Son bir yılda akaryakıt fiyatlarına yüzde üç oranında zam yapılmış Fransa’da. Bir de işçi sınıfının vergi dilimi yükseltilmiş. Halk isyanda. Giymişler sarı yelekleri, çıkmışlar Paris sokaklarına. Polis falan dinlemeden eylemlere başlamışlar. Sloganlar, barikatlar, polis şiddetine direnmeler, karşı koymalar… Yılmamışlar, araçları devirip yakmışlar, bisikletleri toplayıp aynı ateşe atmışlar, dükkânları yağmalayıp ateşin hiç sönmemesini sağlamışlar. Birlikte hareket ederek polisin tüm çabalarını boşa çıkarmışlar ve eylem alanlarından ayrılmamışlar. Fransa Cumhurbaşkanı eylemcilere önce hakaret etmiş ama bakmış ki olmuyor ve girmiyorlar evlere, çağırmış başbakanı ve eylemcilerin temsilcileriyle görüşmesini söylemiş. Sonuç; altı aylığına zamlar ve vergi artırımı geri alınmış.
Tüm bunlar bir hafta içinde oldu. Halkın direnişi karşısında Paris’te bulunan işletmeler yüzde elli ciro kaybı yaşadılar, birçok Fransız firmasının hisseleri değer kaybetti, otomobil satışları durma noktasına geldi ve devlet vatandaş karşısında geri adım attı.
Bu olayların sonrasında Fransa’da hükümet yanlışları ile yüzleşme fırsatı buldu bence. Halkına rağmen bir hükümet olmanın zararını yaşadı ve halkıyla beraber bir hükümet olmayı deneyecekler ya da bırakacaklar. Bu kaçınılmaz artık. Toplum hakkını aradı ve aldı.
Bizde ise işler böyle yürümüyor. Yapılan zamlar Cumhuriyet tarihi boyunca, tüm hükümetlerde halk tarafından adeta bir “kader” olarak görüldü ve kabul edildi. En zor ekonomik koşullarda bile halk sokağa dökülmedi. Bizde Cumartesi anneleri var, cezaevlerinde ki marjinal suçlular için yapılan eylemler, açlık grevleri, gösteriler var.
Şimdi de on HDP’li milletvekili bebek katiline destek vermek için iki günlük açlık grevine başlamışlar. “Ne var bunda, aç kalacak olanlar onlar değil mi” demeyin sakın. Bizi dış dünyada basitleştirmek, suçlu durumuna düşürmek, insan hakları ihlali varmış izlenimi yaratmak, Kürt sorunu varmış gibi lanse etmek adına yapıyorlar. Geçtiğimiz hafta o ne idüğü belirsiz akil adamlar denilen soytarılar durduk yere OSLO’ya giderek çözüm sürecini değerlendirdiler, şimdi de bu.
Ekonomik olarak Fransa’dan katbekat kötü durumdayız ama bizde ki eylem etnik köken üzerine. Ne tuhaf. Durum böyle olunca da hükümet ekonomik şikâyetle baş başa kalmıyor ve aynen devam uygulamalarına. HDP denilen PKK uzantısı parti ne iş yapar bebek katiline ve onun sahibi olanlara hizmet etmekten başka. Parti programlarında Türkiye Cumhuriyeti için ne var? Bir parti ülkeyi geliştirdiği ekonomik doktrin ile yönetmek amacıyla kurulur ve seçimlere katılarak amacına ulaşmaya çalışır. Nerede HDP’nin bu amacı? Madem böyle bir amacı yok, bu partinin mecliste işi ne? CHP tabi. İşbirliği yaparak taşıdılar meclise ve bir de seçim yardımı almalarını sağladılar milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti Lirası. Yazıklar olsun. Bu vatan hainlerine kucak nasıl açılır da meclise taşınmalarına vesile olunur. Sonra da ne nüyle hala bu vatan evlatlarından oy istenir, anlamak mümkün değil.
YAZARLAR
Yayınlanma: 06 Aralık 2018 - 14:08
Ufuk Cankaya yazdı... Ekonomik Doktrin
Son bir yılda akaryakıt fiyatlarına yüzde üç oranında zam yapılmış Fransa’da
YAZARLAR
06 Aralık 2018 - 14:08
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir