Yeni yıl ile birlikte yeni bir uygulamaya alışmaya çalışıyoruz. Marketlerde artık poşet para ile satılıyor. Kasiyer soruyor; “kaç poşet alırsınız?”. Cevap verin bakalım. Ben de sordum kasiyere; “poşetleriniz de firma isminiz yazıyor mu?”. Şöyle bir baktı ve; “evet yazıyor” dedi. “İyi o zaman” dedim, “ben reklamsız poşetlerinizden satın almak istiyorum”. Kasiyer şaşkın; “ama tüm poşetlerimizde yazı var” dedi. “O vakit siz bizlere üzerinde reklamınız bulunan poşetleri sattıktan sonra reklam ücreti olarak ne kadar ödeyeceksiniz” dedim ve kasiyer donuk donuk yüzüme baka kaldı. Elinde poşet, ne yapacağını şaşırdı. “Siz bana bir poşet verin yeter” dedim gülümseyerek.
Ücretini ödediğimiz bir ürünün reklamını yapmak ne tuhaf. Bir de dayatma şeklinde. Kapital oyunlara vatandaşını kurban eden bir devlet yapısı ne acı verici. Bu yasayı çıkaran değerli devlet büyüklerimiz bu kadar ince bir ayrıntıyıda mı düşünememişler. Olur mu canım; onlar kadar bilgili, naif, vatandaşının haklarını koruyan kaç kişi var ki. Elbet düşünmüşlerdir. Bence reklamlı poşetler ile serigraf sektörünün ayakta kalmasını sağlıyorlar. Devlet büyüklerimizin o muhteşem reklamlı ve ücretli poşet düşüncesinin altında yatan bu olsa gerek.
Ben çocukken poşet falan yoktu. Her evin bir alışveriş filesi vardı. Bizim de vardı. O file ile bakkala, fırına, pazara gidilir ve alışveriş esnasında alınan tüm ürünler fileye sığdırılırdı. Kilo ile tartılan ürünler de kese kağıtları ile ambalajlanırdı. Fileye sığmayan pazar alışverişleri pazarlarda bağımsız çalışan sırtı küfeli hamallar marifetiyle eve getirilirdi. Kese kağıdı neticede bir gramaj teşkil ettiği ve teraziye ürün kese kağıdı ile girdiği için ücret ödenerek alınmış olurdu. Yine aynı şekilde hamallara da ücret ödenirdi. Sonrasında bu ülkeye Turgut ÖZAL’ın serbest piyasa ekonomisi ile bir anda marketler geldi. Amerikan filmlerinde gördüğümüz market arabaları ile alışveriş yaparken bulduk kendimizi. File yok, kese kağıdı yok. Sıcak bir ortamda ekmek de satın aldık aynı anda, yastık kılıfı da, balık da, iç çamaşırı da. Bambaşka bir alışveriş girmişti hayatımıza. Üstelik poşetlerle. Alışveriş sonrası verilen üstü reklamlı poşetleri kullanarak evimizin yolunu tutmaya başlamıştık. Hem poşetleri başka amaçlarımız için de kullanabiliyorduk sonrasında. Derken, zamanla biz bu poşet işinin b…kunu çıkardık resmen. Bir poşet malzeme aldıysak beş altı boş poşeti de o dolu poşetin içine tıkıştırdık. Yani bu gün bize tuhaf gelen 0,25 TL’lik uygulamanın mimarları olduk aslında.
Evet, zor bir karardı bedavaya alışmış bir topluma markette poşet ücretli demek ama özellikle çevresel temizlik açısından gerekliğine ben de inanıyorum. Hoyratça kullanıyoruz dünyayı. Plastik yaşamın her alanına girmiş durumda. Artık futbol müsabakalarını izlerken bile sahanın üzerinde rüzgarla uçuşan poşetler görüyoruz. Durduramıyoruz kendimizi, yaşam uzunluğumuz kanserojen maddeler ile gittikçe azalıyor ama biz doğayı kirletmeye, ekolojik dengeyi bozmaya ve insanlığı çevresel olarak katletmeye devam ediyoruz.
Ben hiçbir işletmenin reklamını yapmak istemiyorum üste bir de para ödeyerek. Bu konuyu kiminle paylaşsam hak veriyor bana ve aynı görüşte olduklarını söylüyorlar. Mutlaka düzenleme yapılmalı ve hatta, eğer illa da reklamlı poşet vereceğiz diyorlarsa; bir tane ücretsiz reklamlı poşet versinler alışveriş yapanlara. İkinci poşet reklamsız ve ücretli olsun. Helal haram kavramını iyi biliyorlar ya bu marketçi arkadaşlarımız, onlara bunu öğretmeye gerek olmamalıydı ama ne yazık ki beyhude bilmişler bu haram helal ayrımını bugüne dek.
İyi düşünün ey idareciler, halk soyuluyor eksik çıkan kanun ile, buna seyirci kalmayın.
YAZARLAR
Yayınlanma: 03 Ocak 2019 - 15:04
Ufuk Cankaya yazdı... Ücretli Poşet
Yeni yıl ile birlikte yeni bir uygulamaya alışmaya çalışıyoruz
YAZARLAR
03 Ocak 2019 - 15:04
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir