her noktasını etkileyecektir. Hatta ülkemizin ve dünyamızın geleceğini de etkileyecektir.
Anayasamızın 9. maddesi: "Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır." der. Millet olmamamız, gelecek çıkarlarımıza doğru birlikte hareket etmemizi gerektirecektir. Ve de, "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletin" olacaktır.
İyi haftalar.
Genel
Yayınlanma: 19 Aralık 2022 - 09:00
Sudan Sebepler
Neden musluklarımızdan gönül rahatlığıyla su içemiyoruz? Çok uzun yıllar memlekette bırakın damacanayı, paketlenmiş su bile yoktu ya da yaygın değildi
Genel
19 Aralık 2022 - 09:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir