Vurun abalıya! Pardon emlakçıya!

Yaptığımız meslek icabı bazen anlamsız durumlarla karşılaştığımızı bu köşede ara ara yazıyorum. Anlamsız ve bir o kadar da komik ama yaşandığı an itibariyle çok sıkıntılı durumlardan bahsediyorum. Yani bir müşterinin çatacak hiçbir yer bulamadığında bizi arayıp anlamsızca öfkesini bizlerden çıkarmaya çalıştığı; bazen bu öfkeyi kontrol altında tutabildiğimiz ve olayı tatlıya bağladığımız, bazen ise aklı selimden uzak bu kişilerin karşısında bizim de zıvanadan çıktığımız durumlardır bunlar.

 

Tabi önce sınırları bir çizelim isterseniz. Bir gayrimenkul danışmanının görevi sorumluluğunu üstlendiği gayrimenkulün pazarlamasını gerçekleştirmektir. Bunu yaparken de sorulan sorulara bildiğimiz ölçüde cevap vermektir görevimiz. “Bildiğimiz ölçüde” burada kilit noktadır. Yani satılmasına aracılık ettiğimiz bir gayrimenkulün iskanının olup olmadığı, aidatı, ısınma sistemi, gayrimenkulün cephesi, elektrik-su aboneliklerinin nerelerde yapıldığı, tapu süreci ile ilgili soruların cevapları, üzerinde ipotek/şerh bulunup bulunmadığı, para transferinin nasıl yapılacağı, kredi alma süreci gibi konular bizim bilmemiz ve alıcı adayını bilgilendirmemiz gereken konulardır. Profesyonel bir gayrimenkul danışmanı bu ve buna benzer konularda maksimum bilgiye ve donanıma sahip olmak zorundadır. Bunda hiçbir problem yok.

 

Problem müşterinin beceriksizliğini veya bizim bilmemizin imkansız olduğu konularda bizi sorumlu tutarak bize yüklenmesi ve öfkesini bizden çıkarmaya çalışmasıdır. Hiçbir sorumluluğumuzun olmadığı konularda bizi arayıp ağzına geleni söyleme rahatlığını kendisinde bulabilmesidir. Hatta bu durumlarda dahi kendisine yardımcı olmaya çalışmamıza rağmen hala anlamsızca ve saçma bir şekilde üzerimize geldiğine şahit oluruz.

 

Mesela geçen aylarda yaptığımız bir kiralamada kiracının bizi arayıp evi karıncaların basması sebebiyle bizi suçlaması, karıncalar sebebiyle bize evden çıkmak istediğini, bunu da mal sahibine söylememiz gerektiğini bize bildirip bu konuyla ilgili niye kendisini bilgilendirmediğimizi sorması gibi. Meraktan eve gidip baktığımızda mutfak dolabının altının ekmek ve yemek artıklarıyla dolu olduğunu görüp, bebeklerinin o artıkları oraya tıkıştırdığını ve karıncaların da bu sebeple oraya akın ettiğini görmemiz sonucu kiracının geri adım atması belki problemi çözdü ama bir zahmet kafa yormuş olsa ne kendisini ne bizi yormuş olacaktı.

 

Yine yaptığımız bir kiralamada kiracının elektrik, su kontratlarını üzerine almadaki beceriksizliğini biz ihale etmesi, kendisine eksik veya yanlış bilgi vermekle suçlaması, saat 16:45’te bizden problemi çözmemizi istemesi ve kendince bize verdiği hizmet bedelini helal etmemesi. Elektrik ve su idaresinin sayfasında neler yapması gerektiği yazarken bundan bizim sorumlu tutulmamız kadar saçma bir şey olabilir mi? Ortaokul öğrencisinin yapabileceği bir işlemi yapamamasının bizimle ilgisi ne olabilir?

 

Satışını gerçekleştirdiğimiz bir gayrimenkulde basit bir su tesisatı probleminden dolayı bize demediğini bırakmayan müşterimize ne demeli? Asma tavanın altında contasını yerine tam oturtmayı beceremeyen beceriksiz bir tesisatçının yarattığı problemden dolayı biz gayrimenkul danışmanlarını suçlamak çok mu akıllıca? Asma tavanın içinde, görülmeyen bir noktada bulunan ve daha önce hiç kullanılmamış bir dairede böyle bir problem olabileceğini biz nasıl öngörebiliriz? Zaten bunun farkında olsak bu konu ile ilgili önlem alma konusunda bir saniye bile düşünmeyeceğimiz aşikarken sırf birilerine bağırıp, ağzına geleni söylemek için bizi arayıp bağırması ne denli doğru?

 

Hakkını aramak elbette herkes için doğru bir yaklaşımdır, ancak bununla beraber hak aradığını düşünürken saygıyı unutup saygısızlık boyutunda tepkiler vermek, çözüm yerine problem üretmek, aklı selimden uzaklaşıp saçmalık boyutunda laflar sarf etmek ve bunu yaparken insanlıktan çıkmak ne denli kabul edilebilir? Tesellimiz ise bu modellerin çok sınırlı sayıda olması ve çoğunluk müşterilerimizin böyle saçma davranışlardan ziyade verdiğimiz hizmetten mutlu olduğunu görmek ve onların hayatlarına dokunabildiğimizi bilmektir.

 

Bu Şehri ve Bu İşi Çok Seviyoruz…