Gençlerimiz özgürlüğe kanat çırpan bir kuş misali başlarlar hayata. Ülkeler gezilecek, tarihsel kalıntılar keşfedilecek, sportif müsabakalar kazanılacak ve dünyanın en zengin insanı olunacak günlere kanat çırpmalardır bunlar. Aşk veya aşklar süsler bu hayat yolculuğunu. Kimi şanslı olur, kolaylaşır bu yolculuk hayat arkadaşıyla, kimi de talihsizdir bu konuda varamaz hiçbir limana yanlış seçimiyle. Bazısı da yalnız yürür yolunda sonuna dek. Ancak hayat zamanın değirmeninde hızla akıp gider ölüme doğru.
Ülkelerin kaderini de bu hayat yolculuğunu genç neslin nasıl kat ettiği belirler. Çünkü toplumdur ülkeyi oluşturan ve toplumun geleceği de gençlerdir. İşte bu yüzden, diğer toplumlarla mücadele edebilme sebebiyle toplumlar çocuklarını ve gençlerini eğitirler. Çünkü onlar gelecektir. İşte bu yüzdendir ki eğitim sisteminin izlediği yol ülkenin varacağı hedefi belirler.
Her insan her konuda aynı yetiye sahip değildir. Kimi sanat, kimi spor, kimi de zanaat ile ilgilenmelidir. Her ülkenin hamala da, temizlik görevlisine de, mimara da, doktora da ve hatta astronota da ihtiyacı mutlaka vardır. Ancak; bu görevleri herkes yapamaz. Her birey yeteneği dahilinde yetiştirilirse o ülke yaşanası bir yer olur gelecekte.
Düşünün bir; çocuklarımıza ATATÜRK’ü anlatamamışız, onları ezber eğitim ile geleceğe hazırlayamamışız, onları milenyum çağında bile yetersiz kıldığımız eğitim kurumlarımıza girebilmeleri için sınav garabetine mahkum etmişiz. Hiç alakaları olmayan bölümlerde mesleki eğitim almalarını çarpık düzenimiz ile mecbur kılmışız. İşsiz kalmalarına, eğitimleri sonunda edindikleri meslekleri dışında çalışmalarına göz yummuşuz. Ne feci olurdu dimi?
Aslında tam da böyle yapıyoruz değil mi? Evet, ne yazık ki böyle yapıyoruz. Çocuklarımızı yanlış eğitiyoruz, göstermelik diplomaları ezber eğitimin komedisi test sonuçlarına göre veriyoruz ve karşılığında seksen milyonluk nüfusumuzda bir Nobel ödülünü tarihte ilk kez çıkarınca biz bile hayret ediyoruz.
Eğitim ve öğretim yılı birkaç gün sonra başlayacak. Bazı çocuklarımız ilk kez sınıfa girecek, sıraya oturacak, kalem tutacak ve deftere kurşunla iz bırakacak.Anne baba şefkatini bu kez de öğretmeninden bekleyecek. İlk kez hiç tanımadığı insanlarla bir arada uzun zaman geçirecek. İlk kez saatin sınırlanmasına uygun hareket edecek. O ilk gün ve ilk hafta ve ilk ay ve o ilk sene, belki de çocuğun tüm hayatını etkileyen önemli rolü üstlenecek. Bir daha geri dönülemeyecek yılların ilki harcanacak ya da kazanılarak diğer eğitim yıllarına yol alınacak. O en önemli yılı iyi karşılamalı çocuklarımız; bu bizim için de, vatan için de, çocuklarımızın geleceği için de en önemli yıldır çünkü onların hayatlarında. Sonrasında gözlem ve doğru tespit gerekiyor ki her çocuk başarılı olabileceği mesleğe yönelebilsin. Bu bizi muasır medeniyetler seviyesine ulaştıracak yegane yoldur.
Bu sebeple mutlaka çocuklarımızın eğilim gösterdikleri alanlarda eğitilmelerini sağlamalıyız. Özellikle anne babalara bu konuda çok iş düşüyor. İyi bir gözlemci olmalı her bir ebeveyn. Belki de eğitimcilerin kaçıracağı durumları ebeveynlerin gözlemleri doğru sonuçlandıracaktır. Unutulmamalı ki; çocuklarımıza yapacağımız gözlem, aslında geleceğimize yapacağımız emin bir bakıştır.
YAZARLAR
Yayınlanma: 05 Aralık 2018 - 14:38
Ufuk Cankaya yazdı... Geleceğimiz
Gençlerimiz özgürlüğe kanat çırpan bir kuş misali başlarlar hayata
YAZARLAR
05 Aralık 2018 - 14:38
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir