Yüzyıllarca, Kore'de "do" sanatları ustaları dövüş sanatlarının kendine özgü formlarını ve karakteristiğini belli semboller kullanarak öğrencilerine izah etme yoluna gitmişlerdir. Bu semboller genelde hayvanlar, kuşlar, bitkiler, yılanlar ,böcekler arasından yüksek performans sergileyen örneklerdi. Bu semboller aynı ayda Asya toplumunuz felsefesi görüşünü, dinlerini, sanatlarını ,dillerini kısaca kültürlerini anlatan önemli işaretlerden kabul edilir. Bu semboller Kore'nin her tarafında popülerliğini koruyarak günümüze kadar gelmişlerdir.
Nereye gitseniz rastlarsınız.Vazolarında, Çanak çömleklerinde, tabak ve bardak gibi yiyecek ve içecek eşyalarında, elbiselerinde, heykel ve gravürlerinde, duvar resimlerinde, bina süslemelerinde ,kitaplarında ve dini mabetlerinde bu sembollere sık sık rastlarsınız.
. Çoğu batılılar bu sembolleri dövüş sanatlarını çalışırken öğrendiler. Niye kullanıyorlar, ne anlamlara geliyorlar, orijinleri nedir gibi sorulara cevap aramaya başladılar
Uzun zaman önce Kanije sembolleri kullanılan bir yazı dili vardı. İnsanlar çevrelerindeki gördükleri objelerden faydalanarak simgelerle duygularını ifade ediyorlardı. Bu teknik kompleks haberleşmelerde gerekli gizlilik ve verimi elde etmek için kullanılıyordu. Kanije karakterleri üzerine kurulu bu yazı dili bilhassa 5.yüz yıl dan sonra yok oldu. Komşu ülkelerle olan kanlı savaşlar Kore yarımadası üzerinde yüzyıllar boyunca değişmeyecek kültürel yıkımlara neden oldu. Bu yazı dili de silindi. Çünkü işgalci güçlerin en büyük tahribatı toplumların tarihi ve kültürü üzerine oluyordu .Bu onların asimilasyonu için şarttı. Bu nedenle savaşlar sonucu kütüphaneler, anıtlar, el yazmaları her ne varsa yok oldu. Buda insanların geçmişleri ile olan bağlarının kopmalarına veya en aza inmelerine neden oldu.
Orduların kültürel tahribatına rağmen Kore insanları tarafından geliştirilen resimsel teknikle kompleks kavramları ifade edilmesine ait bulgular bize taekwondo vasıtasıyla ulaşır. Kore’de yüzyıl savaşları boyunca savaşçılar birbirlerine iletilmesini istedikleri bilgileri sürekli sembollerle ifade ederek anlatırlardı. Bu semboller sürekli değişir her defasında farklı semboller kullanılırdı. Bu şekilde düşmana geçse bilgiler kolay deşifre edilemezlerdi. Bilgilerin iletilmesini bazen bir vazo üzerine işlenmiş desenler sağlardı. Tüm bilgi vazoya işlenmiş resimlerle anlatılırdı. Tabi ki günlük hayattaki her şey sembol olarak kullanılmıştır. Yöresel hayvanlar, kuşlar, böcekler, çiçekler ,bitkiler ve dinsel imajları sembol oluşturmada kullanmışlardır. Semboller sürekli değiştiğinden eski semboller zamanla güncel objelerle yer değiştirmiştir. Bu nedenle eski objeler çok azdır. Bir kaç Hindu dinine ait obje güncelliğini koruyabilmiştir. Bunlarda çok güçlü ve önemli kavramları ifade eden objelerdir. Günümüzde de insanlara geçmişleri ile ilgili kültürlerini anlattıklarından hala önemlerini korurlar. Her sembol çok önemli bir kavramı ifade ederdi. Bu sembollerle insanlar arasında muazzam miktarda bilgi akışı olmuştur.
6.yüzyıl savaşlarından sonra merkezi yönetim sert ve kaba Konfüçyüs felsefesi yerine daha ılımlı olan Budist felsefeyi benimsedi..
Bölgesel yönetimler bu felsefeyi desteklediler. Budizm felsefesi ise günlük hayatta sembolleri çok kullanan bir yapıda idi.
Budizm felsefesinde semboller sık olarak kullanılır. Budist rahipler ruhsal ve fiziksel kimliklerini geliştirme çalışmalarını sık olarak değişik sembollerle açıklarlar.
Çalıştırıcılar öğrencilerine teknikleri öğretirlerken neden yapıldığını ve ne işe yaradığını sembollerle açıklamak istediler. Tekniğin Orijini nedir ve nasıl kullanılır nasıl mükemmelleştirilir. Hareket formlarındaki mimik hareketlerin tabiatta uygulanan örneklerinden faydalandılar.
Çin kung fu ve Kore çıplak el dövüş sanatlarında (ms 618-ms907) yıllarında Pelinsularda Tang krallığı periyodunda, günümüze kadar gelmiş olan semboller kullanılmaya başlandı.
El hareket mimiklerinde kuşların kanat çırpışları taklit edildi. Parmak vuruşlarında (bıçak vuruşu) yılanın dişleri ve hareketi ve kuşların gaga vuruşları esas alındı. Öne tek adımda kuşların adım atışı ve denge muhafazaları işlendi.
Çoğu dövüş teknikleri bu şekilde hayvanların hareket tarzları esas alınarak geliştirildi. Çünkü hayvanlar yaşamlarını kendilerinden zayıfları öldürerek sürdürürler.. Bu nedenle yaptıkları vuruşlar en kısa sürede en yüksek etkiyi sağlayan vuruşlardır. Yaratılışlarından son derece biyomekanik özelliklere sahip organlara ve onların işleyiş tarzlarına sahiptirler. Coğrafi bölgelere ve yaşam koşullarına göre de hareket tarzları değişik olur. Bu nedenle bizim için örnek teşkil ederler.
Kutsal Olan Hayvanlar
Dünyanın 4 temel özelliğini ifade etmek için 4 hayvan kullanıldı ve bunlar kutsal sayıldı.4 mevsim, 4 temel renk ( Beyaz ,Yeşil, kırmızı ve siyah) uzayın 4 bölümü ve yönler ( kuzey, güney, doğu ve batı)..Bu sınıflandırmalar M.S 2. yüzyıldan sonra yapılmaya başladı ve hayvanlarda bu sınıflandırılmalarının sembolleri olarak anılmaya başlandı.
Bu kuş yılan veya diğer hayvanlar kendine has bir takım özellikleri ile diğerlerinden ayrıldıklarından belli objelere yakınlıkları neden ile onları temsil etmeye başladılar.
Her hayvanın kendine has bir nüfuz alanı vardır ve doğada kendine has bir yere sahiptir. Bir yılanın yaşam alanı ile ayınınki veya kuşunki birbirinden farklıdır. Davranışları değişik değişiktir. Kendilerine has savunma mekanizmaları vardır. Her birinin saldırı silahları ve teknikleri farklıdır. Yiyeceklerini farklı şekilde avlarlar ve farklı şekilde yaşam sürerler. Birinin diğerine benzemesi demek ölmesi anlamına gelir. Her birisi kendi soyunun gerektirdiği şekilde davranması lazımdır.
Nereye gitseniz rastlarsınız.Vazolarında, Çanak çömleklerinde, tabak ve bardak gibi yiyecek ve içecek eşyalarında, elbiselerinde, heykel ve gravürlerinde, duvar resimlerinde, bina süslemelerinde ,kitaplarında ve dini mabetlerinde bu sembollere sık sık rastlarsınız.
. Çoğu batılılar bu sembolleri dövüş sanatlarını çalışırken öğrendiler. Niye kullanıyorlar, ne anlamlara geliyorlar, orijinleri nedir gibi sorulara cevap aramaya başladılar
Uzun zaman önce Kanije sembolleri kullanılan bir yazı dili vardı. İnsanlar çevrelerindeki gördükleri objelerden faydalanarak simgelerle duygularını ifade ediyorlardı. Bu teknik kompleks haberleşmelerde gerekli gizlilik ve verimi elde etmek için kullanılıyordu. Kanije karakterleri üzerine kurulu bu yazı dili bilhassa 5.yüz yıl dan sonra yok oldu. Komşu ülkelerle olan kanlı savaşlar Kore yarımadası üzerinde yüzyıllar boyunca değişmeyecek kültürel yıkımlara neden oldu. Bu yazı dili de silindi. Çünkü işgalci güçlerin en büyük tahribatı toplumların tarihi ve kültürü üzerine oluyordu .Bu onların asimilasyonu için şarttı. Bu nedenle savaşlar sonucu kütüphaneler, anıtlar, el yazmaları her ne varsa yok oldu. Buda insanların geçmişleri ile olan bağlarının kopmalarına veya en aza inmelerine neden oldu.
Orduların kültürel tahribatına rağmen Kore insanları tarafından geliştirilen resimsel teknikle kompleks kavramları ifade edilmesine ait bulgular bize taekwondo vasıtasıyla ulaşır. Kore’de yüzyıl savaşları boyunca savaşçılar birbirlerine iletilmesini istedikleri bilgileri sürekli sembollerle ifade ederek anlatırlardı. Bu semboller sürekli değişir her defasında farklı semboller kullanılırdı. Bu şekilde düşmana geçse bilgiler kolay deşifre edilemezlerdi. Bilgilerin iletilmesini bazen bir vazo üzerine işlenmiş desenler sağlardı. Tüm bilgi vazoya işlenmiş resimlerle anlatılırdı. Tabi ki günlük hayattaki her şey sembol olarak kullanılmıştır. Yöresel hayvanlar, kuşlar, böcekler, çiçekler ,bitkiler ve dinsel imajları sembol oluşturmada kullanmışlardır. Semboller sürekli değiştiğinden eski semboller zamanla güncel objelerle yer değiştirmiştir. Bu nedenle eski objeler çok azdır. Bir kaç Hindu dinine ait obje güncelliğini koruyabilmiştir. Bunlarda çok güçlü ve önemli kavramları ifade eden objelerdir. Günümüzde de insanlara geçmişleri ile ilgili kültürlerini anlattıklarından hala önemlerini korurlar. Her sembol çok önemli bir kavramı ifade ederdi. Bu sembollerle insanlar arasında muazzam miktarda bilgi akışı olmuştur.
6.yüzyıl savaşlarından sonra merkezi yönetim sert ve kaba Konfüçyüs felsefesi yerine daha ılımlı olan Budist felsefeyi benimsedi..
Bölgesel yönetimler bu felsefeyi desteklediler. Budizm felsefesi ise günlük hayatta sembolleri çok kullanan bir yapıda idi.
Budizm felsefesinde semboller sık olarak kullanılır. Budist rahipler ruhsal ve fiziksel kimliklerini geliştirme çalışmalarını sık olarak değişik sembollerle açıklarlar.
Çalıştırıcılar öğrencilerine teknikleri öğretirlerken neden yapıldığını ve ne işe yaradığını sembollerle açıklamak istediler. Tekniğin Orijini nedir ve nasıl kullanılır nasıl mükemmelleştirilir. Hareket formlarındaki mimik hareketlerin tabiatta uygulanan örneklerinden faydalandılar.
Çin kung fu ve Kore çıplak el dövüş sanatlarında (ms 618-ms907) yıllarında Pelinsularda Tang krallığı periyodunda, günümüze kadar gelmiş olan semboller kullanılmaya başlandı.
El hareket mimiklerinde kuşların kanat çırpışları taklit edildi. Parmak vuruşlarında (bıçak vuruşu) yılanın dişleri ve hareketi ve kuşların gaga vuruşları esas alındı. Öne tek adımda kuşların adım atışı ve denge muhafazaları işlendi.
Çoğu dövüş teknikleri bu şekilde hayvanların hareket tarzları esas alınarak geliştirildi. Çünkü hayvanlar yaşamlarını kendilerinden zayıfları öldürerek sürdürürler.. Bu nedenle yaptıkları vuruşlar en kısa sürede en yüksek etkiyi sağlayan vuruşlardır. Yaratılışlarından son derece biyomekanik özelliklere sahip organlara ve onların işleyiş tarzlarına sahiptirler. Coğrafi bölgelere ve yaşam koşullarına göre de hareket tarzları değişik olur. Bu nedenle bizim için örnek teşkil ederler.
Kutsal Olan Hayvanlar
Dünyanın 4 temel özelliğini ifade etmek için 4 hayvan kullanıldı ve bunlar kutsal sayıldı.4 mevsim, 4 temel renk ( Beyaz ,Yeşil, kırmızı ve siyah) uzayın 4 bölümü ve yönler ( kuzey, güney, doğu ve batı)..Bu sınıflandırmalar M.S 2. yüzyıldan sonra yapılmaya başladı ve hayvanlarda bu sınıflandırılmalarının sembolleri olarak anılmaya başlandı.
Bu kuş yılan veya diğer hayvanlar kendine has bir takım özellikleri ile diğerlerinden ayrıldıklarından belli objelere yakınlıkları neden ile onları temsil etmeye başladılar.
Her hayvanın kendine has bir nüfuz alanı vardır ve doğada kendine has bir yere sahiptir. Bir yılanın yaşam alanı ile ayınınki veya kuşunki birbirinden farklıdır. Davranışları değişik değişiktir. Kendilerine has savunma mekanizmaları vardır. Her birinin saldırı silahları ve teknikleri farklıdır. Yiyeceklerini farklı şekilde avlarlar ve farklı şekilde yaşam sürerler. Birinin diğerine benzemesi demek ölmesi anlamına gelir. Her birisi kendi soyunun gerektirdiği şekilde davranması lazımdır.