Sizce telsizden böyle bir anons geçse ne anlarsınız. Diyelim ki; sizin telsiz kodunuzu anons eden Belediye Başkanı ‘Erdinç keçi alalım mı keçi’ dese ne anlarsınız da ‘anlaşıldı başkanım’ diye yanıt verirsiniz.
Anlayan anlıyor da sizi ne anladınız. Herhalde koskoca Belediye Başkanı keçi çiftliği kuracak değil. Hoş kursa güzel de olur. Organik organik süt tadına bakar vatandaş. Neyse biz konumuza dönelim; bakalım Erdinç bey bu anonstan ne anlamış.
Yıllar önce cep telefonları henüz ülkemizin bitki örtüsü haline gelmemişken; hatta yok iken Belediye bütün iletişimini telsizlerle sağlıyordu. Belediye Başkanı ‘1729’ diyerek (bu tamamen uydurma bir koddur, salladık yani sevgili okur) sizi anons ettiyse bunu aynı zamanda telsizi olan ve aynı kanaldaki herkes duyardı.
Dönemin Belediye Başkanı İsmail Özay, telsizden bu anonsu yaptığında karşı taraf anında refüj ortasındaki otların kesilme zamanının geldiğini şıp diye anlıyordu. Onun için ‘anlaşıldı başkanım’ diyordu.
Erdinç kim bilmiyoruz. Biz Belediye kaynaklarının anlattığını size anlatıyoruz ama bir yere bağlayacağız. Bu hikayeyi anlatmasaydık meramımız tam olarak anlaşılmazdı; anlaşılsa da böyle nüktedan olmazdı.
Efendim; Belediye Başkanımız telsizden Park Bahçelerde ot biçme işlerine bakan personeli ‘1729’ (bak kod uydurma ha) diye anons etse ve dese ki ‘…. keçi alalım mı keçi’ dese karşı taraf ne anlar. Bize göre hiçbir şey anlamaz çünkü Sarıçay botunca biçilmemiş çimleri keçi falan yemekle bitiremez. İnek sürüsü olsa yine baş edemez.
Vallahi Sarıçay’ın denizle buluştuğu yerden tutun da Troya Köprüsüne kadar otlar diz boyu. Yılanı var, Çiyanı var. Böcüğü var Kirpisi var; çoluk çocuk var. İnsanlar bu yerlerde vakit geçirmek istiyor. O nedenle tez elden keçiye veya inek sürüsüne gerek kalmadan çimleri biçmek lazım.
Bizden söylemesi.
Anlayan anlıyor da sizi ne anladınız. Herhalde koskoca Belediye Başkanı keçi çiftliği kuracak değil. Hoş kursa güzel de olur. Organik organik süt tadına bakar vatandaş. Neyse biz konumuza dönelim; bakalım Erdinç bey bu anonstan ne anlamış.
Yıllar önce cep telefonları henüz ülkemizin bitki örtüsü haline gelmemişken; hatta yok iken Belediye bütün iletişimini telsizlerle sağlıyordu. Belediye Başkanı ‘1729’ diyerek (bu tamamen uydurma bir koddur, salladık yani sevgili okur) sizi anons ettiyse bunu aynı zamanda telsizi olan ve aynı kanaldaki herkes duyardı.
Dönemin Belediye Başkanı İsmail Özay, telsizden bu anonsu yaptığında karşı taraf anında refüj ortasındaki otların kesilme zamanının geldiğini şıp diye anlıyordu. Onun için ‘anlaşıldı başkanım’ diyordu.
Erdinç kim bilmiyoruz. Biz Belediye kaynaklarının anlattığını size anlatıyoruz ama bir yere bağlayacağız. Bu hikayeyi anlatmasaydık meramımız tam olarak anlaşılmazdı; anlaşılsa da böyle nüktedan olmazdı.
Efendim; Belediye Başkanımız telsizden Park Bahçelerde ot biçme işlerine bakan personeli ‘1729’ (bak kod uydurma ha) diye anons etse ve dese ki ‘…. keçi alalım mı keçi’ dese karşı taraf ne anlar. Bize göre hiçbir şey anlamaz çünkü Sarıçay botunca biçilmemiş çimleri keçi falan yemekle bitiremez. İnek sürüsü olsa yine baş edemez.
Vallahi Sarıçay’ın denizle buluştuğu yerden tutun da Troya Köprüsüne kadar otlar diz boyu. Yılanı var, Çiyanı var. Böcüğü var Kirpisi var; çoluk çocuk var. İnsanlar bu yerlerde vakit geçirmek istiyor. O nedenle tez elden keçiye veya inek sürüsüne gerek kalmadan çimleri biçmek lazım.
Bizden söylemesi.

