Fiziki Coğrafya ve jeoloji-klimatoloji ve meteoroloji uzmanı Prof. Dr. Murat Türkeş, haftasonu katıldığı ‘’Ya Zehirli Su Ya da Sağlıklı Yaşam - Suyuna Sahip Çık’’ panelinde Çanakkale’de gerçekleştirilen madencilik faaliyetleri hakkında çarpıcı açıklamalar ve yorumlarda bulundu. Türkeş yaptığı konuşmada; “Madencilere verebilecek bir damla suyumuz yok” dedi.
Fiziki Coğrafya ve jeoloji-klimatoloji ve meteoroloji uzmanı Prof. Dr. Murat Türkeş konuşmasında depremselliğin önemini, suyun bizim için çok önemli olduğunu vurguladı. Türkeş konuşmasında şu görüşlere yer verdi: “Üç ana konu var. İlki Çanakkale’nin suyu. İkincisi depremsellik. Üçüncü konu daha çok Kirazlı Balaban’da ruhsat süresi aşıldığı için inşaat aşaması durmuş durumda. Bunun dışında şirket özellikle Tarım Orman Bakanlığı’ndan izinlerini tamamladığı için ve yine protokolünü sürdürdüğü için ruhsat alanını biçimlendirmede ağaç orman katliamını sürdürüyor ama başka bir gelişme oldu. Esas olarak Altınzeybek Barajı’ndanprosesli kullanma suyu sağlanacaktı. Zaman içinde Altınzeybek Barajı yapılamadı. Balıklıdere yadaKumarlar çayı üzerine Devlet Su İşleriyle yapılan protokolle, Kumarlar Göleti yapıldı. Kumarlar barajıyla birlikte diğer yanlışların, ihmallerin arasında yeni bir süreç ortaya çıktı. Türkiye Ormancılar Derneği, 5 Kasım’da ÇED raporunda 45.650 adet ağaç kesimi denmesine karşın kendi yaptıkları çalışmada 347.815 kesilen ağacın olduğunu açıkladılar. Bizim için su çok önemli.Su neden önemli? İki tane söylem var. Bunlardan ilki şöyle başlıyor: Çanakkale’nin biricik su kaynağı. Çanakkale yöresi bir bütün halinde yazın kurak, subtropikal Akdeniz iklim bölgesinde dolayısıyla iklimin kendi doğal özelliği nedeniyle yıllık su kaybı buharlaşma ve terlemeyle olan doğal kaybı karşılayacak pek yağış yok. Yıllık su açığı var.‘’
“Madencilere verebilecek bir damla suyumuz yok”
‘’Bugün ki iklim koşulları çölleşme riskine açık bir alan. Çanakkale yöresi,kuraklık olasılıkları açısından hiç iklim değişikliği olmasa bile kuraklık afetine açık. Bütün bunlar bir damla suyumuzun özellikle madencilere verebilecek bir damla suyumuzun olmadığını gösteriyor.Orada yapılan yapılmakta olan Altınzeybek göleti nedeniyle bu projenin başka unsuru da Kumarlar köyü oldu. Burası özellikle bir başka gelişmiş ülkede demokrasinin, ekonominin bir grupta olduğu yargının, yasanın adil olduğu, tarafsız olduğuyla ilgili aslında değerlendirebilecek bir maden değil. Cevherin ortalama terörü 0.75 gram bölü ton yani bir gram bile değil. Madenin açık ocak işletmesi olacak Balaban tepe ağırlıklı olmak üzere ekonomik olmayan kayaç, onun güney ve doğu bölümlerini sergileyecek. Kuzeydoğu bölümünde biyolojik toprak var ama esas olarak Bayramiç Kuzey Ege su toplama havzasına bakan gölünde, yığın liç alanı var. Depremselliğiçok kuvvetli bir alan ve yığın liç alanı içerisinde doğrudan altında jeoloji raporu incelendiğinde, çok yakından görülecek ki faylar var. Büyük haritalarda göremeyeceğimiz ama büyük depremlerden etkilenebilecek heyelanları da birlikte tetikleyebilecek büyük bir depremle harekete geçirebilecek faylar var. Kamunun yeni yaptığı çalışmaya göre Türkiye deprem tehlike haritasına göre yüksek ve çok yüksek şiddette deprem tehlikesine sahip bir alan. “Kesinlikle davalar açılabilir” “Madeni su gereksinimi ben bunun üstünde durmak istiyorum. Kuzeybatıda maden alanımız var Güneydoğuda ise bu Altınzeybek yapılanabileceği aslında oradaki amaçları bazı köyleri sulamak, ağırlık olarak da Çamyurt,Ağı Dağı projelerini desteklemek. Hidrojeolojik açıdan madenin gereksinim duyduğu bir yeraltı suyu akifer zenginliği yok. İklim açısından ciddi bir su açığı söz konusu kuraklık olasılığı çok yüksek bir gölet dolayısıyla orada bir Altınzeybek göleti inşa etmediklerinde bunun alternatifini bulmaları gerekiyorlar buldular. Devlet su işleriyle yapılan protokolle, bu kez aynı ismi kullanarak burada da etik olmayan bir durum var. O barajın ismini gelip kumarlarda kullanıyorlar. Altınzeybek 2 göleti diye Kumarlar Köyüne bir gölet yapıyorlar. Normalde Altınzeybek yapılsaydı kirazlı maden sahası yakınında 5 köy yani Söğütalanı, Kızılelma, Kirazlı, Cazgirler Yukarışapçı, Terzialan beldesi madencilerin raporunda öncelikli olarak içme kullanma sulama suyunun sağlanması sonra da projenin proses suyu ihtiyacının karşılanması planlanmış ama şimdi başka gerçek var. Kumarlar köyünün merasında verimli aktif ormanın içerisinde Balıklıdere ya da Kumarlar çayının beslediği bir dere üzerine baraj yapılıyor. Bundan sonra bu suyun önceliği kumarlar köyüdür ve kumarlar köyü ve yakınındaki göllerdir. Çünkü asıl ÇED raporunda öyle belirtiliyor. Yeni yargı aşamasında kullanılabilecek üç tane konu var. Bunlardan bir tanesi Kumarları yaparak aslında şirket ÇED ‘de söylemiş olduğu üç tane çalışma alanı dışına çıktı. Birincisi biyolojik çalışma alanı dışına çıktı. İki ÇED sosyal çalışma alanın dışına çıktı. Üçüncüsü su kaynaklarının çalışma alanının dışına çıkıyor. Dolayısıyla ÇED’e aykırılıkla yeniden kesinlikle davalar açılabilir.‘’ “1 ton cevher içinde bir gram bile altın yok”
‘’Madenin özellikle yığın içi yapılacak alanının Atıkhisar Barajı’nın kirletebilecek eğime sahip alana kurulu. Bu da gerçekten koskoca bir su kaynağı olan barajın sularının kirlenmesi açıdan çok büyük risk taşıyabilir.1 ton cevher içinde bir gram bile altın yok. 0.75 gram yani bir tondan daha fazla cevheri işleyecekler ki içinden 0.75 gram altının biraz üzerinde 1 gram altın çıkarabilsinler. Burada çok büyük miktarlarda milyonlarla ölçülecek ton düzeyinde cevherin işlenmesi gerektiğini ortaya koyuyor ve bu işlemde en kötü teknolojiyle yığın içi işlemle yapılacak. Bu bölgede ekolojidiye bir şey yok. Ekosistemi çöktü. O bölge sellere açık hale geldi. Uşak Eşme’deki Kışladağ, Bergama’dan sonra Türkiye’nin işletmeye geçen ikinci altın madeni. Yağmurlama sistemiyle sodyum siyanür toprağın içinden işliyor ve içindeki altını çözündürüyor. Sodyum siyanür seçici bir kimyasal değil, bu kimyasal toprağın içinde bulunan bileşik yapıdaki cıva,kurşun,kadmiyum,çinko nikel vs. birçok ağır metali de serbestleştiriyor. O bileşik zararsız kimyasal yapısını bozup zararlı forma dönüştürüyor. Bunlar ömür boyu, yüzlerce yıl burada kalabilir diyebilirim. Sürekli bu ağır metalleri doğaya saçacak. Kışladağ’ın altın madenin yakınında bulunan bir köyden, maden çalışmaya başladıktan sonra kuzuların yüzünde, doğumsal anormallikler olmaya başladı. Madenlerle ilgili söylenebilecek en tehlikeli madde olan arsenik, cilt kanserine neden olabiliyor.’’
‘’Bugün ki iklim koşulları çölleşme riskine açık bir alan. Çanakkale yöresi,kuraklık olasılıkları açısından hiç iklim değişikliği olmasa bile kuraklık afetine açık. Bütün bunlar bir damla suyumuzun özellikle madencilere verebilecek bir damla suyumuzun olmadığını gösteriyor.Orada yapılan yapılmakta olan Altınzeybek göleti nedeniyle bu projenin başka unsuru da Kumarlar köyü oldu. Burası özellikle bir başka gelişmiş ülkede demokrasinin, ekonominin bir grupta olduğu yargının, yasanın adil olduğu, tarafsız olduğuyla ilgili aslında değerlendirebilecek bir maden değil. Cevherin ortalama terörü 0.75 gram bölü ton yani bir gram bile değil. Madenin açık ocak işletmesi olacak Balaban tepe ağırlıklı olmak üzere ekonomik olmayan kayaç, onun güney ve doğu bölümlerini sergileyecek. Kuzeydoğu bölümünde biyolojik toprak var ama esas olarak Bayramiç Kuzey Ege su toplama havzasına bakan gölünde, yığın liç alanı var. Depremselliğiçok kuvvetli bir alan ve yığın liç alanı içerisinde doğrudan altında jeoloji raporu incelendiğinde, çok yakından görülecek ki faylar var. Büyük haritalarda göremeyeceğimiz ama büyük depremlerden etkilenebilecek heyelanları da birlikte tetikleyebilecek büyük bir depremle harekete geçirebilecek faylar var. Kamunun yeni yaptığı çalışmaya göre Türkiye deprem tehlike haritasına göre yüksek ve çok yüksek şiddette deprem tehlikesine sahip bir alan. “Kesinlikle davalar açılabilir” “Madeni su gereksinimi ben bunun üstünde durmak istiyorum. Kuzeybatıda maden alanımız var Güneydoğuda ise bu Altınzeybek yapılanabileceği aslında oradaki amaçları bazı köyleri sulamak, ağırlık olarak da Çamyurt,Ağı Dağı projelerini desteklemek. Hidrojeolojik açıdan madenin gereksinim duyduğu bir yeraltı suyu akifer zenginliği yok. İklim açısından ciddi bir su açığı söz konusu kuraklık olasılığı çok yüksek bir gölet dolayısıyla orada bir Altınzeybek göleti inşa etmediklerinde bunun alternatifini bulmaları gerekiyorlar buldular. Devlet su işleriyle yapılan protokolle, bu kez aynı ismi kullanarak burada da etik olmayan bir durum var. O barajın ismini gelip kumarlarda kullanıyorlar. Altınzeybek 2 göleti diye Kumarlar Köyüne bir gölet yapıyorlar. Normalde Altınzeybek yapılsaydı kirazlı maden sahası yakınında 5 köy yani Söğütalanı, Kızılelma, Kirazlı, Cazgirler Yukarışapçı, Terzialan beldesi madencilerin raporunda öncelikli olarak içme kullanma sulama suyunun sağlanması sonra da projenin proses suyu ihtiyacının karşılanması planlanmış ama şimdi başka gerçek var. Kumarlar köyünün merasında verimli aktif ormanın içerisinde Balıklıdere ya da Kumarlar çayının beslediği bir dere üzerine baraj yapılıyor. Bundan sonra bu suyun önceliği kumarlar köyüdür ve kumarlar köyü ve yakınındaki göllerdir. Çünkü asıl ÇED raporunda öyle belirtiliyor. Yeni yargı aşamasında kullanılabilecek üç tane konu var. Bunlardan bir tanesi Kumarları yaparak aslında şirket ÇED ‘de söylemiş olduğu üç tane çalışma alanı dışına çıktı. Birincisi biyolojik çalışma alanı dışına çıktı. İki ÇED sosyal çalışma alanın dışına çıktı. Üçüncüsü su kaynaklarının çalışma alanının dışına çıkıyor. Dolayısıyla ÇED’e aykırılıkla yeniden kesinlikle davalar açılabilir.‘’ “1 ton cevher içinde bir gram bile altın yok”
‘’Madenin özellikle yığın içi yapılacak alanının Atıkhisar Barajı’nın kirletebilecek eğime sahip alana kurulu. Bu da gerçekten koskoca bir su kaynağı olan barajın sularının kirlenmesi açıdan çok büyük risk taşıyabilir.1 ton cevher içinde bir gram bile altın yok. 0.75 gram yani bir tondan daha fazla cevheri işleyecekler ki içinden 0.75 gram altının biraz üzerinde 1 gram altın çıkarabilsinler. Burada çok büyük miktarlarda milyonlarla ölçülecek ton düzeyinde cevherin işlenmesi gerektiğini ortaya koyuyor ve bu işlemde en kötü teknolojiyle yığın içi işlemle yapılacak. Bu bölgede ekolojidiye bir şey yok. Ekosistemi çöktü. O bölge sellere açık hale geldi. Uşak Eşme’deki Kışladağ, Bergama’dan sonra Türkiye’nin işletmeye geçen ikinci altın madeni. Yağmurlama sistemiyle sodyum siyanür toprağın içinden işliyor ve içindeki altını çözündürüyor. Sodyum siyanür seçici bir kimyasal değil, bu kimyasal toprağın içinde bulunan bileşik yapıdaki cıva,kurşun,kadmiyum,çinko nikel vs. birçok ağır metali de serbestleştiriyor. O bileşik zararsız kimyasal yapısını bozup zararlı forma dönüştürüyor. Bunlar ömür boyu, yüzlerce yıl burada kalabilir diyebilirim. Sürekli bu ağır metalleri doğaya saçacak. Kışladağ’ın altın madenin yakınında bulunan bir köyden, maden çalışmaya başladıktan sonra kuzuların yüzünde, doğumsal anormallikler olmaya başladı. Madenlerle ilgili söylenebilecek en tehlikeli madde olan arsenik, cilt kanserine neden olabiliyor.’’