Bilindiği üzere şeytanın tek gayesi, insanı kendisi gibi cehenneme sürüklemektir. O, bu gayesine ulaşmak için Cenab-ı Hak’tan izin almış ve şöyle demiştir: “Öyleyse beni azdırmana karşılık yemin ederim ki ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım. Sonra onların önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Sen de çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın.” (Araf suresi, 16-17. ayetler).
Bu ayetin marifet açılımı ise; ''Öyleyse beni azdırmana karşılık” eğer ayetin bu kısmına bakarsak sadece iblis kendi hatalarını yanlışını ve büyüklenmesini görmezden gelip Allah‘ın onu azdırdığını iddia etmekte, kendinde asla kusur aramamaktadır. Ayetin devamında “yemin ederim ki; ben onların önlerinden” yani onlara gelecek korkusu ve rızık korkusu vererek, “arkalarından” yani onlara geçmişlerindeki yaptıkları hatalarıyla korkutarak, “sağlarından” yani onların yaptıkları iyilikleri onlara çok büyük göstererek onları kibir ve enaniyet çukuruna atarak, “sollarından” ise onların işledikleri günahlarını çok büyük göstererek “bu kadar günahı ALLAH affeder mi zannediyorsun” diyerek yaklaşacaktır. Oysaki merhametlilerin en merhametlisi olan yüce RABBİMİZ için bu hiç de zor değildir. Ben bu kulumu affettim der ve affeder.
Şeytan, gelecek endişesine sevk etmekle dünya tutkusunu artırır. Olan bitenle aldatarak dinde şüpheye düşürür. Günah ve kötülükleri güzel gösterir ve böylece yaklaşır. Ancak şeytan bunların hiçbirini kendini göstererek yapmaz. Çünkü o vakit hiç kimse ona uymaz. Hal böyle olunca çeşitli hile ve aldatmalara başvurur. Gizlenmiş, maskelenmiş bir şekilde siner, durmadan fısıldar. İşte şeytan ve nefs tarafından telkin edilen bu fısıltılara biz “vesvese” diyoruz.
Her şeyde olduğu gibi, Rabbimiz vesveseye karşı da bize savunma yollarını öğretmiştir. Allah, Kuranı Kerimde şöyle buyuruyor;
Nas süresi: “De ki, insanların Rabbine sığınırım. İnsanların hükümdarına. İnsanların ilahına. O sinsi vesvese verenin şerrinden. O ki; insanların kalplerine vesvese verir. Gerek cinlerden gerekse insanlardan.”
Müminünsuresi, 97-98. ayetler: “De ki, Rabbim şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım. Onların yanımda bulunmalarından sana sığınırım”.
İblis, Hz. Âdem’den bu yana tüm insanları aldatmaya vesvese, kuruntu ve şüphe vermeye çalışır. Ayetlerde belirtildiği gibi, nefs ve iblis bizlere her vesvese verdiğinde sığınılacak tek yer Rabbimizdir.
Biz Üveysler“Tevhid” ehliyiz. Veysel Karane zikri ile Allah’ın “Tevhid kalesine” sığındık. Kalenin duvarları ne kadar sağlam olursa, korumamız o kadar güçlü olur. Korumayı arttırmak için salavat ve bilhassa tevhidi okumayı artırmaya gayret ederiz. Sizlerde vesveselerinizden, acabalarınızdan, kuruntu ve şüphelerinizden kurtulmak istiyorsanız Üveys Veysel Karane zikrini yapın. Biz denedik ve çokça fayda gördük. Şimdi sıra sizde. Ayrıntılı bilgi için: www.veyselkarane.com
Bu ayetin marifet açılımı ise; ''Öyleyse beni azdırmana karşılık” eğer ayetin bu kısmına bakarsak sadece iblis kendi hatalarını yanlışını ve büyüklenmesini görmezden gelip Allah‘ın onu azdırdığını iddia etmekte, kendinde asla kusur aramamaktadır. Ayetin devamında “yemin ederim ki; ben onların önlerinden” yani onlara gelecek korkusu ve rızık korkusu vererek, “arkalarından” yani onlara geçmişlerindeki yaptıkları hatalarıyla korkutarak, “sağlarından” yani onların yaptıkları iyilikleri onlara çok büyük göstererek onları kibir ve enaniyet çukuruna atarak, “sollarından” ise onların işledikleri günahlarını çok büyük göstererek “bu kadar günahı ALLAH affeder mi zannediyorsun” diyerek yaklaşacaktır. Oysaki merhametlilerin en merhametlisi olan yüce RABBİMİZ için bu hiç de zor değildir. Ben bu kulumu affettim der ve affeder.
Şeytan, gelecek endişesine sevk etmekle dünya tutkusunu artırır. Olan bitenle aldatarak dinde şüpheye düşürür. Günah ve kötülükleri güzel gösterir ve böylece yaklaşır. Ancak şeytan bunların hiçbirini kendini göstererek yapmaz. Çünkü o vakit hiç kimse ona uymaz. Hal böyle olunca çeşitli hile ve aldatmalara başvurur. Gizlenmiş, maskelenmiş bir şekilde siner, durmadan fısıldar. İşte şeytan ve nefs tarafından telkin edilen bu fısıltılara biz “vesvese” diyoruz.
Her şeyde olduğu gibi, Rabbimiz vesveseye karşı da bize savunma yollarını öğretmiştir. Allah, Kuranı Kerimde şöyle buyuruyor;
Nas süresi: “De ki, insanların Rabbine sığınırım. İnsanların hükümdarına. İnsanların ilahına. O sinsi vesvese verenin şerrinden. O ki; insanların kalplerine vesvese verir. Gerek cinlerden gerekse insanlardan.”
Müminünsuresi, 97-98. ayetler: “De ki, Rabbim şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım. Onların yanımda bulunmalarından sana sığınırım”.
İblis, Hz. Âdem’den bu yana tüm insanları aldatmaya vesvese, kuruntu ve şüphe vermeye çalışır. Ayetlerde belirtildiği gibi, nefs ve iblis bizlere her vesvese verdiğinde sığınılacak tek yer Rabbimizdir.
Biz Üveysler“Tevhid” ehliyiz. Veysel Karane zikri ile Allah’ın “Tevhid kalesine” sığındık. Kalenin duvarları ne kadar sağlam olursa, korumamız o kadar güçlü olur. Korumayı arttırmak için salavat ve bilhassa tevhidi okumayı artırmaya gayret ederiz. Sizlerde vesveselerinizden, acabalarınızdan, kuruntu ve şüphelerinizden kurtulmak istiyorsanız Üveys Veysel Karane zikrini yapın. Biz denedik ve çokça fayda gördük. Şimdi sıra sizde. Ayrıntılı bilgi için: www.veyselkarane.com