Yahuda İskaryot adını hiç duydunuz mu? Belki duyanlarınız vardır. Belki de hiç duymadınız. Kim bilir?
On iki havariden biridir İskaryot. Ama en ayırt edilenidir. Çünkü o bir haindir. İsa’yı Yahudi önderlere satmış bir hain. O yüzden de adı hep on iki havari içinde en duyulanı olmuştur. Unutmayın ki tarih, kahramanları ve hainleri yazar. Gerisi olayların içinde harman olur gider.
Hz İsa’nın MÖ 6 yılında bu günkü Batı Şeria’nın yakınında ki Beytüllahim’de doğduğuna inanılır. Yani aslında milat olarak Hz İsa’nın doğumunun kabulü inancı çok da doğru değildir. O dönemde annesi Hz Meryem bir marangoz olan Yusuf’la nişanlıdır ancak inanış odur ki ilişkiye girmedikleri halde Hz Meryem gebe kalmıştır. Cebrail, Hz Meryem’i ziyaret etmiş ve gebe olduğunu müjdeleyerek doğacak çocuğun “mesih” olduğunu müjdelemiştir. Adının “İSA” olması gerektiğini bildiren Cebrail’in bu mesajı “müjde” olarak nitelenir günümüzde de.
Hz İsa otuz yaşına dek Yahudi bir marangoz olarak yaşar. Otuz yaşında Vaftizci Yahya ile tanışır. Yahya, tövbe ederek Mesih’in gelişini bekleyenleri Şeria Irmağı’nda vaftiz ederek adını Vaftizci Yahya’ya çıkarmış bir Yahudi Vaizdir. Hz İsa da Yahya tarafından vaftiz edilmiştir.
Hz İsa o günden sonra izleyicilerinden küçük bir gurupla dolaşarak vaazlar vermeye başladı. Kendisi de Yahudi olduğu için genellikle Sinagoglarda ya da açık havada vaaz veriyordu ve özellikle Mesih’in gelişinin yakın olduğunu söylüyordu. Tanrı’nın hakimiyetinin yakın olduğunu müjdeliyordu. Bu vaazlar özellikle Yahudiler arasında çok kabul görüyordu ve her geçen gün kendisini takip edenlerin sayısı artıyordu.
Bir çok geziler yapan Hz İsa bu gezilerinde halkın önünde çeşitli mucizeler gerçekleştirdi. İncil’e göre bu mucizelerle de dinsel gücünü kanıtlamış oldu. Kutsal Kitap’a göre ölülerin dirilmesi, şeytan kovma, hastaların iyileştirilmesi, rüzgarların ve dalgaların durdurulması gibi bir çok mucizeydi bunlar. Hz İsa çoğunlukla kısa öyküler ya da sıradan insanların yaşamlarından kesitlerle derlediği vurucu olayları anlatarak iletiyordu istediği mesajları insanlara.
Yahudi önderler O’nu artık kendilerine, Yahudiliğe karşı bir tehdit olarak görmeye başlamışlardı. Bu önderlerin bir bölümü Hz İsa’nın öğretisinin yanlış olduğunu, insanların Hz İsa tarafından yanlış bir yola doğru sürüklendiklerini söylüyorlardı. Önderlerin büyük bölümü O’nun öğretisinin kendi konumlarını tehlikeye sokacağına inanmaktaydı. Nasıl olursa olsun O’ndan kurtulmaları gerektiğine inanıyorlardı.
Hz İsa bu tehdidi fark etti ve yaşamının tehlikeye girdiğini anladı. Çok güvendiği on iki havarisini özel bir eğitimden geçirdi. Onlara dinsel deneyimlerini anlattı. Hz İsa havarilerine müjdelediği krallığın Kudüs’te zafer kazanarak yönetimi ele geçiren bir dünya önderliği olmadığını söyledi. Yaşamının son yılında Yahudilerin Hamursuz Bayramı için Kudüs’e gitti. O sırada kent hacı adayları ile dolup taşmaktaydı. Yüzlerce yıl önce Mısır’da yaşayan Yahudiler’in kölelikten kurtulması kutlanıyordu Kudüs’te. Kalabalık topluluklar Hz İsa’yı Nasıralı Peygamber olarak selamlayarak karşıladılar başlangıçta. Ancak Hz İsa kendisine karşı olanların çoğaldığını ve daha da kötüsü havarilerinden birinin O’na ihanet içinde olduğunun farkındaydı. Nedeni kesin olarak anlaşılamayan bir ihanet içine girmişti Yahuda İskaryot.
Hz İsa öleceğini anlamıştı ve ölümünün havariler arasında ki inancı sarsacağından korkmaktaydı. Hz İsa havarilerini Son Akşam Yemeği’nde bir araya getirdi. Onlara ölmesinin gerektiğini söyledi. Böylelikle Tanrı ile insanlık arasında yeni bir bağ kurulacağını açıkladı. Kendisi öldükten sonra O’nun öğretisini yaymak havarilerinin göreviydi. Hz İsa ekmekle şarabı aldı, kutsadı ve havarilerine vererek kendi bedeni ve kanı olduğunu söyledi.
Yemekten sonra Hz İsa ve havarileri Kudüs’ün doğu yakasında ki Zeytin Dağı’na ve oradan da tepenin yamaçlarında ki Getsemani Bahçesi’ne gittiler. Yahuda İskaryot’un yol gösterdiği Yahudiler bu bahçede Hz İsa’yı yakaladılar ve aynı gece yargıladılar. İdama mahkum ettiler ancak verilen bu idam kararı Romalı Vali tarafından da onanmalıydı. Vali Pilate aslında Hz İsa’yı suçlu bulmuyordu ama Yahudi önderlerin ve izleyenlerinin istekleri karşısında boyun eğerek o dönemin idam şekli olan çarmıha gerilerek Hz İsa’nın ölümüne hükmetti.
Çarmıha gerilen Hz İsa o günün akşamında izleyenleri tarafından çarmıhtan indirildi ve bir mezara konularak üzeri taşlarla örtüldü ancak sabah taşların yerinde olmadığı ve Hz İsa’nın naaşının da mezarda olmadığı anlaşıldı.
İhanet belki de insanlığın en anlaşılmaz, en engellenemez duygusu. Allah adına Allah’a karşı işlenen belki de en büyük ihaneti yaşamış Hz İsa. Yaymak istediği öğretisine bir isim veremeden hayata gözlerini ihanet sonucu yummuş. Yeni Ahit kendisini izleyen havarileri tarafından ölümü üzerinden kırk yıl geçtikten sonra oluşturulmuş. Yahudiler O’na “mesih” dedikleri için Yunanlılar dillerinde karşılık gelen “Hristo” kelimesini kullanmışlar. Yaklaşık iki bin yıl önce Anadolu’da ve Yunan topraklarında akşamları bir takım derneksel faaliyetler başlamış. Bu faaliyetler de sabahlara dek süren toplantılar da hep Hz İsa’da “HRİSTO” diye bahsedildiğinden bu öğretiye inananlara Hristiyan denmiş. Yani Hz İsa’nın öğretisine konan isimden haberi dahi olmamış.
Hz İsa’nın yaşamı ile günümüzde yaşananlar aslında ne kadar da benzerlik gösteriyor, öyle değil mi? Din tacirleri ile dolu günümüzde, onların paraya giden dinsel öğreti yollarına çomak sokun bakalım neler olacak. Bence denemeyin bile. Bu durum üç büyük din için de geçerli. Hahamlar, Papazlar ve İmamlar ordusu Tanrılaşma yarışına girişmişler. Savaşlar onların yönlendirdiği liderlerin çılgınlıkları sonucu çıkmıyor mu? Haçlı seferleri ile tüm Anadolu, Orta Doğu kan gölüne dönmedi mi yüz yıllarca. Ya şimdi, Orta Doğu’da akan kan, Yahudilerin Kudüs’te kurmak istedikleri kesin egemenlik, tüm bunlar din adına ruhban sınıfının marifeti değil de nedir?
YAZARLAR
Yayınlanma: 19 Kasım 2018 - 15:37
Ufuk Cankaya yazdı... Yahuda İskaryot
Yahuda İskaryot adını hiç duydunuz mu? Belki duyanlarınız vardır
YAZARLAR
19 Kasım 2018 - 15:37
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir