Bu yazımda, Çanakkale Turizminin yarınlarda daha iyi yerlere gelmesi için ‘' Turizmde Kalite ‘’ konusunu işlemek istiyorum.
Filozof Konfüçyüs, “Kaliteli insan yukarı doğru, kalitesiz insan aşağı doğru gelişir” der. Bu aslında sadece insanlar için geçerli değildir. Şehirler ve sektörler için de geçerlidir. Turizm sektörü kaliteden veya kalitesizlikten çok hızlı etkilenen bir sektördür. Turizmin gelişmesi için kaliteyi yakalamak çok zor bir şey değildir. Uzun yıllar önce, yurt dışında bir seminere katılmıştım ve orada eğitmen kaliteyi şöyle anlatmıştı; ‘Kalite en basit hali ile dantelli kağıt çay bardağı altlığıdır’ demişti. Evet, her yerde çay ikram edilir, fakat o çay bardağının altına bir kağıt altlık koymanız işte o kalitedir. Bir diğer anlatım şekli ile kaliteyi yakalamak için yaptığınız işe +1 eklemeniz gerekiyor. Bir Alman ata sözü der ki; ‘Özen yoksa ödül de yok.’ Yaptığınız işi özenle ve kaliteli yaparsanız, memnuniyette başarıda kendiliğinden gelir. Turisti memnun etmek, aslında çok da zor değildir. Turiste taahhüt ettiğiniz hizmetin bir tık fazlasını vereceksiniz. Tarihin ilk çağlarında kalitenin iyileştirilmesi amacıyla standart ölçülerin geliştirildiği ve üretimin buna göre yapılmaya çalışıldığını Arkeolojik çalışmalar ortaya koymaktadır. Örnek olarak, Troia’da kaliteli çanak çömlek yapımına standart getirilmiş, kalitesiz üretim yapan ustaların üretim yapmalarına müsaade edilmemiştir. Kalite ile ilgili Antik dönemden günümüze ulaşan bir yazılı belge de MÖ 2150 yıllarında ünlü Hammurabi Kanunlarında karşımıza çıkar. Yazılı kanunların 229. maddesinde şu ifadeler yer almaktadır; ‘'Eğer bir inşaat ustası bir ev yapar ve yapılan ev yeterince sağlam olmayıp sahibinin üstüne çökerek ölümüne sebep olursa, o inşaat ustasının başı uçurulur.’’ Bu ifadeden de anlaşılacağı gibi kalite ile ilgili çalışmalar, en ilkel biçimiyle de olsa, milattan önceki yıllarda başlamış ve günümüze kadar devam etmiştir. Bu konuyu Turizm ile bütünleştirmek için biraz somutlaştırmamız gerekiyor. Turist bölgenize veya şehrinize gelmeden ve geldikten sonra öncelikle yaşadığı bölgedeki seyahat acenta ve tur satıcılarından, verdiğiniz reklamlardan etkilenir. Geldikten sonra ise tur rehberlerinden, konakladığı hotelden ve hotelde onlara hizmet veren resepsionist, garsondan, yemek yediği restorantlardan, hizmet ve ürün aldığı esnaftan, güvenlik güçlerinden ve en önemlisi bölgenin temizliğini, ulaşımını kısaca düzenini sağlayan Belediye hizmetlerinden etkilenir. Turizmi geliştirmek için yapmanız gereken tam da turistin ilk etapta etkilendiği bu kişi ve kurumların kaliteli hizmet vermesidir. Buda kalite konusunda o kişi ve kurumların eğitilmesi ile mümkün olur.
İnsanlar tatili uzun süre özlemle beklerler ve o tatil günlerinin çok iyi geçmesini önce hayal ederler, ardından iyi geçmesi için oldukça ciddi harcamalarda bulunurlar. Her zaman söylerim, turist memleketinde para kazanır ve o paraları sizin ülkenizde, bölgenizde veya işletmenizde harcayarak, sizi zenginleştirir. Daha da önemlisi, memnun bir turist sizin Fuarlar da milyonlarca para harcayarak yaptığınız reklamdan çok daha etkili bir şekilde ayaklı reklamcınız ve zenginlik kaynağınız olur. Turizm girdisi de çok önemlidir. Turizmin iyi yapıldığı bölgelerde ürettiğiniz ürünleri satmak için başka yerlere taşımanız gerekmez veya gençleriniz iş aramak için başka yerlere gitmek zorunda kalmaz. Bir bölgede Turizmin gelişmesinin sağladığı fayda sadece bunlarla da sınırlı değildir. Turizm sayesinde o bölgenin doğal güzellikleri ve kültür zenginlikleri korunur, yaşam kalitesi yükselir.
Turizmde kalite çok önemli, bölgemizde Turizmi geliştirmek için anahtar tavsiye; kabul edilebilir bir fiyata mükemmeliyet derecesinde kaliteli hizmet vermektir. İnanın gerisi çok kolay, çünkü her geçen yıl, güzelim turizm bölgelerinde kalite yerlerde sürünüyor. Eğer biz tüm bu anlatmaya çalıştıklarıma dikkat edersek, bölgemizde sürdürülebilir, kaliteli bir turizmi yerleştirebiliriz. Bir de tabii ki gelecekte nasıl yaşamak istediğiniz önemli, bir zamanlar cennet gibi bir doğaya sahipken, bugün sanayii kirliliğinden dolayı yaşanmaz hale gelen sanayii bölgeleri gibi mi? Yoksa oksijen deposu Kazdağları’nın eteklerinde, Ege’nin ve Çanakkale Boğazının pırıl pırıl denizinin kenarın da mı, yaşamak istersiniz? Sadece turizmde değil, hayatta başarı ve kalite asla bir tesadüf değil, daima akıllı bir gayretin sonucudur. Kaliteli bir yaşam dileği ile Kalın sağlıcakla… İsmet BALKAN
Arkeolog & Turizmci
[email protected]
Filozof Konfüçyüs, “Kaliteli insan yukarı doğru, kalitesiz insan aşağı doğru gelişir” der. Bu aslında sadece insanlar için geçerli değildir. Şehirler ve sektörler için de geçerlidir. Turizm sektörü kaliteden veya kalitesizlikten çok hızlı etkilenen bir sektördür. Turizmin gelişmesi için kaliteyi yakalamak çok zor bir şey değildir. Uzun yıllar önce, yurt dışında bir seminere katılmıştım ve orada eğitmen kaliteyi şöyle anlatmıştı; ‘Kalite en basit hali ile dantelli kağıt çay bardağı altlığıdır’ demişti. Evet, her yerde çay ikram edilir, fakat o çay bardağının altına bir kağıt altlık koymanız işte o kalitedir. Bir diğer anlatım şekli ile kaliteyi yakalamak için yaptığınız işe +1 eklemeniz gerekiyor. Bir Alman ata sözü der ki; ‘Özen yoksa ödül de yok.’ Yaptığınız işi özenle ve kaliteli yaparsanız, memnuniyette başarıda kendiliğinden gelir. Turisti memnun etmek, aslında çok da zor değildir. Turiste taahhüt ettiğiniz hizmetin bir tık fazlasını vereceksiniz. Tarihin ilk çağlarında kalitenin iyileştirilmesi amacıyla standart ölçülerin geliştirildiği ve üretimin buna göre yapılmaya çalışıldığını Arkeolojik çalışmalar ortaya koymaktadır. Örnek olarak, Troia’da kaliteli çanak çömlek yapımına standart getirilmiş, kalitesiz üretim yapan ustaların üretim yapmalarına müsaade edilmemiştir. Kalite ile ilgili Antik dönemden günümüze ulaşan bir yazılı belge de MÖ 2150 yıllarında ünlü Hammurabi Kanunlarında karşımıza çıkar. Yazılı kanunların 229. maddesinde şu ifadeler yer almaktadır; ‘'Eğer bir inşaat ustası bir ev yapar ve yapılan ev yeterince sağlam olmayıp sahibinin üstüne çökerek ölümüne sebep olursa, o inşaat ustasının başı uçurulur.’’ Bu ifadeden de anlaşılacağı gibi kalite ile ilgili çalışmalar, en ilkel biçimiyle de olsa, milattan önceki yıllarda başlamış ve günümüze kadar devam etmiştir. Bu konuyu Turizm ile bütünleştirmek için biraz somutlaştırmamız gerekiyor. Turist bölgenize veya şehrinize gelmeden ve geldikten sonra öncelikle yaşadığı bölgedeki seyahat acenta ve tur satıcılarından, verdiğiniz reklamlardan etkilenir. Geldikten sonra ise tur rehberlerinden, konakladığı hotelden ve hotelde onlara hizmet veren resepsionist, garsondan, yemek yediği restorantlardan, hizmet ve ürün aldığı esnaftan, güvenlik güçlerinden ve en önemlisi bölgenin temizliğini, ulaşımını kısaca düzenini sağlayan Belediye hizmetlerinden etkilenir. Turizmi geliştirmek için yapmanız gereken tam da turistin ilk etapta etkilendiği bu kişi ve kurumların kaliteli hizmet vermesidir. Buda kalite konusunda o kişi ve kurumların eğitilmesi ile mümkün olur.
İnsanlar tatili uzun süre özlemle beklerler ve o tatil günlerinin çok iyi geçmesini önce hayal ederler, ardından iyi geçmesi için oldukça ciddi harcamalarda bulunurlar. Her zaman söylerim, turist memleketinde para kazanır ve o paraları sizin ülkenizde, bölgenizde veya işletmenizde harcayarak, sizi zenginleştirir. Daha da önemlisi, memnun bir turist sizin Fuarlar da milyonlarca para harcayarak yaptığınız reklamdan çok daha etkili bir şekilde ayaklı reklamcınız ve zenginlik kaynağınız olur. Turizm girdisi de çok önemlidir. Turizmin iyi yapıldığı bölgelerde ürettiğiniz ürünleri satmak için başka yerlere taşımanız gerekmez veya gençleriniz iş aramak için başka yerlere gitmek zorunda kalmaz. Bir bölgede Turizmin gelişmesinin sağladığı fayda sadece bunlarla da sınırlı değildir. Turizm sayesinde o bölgenin doğal güzellikleri ve kültür zenginlikleri korunur, yaşam kalitesi yükselir.
Turizmde kalite çok önemli, bölgemizde Turizmi geliştirmek için anahtar tavsiye; kabul edilebilir bir fiyata mükemmeliyet derecesinde kaliteli hizmet vermektir. İnanın gerisi çok kolay, çünkü her geçen yıl, güzelim turizm bölgelerinde kalite yerlerde sürünüyor. Eğer biz tüm bu anlatmaya çalıştıklarıma dikkat edersek, bölgemizde sürdürülebilir, kaliteli bir turizmi yerleştirebiliriz. Bir de tabii ki gelecekte nasıl yaşamak istediğiniz önemli, bir zamanlar cennet gibi bir doğaya sahipken, bugün sanayii kirliliğinden dolayı yaşanmaz hale gelen sanayii bölgeleri gibi mi? Yoksa oksijen deposu Kazdağları’nın eteklerinde, Ege’nin ve Çanakkale Boğazının pırıl pırıl denizinin kenarın da mı, yaşamak istersiniz? Sadece turizmde değil, hayatta başarı ve kalite asla bir tesadüf değil, daima akıllı bir gayretin sonucudur. Kaliteli bir yaşam dileği ile Kalın sağlıcakla… İsmet BALKAN
Arkeolog & Turizmci
[email protected]