Verelim Plaka Kodlarını

Sonunda Alamos Gold istediğini alamadı ve eylemcilerin istediği oldu ama binlerce ağaç kesildikten sonra. Kirazlı ve çevresinde ki doğa katledildikten sonra Alamos Gold firmasının ruhsatı uzatılmadı ve firma yatırımını iki yıl erteleme kararı aldı. Nasıl yani? İki yıl sonrası için söz mü aldı ruhsat yenilemesi hakkında? Olabilir mi bu? Olur mu olur...
Bu günlerde vatan toprağını korumakla meşgulüz. İşgalci yabancı sermayeli maden ve enerji sektöründen. Emperyal güçlerin güdümünde ki terörden. Saldırılar hız kesmeden devam ediyor. Doğal güzelliklerimize saldırdılar ve bir çok yerde buna muvaffak oldular. Koruyamadık onlardan canım cennet köşelerimizi. Şehirlerimizi kan gölüne çevirdiler. Barış şartlarında her gün şehit haberleri almamızı kanıksar hale getirdiler bizi. Hollywood ile saldırdılar, yerli dizilerle toplumun dengesini raydan çıkarttılar, ellerinde tuttukları dünya para piyasası ile ekonomimizi çökerttiler. Yılmadan, hız kesmeden devam ettiler v bizi bu günlere getirdiler.
On yedi yıllık mevcut iktidar da boş durmadı ve batıya sözde sırt çevirerek Arap-İslam coğrafyasına yelken açtı. Ekonomik senaryoları bu sözde dost devletler üzerine kurguladı. Özelleştirmelerde o ülkelerin önünü açtı ve ilk kez destek görmek istediği hain terör örgütleri ile girdiği mücadele de o Arap-İslam coğrafyasında ki ülkelerce yalnız bırakıldı. Bu on yedi yıllık hükümet hak etti mi bunu? Elbette ki etmedi ama ne yazık ki tarihten hiçbir ders almadıkları için bu sonuçla baş başa kaldılar.
Bu güne kadar tarih sayfaları hep Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığını yazdı. Çünkü tüm dünya tarihinde Türk yalnız başına yol alan neredeyse tek milletti. Bu gün aynı kaderi paylaşan Vikinglerin ve Kızılderililerin de göç sonucu o bölgelere yerleşmiş Türkler olduğu gerçeği ortaya konmuş durumda. Bizi bu harekatta yalnız bırakmayan tek devlet Macaristan oldu ki bu da yine tezimi doğruluyor çünkü Macar halkı da Türk milletine mensuptur.
Bundan sonra ne olacak? Tabi ki haklı davamızı bundan sonra da tek başımıza sürdüreceğiz. Muhtemel senaryo bizi Suriye'nin kuzeyinde Esad’ın ordusu ile karşı karşıya bırakmak olacaktır ki bu da alınan haberlere göre bir iki gün içerisinde gerçekleşecek. Yani ciddi bir savaş bizi bekliyor ama bu savaşın ciddiyetini Suriye ordusuna iyi hissettirmek lazım. Şanlı ordumuz bir dozer misali Suriye ordusunu kısa sürede ezip geçecektir ama bunu yaparken bir taraftan da daha ciddi aleyhtarlar ile dış politikada mücadele etmek zorunda kalacağız. Bizi terörle mücadelede kınayanlar, Suriye ordusu ile karşı karşıya geldiğimizde bize yaptırımlar uygulamak isteyeceklerdir.
İşte tam da burada ben diyorum ki; madem karşımıza tüm dünyayı alacağız, çıkmayalım o topraklardan. Verelim o top topraklara plaka kodlarımızı. Nasılsa dövünmeyecek mi bu şerefsiz emperyaller ile onların kuklası Araplar? Nasılsa dövünecekler. Kuduracaklar. Ağızlarından salyalar akıta akıta karşı duracaklar. Bari bir işe yarasın yaptığımız. Sınırlarımızı genişletelim hazır tepkileri üzerimize çekmişken. Kudursunlar dursunlar.
Tabi burada çok ciddi bir ülke bütünlüğüne ihtiyaç var. Elbette ki Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi herkes Ak Partili olmamalı ama herkes iktidarın yanında yer almalı. Çatlak sesler çıkmamalı. Türk’ün sesini tüm dünyaya top yekun bir hareketle kuvvetlice duyurmalıyız. Bu sayede bu gün yaşadıklarımızın hakkını vermiş oluruz.