Bir minik yavrumuzu daha sapık ruha kurban verdik. Bu kaçıncı? İğreniyorum artık insanlara bakarken. Bu kadar vahşi bir canlı nasıl olabilir? Yaşadığı dünyayı, dünya üstü yaşamı, hemcinsini yok ederek hayatını nasıl sürdürebilir? Eğitim falan değil bunun temeli, resmen biz insanoğulları kötü canlılarız.
Eski kordonda Golf Çay Bahçesine gelmeden kuşlar için bir yemlenme alanı oluştu iki yıldır bizlerin sayesinde, bilirsiniz. Kumrular nasiplerini almaktaydılar Pazar günü yine. Günlük yürüyüşüm esnasında toplumu nasıl yanlış yöne evrilmeye teşvik ettiğimizi gördüm. Bir baba ve iki oğlu ki çocuklar dört bilemediniz beş yaşlarında, kumruları koşarak ve tekmelemeye çalışarak kovmaya çalışıyorlar büyük bir zevkle ve eğlenerek. Kaçışan kuşlar, sonra ardlarına gerisin geriye yere konup şaşkın şaşkın onlara bakan kuşlar, kızgın ahali, şiddet eğilimli yetişen çocuklar… Dumur anını yaşamaktaydık hepimiz. Önce bir kadın; “ne yapıyorsunuz beyefendi” diye seslendi, sonra bir amcabey; “kardeşim yapma yahu, bu çocuklara bunu öğretm…” diye hayıflanırken ellerini açmış… Gür sesiyle kuş tekmecisi; “size ne be size ne, Pazar keyfime karışmayın” diye bağırdı. İki çocuk da şaşkın şaşkın yaşlı amcaya bakıyordu, sonra babaları bağırmayı kestiğinde onlar da babaları ile birlikte dönüp oradan uzaklaştılar. Yani kuşları kovalayıp tekmeleme hakları ellerinden alındığı için hüzün ve kızgınlık ile mutsuzluğun dibine vurdular. Şimdi o iki çocuk nasıl büyüyorlar dersiniz evlerinde. Dört duvar arasında neler oluyor? Toplumu ne gibi tehditler ve tehlikeler bekliyor o çocuklar büyüdüğünde?
Yine aynı gün bu kez de bir güzel etkinlik ile karşı karşıya geldim aracımla seyir halindeyken. Aslında etkinliği biliyordum ama bu denli güzel bir eğitim halinde gerçekleşeceğini bilmiyordum. “Süslü Kadınlar” bisiklet turu atmaktaydılar Çnakkale sokaklarında marşlar eşliğinde. Bir sürü makyajlı, elbiseli (pantolon ya da şortlu değil) kadın ve birkaç da erkek bisikletleri ile turlamaktaydı. Aslında tüm çocuklarımızın izlemesi gereken bir etkinlikti. Kadınların seks metası olarak görülmemesi için onların gözünde kadınların bacakları sıradan bir vücut uzvu olarak görülmeli. Böyle yerleşmeli ki belleklerine büyüdüklerinde her kadının kendileri için işlenecek bir tarla olmadığını öğrensinler. Süslenen kadının “müsait” değil, özgür olduğunu bilen bireyler yetiştirmek için toplumsal etkinlikleri artırmakta ve bu etkinliklerin içerisine özellikle erkek çocukları katmakta fayda var.
Doğada ki en vahşi yaratık olan insan için temel ihtiyaç neredeyse sadece kadın. Yaradılıştan bu güne dek baktığımızda tüm savaşların iki sebebi var sadece. Ya din ya da kadın. Bazen ker ikisi de. Çok basit ve iğrenç gelmiyor mu size de, bana geliyor. Değişmeli bu düzen, teknoloji çağında olduğumuzu ve bu çağda artık diğer toplumların dünya ile değil uzay ile ilgilendiklerini görmeliyiz. Bu dünyayı aşan toplumlarla baş etmek için hala bu dünyanın çağ dışı yaşam formlarına bağlı mı kalacağız? Olabilir mi bu? Yaşam hakkı bulabilir miyiz bu strateji ile? Geleceğimiz diye söylediğimiz çocuklarımıza hayvanlara eziyet eden ebeveyn görüntüsü verirsek nasıl kendisini tam teslim etmiş eşine saygı göstermelerini bekleyebiliriz ki? Sağlıklı ve mutlu bir yuva ancak aile babasının sağlıklı toplum düşüncesi ile mümkün olabilir. Eşini döven, evinde hayvan beslemeyen, sokakta gördüğü hayvanlara eziyet eden, ağzında küfür eksik olmayan ebeveynden ve onun yetiştirdiği çocuklardan bu ülkeye ne fayda gelir ki?
Ben bu konuda çok duyarlı olmamız gerektiğine inanıyorum. Çocuklarımızın ırzına göz dikilmemesi için artık onları suça teşvik eden yapıda değil, toplumu mutlu eden yapıda yetiştirme zamanımız geldi.
YAZARLAR
Yayınlanma: 25 Eylül 2018 - 14:26
Süslü Kadınlar
Bir minik yavrumuzu daha sapık ruha kurban verdik
YAZARLAR
25 Eylül 2018 - 14:26
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir