Türk Ceza Kanunu’nun 6. Maddesinin f bendinde ceza kanunu uygulamalarındaki silah tanımı genişletilmiştir. Buna göre; Silah deyiminden,
1.Ateşli silahlar,
2.Patlayıcı maddeler,
3.Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
4.Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
5.Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler anlaşılmaktadır. Bu tanım ışığında Yargıtay Ceza Genel Kurulu da yeni TCK’ya göre “silah” kavramını tartışıp kapsamını genişletmiştir. Bu konudaki Yargıtay içtihatına göre “Eski ve yeni TCK’daki en temel ayrım ‘saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler’in silah kapsamına alınmasıdır. Bu alt bent ile silah kapsamı, 5237 (yeni TCK) yasada genişletilmiş ve önceki daraltıcı uygulama terk edilmiştir. Yasa koyucu bu düzenleme ile ‘Fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli’ olmak koşulu ile her nesneyi imal edilip edilmediğine ve hangi amaçla yapılmış olduğuna bakmaksızın silah kapsamına dahil etmiştir. Buradaki ayırıcı ölçüt ‘saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişliliktir.’ SORU:Peki günümüzde taraflar arasında yaşanan kavgalarda kişilerin o an için ya da yanlarında bulunan bir akım eşyaları kavga ederken kullanmaları ve karşı tarafı yaralamaları sonucunda kullanılan bu eşyalar silah olarak sayılacak mıdır? CEVAP:Bu hususu Yargıtay’ın verdiği kararlara bakarak cevaplayabiliriz.
Geçtiğimiz Eylül ayında Yargıtay 3. Ceza Dairesi; komşusunu, fırlattığı “araba yıkama fırçası” ile kaşından yaralayan kişinin, basit kasten yaralama suçundan cezalandırılmasına karar vermiş ve olayda kullanılan fırçayı TCK'nin 6. maddesindeki "silah deyimi" kapsamında sayarak, yaralamanın silahla gerçekleştirildiğine hükmetmişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2020 Mayıs ayında verdiği kararda bir kişinin başına atılarak yaralanmasına neden olan “televizyon kumandasını” silah olarak kabul etmiş ve mağdur şikayetinden vazgeçmiş olmasına rağmen silahla kasten yaralama suçu oluştuğundan şikâyet aranmaksızın ceza verilmesine karar vermişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2015 yılında verdiği kararda; tartıştığı kişiyi leğenle yaralayan sanığın eyleminde kullandığı "leğen"in silah sayılmasına ve verilecek cezanın artırılmasına hükmetmişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2015 yılında verdiği kararda tartıştığı görümcesinin gözüne “terlikle” vuran kadının davasında, “terliğin silah sayılması gerektiğine” karar vermiş dolayısıyla sanığın suçunun “silahla yaralama” olarak belirlenmesi ve cezanın da buna göre yarı oranında artırılması gerektiğine hükmetmişti.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016 yılında verdiği kararda tartıştığı kişiyi hortumla yaralayan sanığın eyleminde kullandığı "hortum"un silah sayılmasına ve verilecek cezanın artırılmasına hükmetmişti. Sanığın kız arkadaşına ağaçtan kopardığı dal parçası ile darp etmesi sonucu kasten yaralama suçunu işleyen sanığa da “Dal parçası”nın silah sayılması nedeniyle sanığa verilen ceza Yargıtay tarafından yarı oranında arttırılmıştı.
Sanığın tartıştığı eşini “TV kumandası” ile darp etmesi sonucu, kasten yaralama suçunun silahla kasten yaralama suçu olduğu, kumandanın silah sayılacağı gerekçesiyle Yargıtay tarafından verilen ceza yarı oranında arttırılmıştı.
Yargıtay Ceza Kurulu, kavga sırasında, yerden alınan“tahta parçası” ile mağduru darp edip gözünün kör olmasına neden olan sanığın davasında tahta parçasını silah saymıştır.
1.Ateşli silahlar,
2.Patlayıcı maddeler,
3.Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
4.Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
5.Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler anlaşılmaktadır. Bu tanım ışığında Yargıtay Ceza Genel Kurulu da yeni TCK’ya göre “silah” kavramını tartışıp kapsamını genişletmiştir. Bu konudaki Yargıtay içtihatına göre “Eski ve yeni TCK’daki en temel ayrım ‘saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler’in silah kapsamına alınmasıdır. Bu alt bent ile silah kapsamı, 5237 (yeni TCK) yasada genişletilmiş ve önceki daraltıcı uygulama terk edilmiştir. Yasa koyucu bu düzenleme ile ‘Fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli’ olmak koşulu ile her nesneyi imal edilip edilmediğine ve hangi amaçla yapılmış olduğuna bakmaksızın silah kapsamına dahil etmiştir. Buradaki ayırıcı ölçüt ‘saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişliliktir.’ SORU:Peki günümüzde taraflar arasında yaşanan kavgalarda kişilerin o an için ya da yanlarında bulunan bir akım eşyaları kavga ederken kullanmaları ve karşı tarafı yaralamaları sonucunda kullanılan bu eşyalar silah olarak sayılacak mıdır? CEVAP:Bu hususu Yargıtay’ın verdiği kararlara bakarak cevaplayabiliriz.
Geçtiğimiz Eylül ayında Yargıtay 3. Ceza Dairesi; komşusunu, fırlattığı “araba yıkama fırçası” ile kaşından yaralayan kişinin, basit kasten yaralama suçundan cezalandırılmasına karar vermiş ve olayda kullanılan fırçayı TCK'nin 6. maddesindeki "silah deyimi" kapsamında sayarak, yaralamanın silahla gerçekleştirildiğine hükmetmişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2020 Mayıs ayında verdiği kararda bir kişinin başına atılarak yaralanmasına neden olan “televizyon kumandasını” silah olarak kabul etmiş ve mağdur şikayetinden vazgeçmiş olmasına rağmen silahla kasten yaralama suçu oluştuğundan şikâyet aranmaksızın ceza verilmesine karar vermişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2015 yılında verdiği kararda; tartıştığı kişiyi leğenle yaralayan sanığın eyleminde kullandığı "leğen"in silah sayılmasına ve verilecek cezanın artırılmasına hükmetmişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2015 yılında verdiği kararda tartıştığı görümcesinin gözüne “terlikle” vuran kadının davasında, “terliğin silah sayılması gerektiğine” karar vermiş dolayısıyla sanığın suçunun “silahla yaralama” olarak belirlenmesi ve cezanın da buna göre yarı oranında artırılması gerektiğine hükmetmişti.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016 yılında verdiği kararda tartıştığı kişiyi hortumla yaralayan sanığın eyleminde kullandığı "hortum"un silah sayılmasına ve verilecek cezanın artırılmasına hükmetmişti. Sanığın kız arkadaşına ağaçtan kopardığı dal parçası ile darp etmesi sonucu kasten yaralama suçunu işleyen sanığa da “Dal parçası”nın silah sayılması nedeniyle sanığa verilen ceza Yargıtay tarafından yarı oranında arttırılmıştı.
Sanığın tartıştığı eşini “TV kumandası” ile darp etmesi sonucu, kasten yaralama suçunun silahla kasten yaralama suçu olduğu, kumandanın silah sayılacağı gerekçesiyle Yargıtay tarafından verilen ceza yarı oranında arttırılmıştı.
Yargıtay Ceza Kurulu, kavga sırasında, yerden alınan“tahta parçası” ile mağduru darp edip gözünün kör olmasına neden olan sanığın davasında tahta parçasını silah saymıştır.