Spor Kelimesi Latince Dağıtmak birbirinden ayırmak anlamına gelen “disportare” veya ‘defortare’ kelimelerinden doğmuştur. Zamanla içinde yarışma, korunma ve üstün başarı elde etme çabası olan her türlü vücut faaliyetlerini belirten ve günümüzün yaygın terimi olan spor türemiştir.
Sporun gerçek kavramı, gerekse faaliyet şekilleri olarak çok büyük bir geçmişi olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu görüşlerin ışığı altında klasik anlamda spor bütünüyle hareket ve mücadele esasına dayanan bir takım alışılmış antrenman ve yarışmalardır. Diğer bir deyişle spor, insan ruhundaki mücadele ve başarma azminin sınırlı kurallar içinde yarışmaya dönüşmesidir diye tarife edilebilir.
Günümüzde çok sınırlı kaynakların bulunmasına rağmen tarihi belgeler göstermektedir ki, Avrupa’nın henüz medeniyetten uzak bir yaşantı sürdürdüğü dönemlerde Orta Asya’ da yaşayan Türkler vücut kültürüne ve spora büyük önem vermişlerdir. Türklerin Beden eğitimi ve spor konusuna verdikleri önemde, savaşçı ve akıncı bir millet olmalarının yanında dini inanışlarının rolü olmuştur.
Türkler büyük göçten çok önce totem inançlarını verdiği hür ve serbest terbiyenin etkisi altında kalmış tabiata, güçlülüğe tutkun karakteristik özellikleriyle pehlivanlığı asırlar boyu baş tacı yapmış kişilerdir. Birçok padişah ve beylerin güreş yapmaları güreşi bir meslek sayarak güreşçileri çok değerle mevkilere getirmeleri ünlü başpehlivanların yetişmesini sağlamıştır.
Güreş, bugün için dünya milletlerini dillerinde üstün insan gücü tanımlanırken kullanılan “ Türk gibi kuvvetli” atasözü haline getirmiş bulunan bir milli Türk sporu olarak bilinmektedir. Tarih boyunca Türkler daha ilk zamanlarda bile spor akademileri açmış, meydanlar yapmış, hatta stadyumların işletilmesini vakıflar aracılığıyla yürütmüşlerdir.Sporcuların bu vakıflardan aylık alması ve bedava yemek yemeleri sağlanmış olmasına karşın, bugün aynı ve özlenen düzeni kuramamış olmamız Türk gençliği ve onun beden ve ruh yapısı yönünden sağlıklı yetişmesinin aracı olan Türk sporu için önemli bir kayıp olmuştur.
Güreş, bugün için dünya milletlerini dillerinde üstün insan gücü tanımlanırken kullanılan “ Türk gibi kuvvetli” atasözü haline getirmiş bulunan bir milli Türk sporu olarak bilinmektedir. Tarih boyunca Türkler daha ilk zamanlarda bile spor akademileri açmış, meydanlar yapmış, hatta stadyumların işletilmesini vakıflar aracılığıyla yürütmüşlerdir.Sporcuların bu vakıflardan aylık alması ve bedava yemek yemeleri sağlanmış olmasına karşın, bugün aynı ve özlenen düzeni kuramamış olmamız Türk gençliği ve onun beden ve ruh yapısı yönünden sağlıklı yetişmesinin aracı olan Türk sporu için önemli bir kayıp olmuştur.