"Yavru balık yoksa, balık da yok"

Kazdağları Ekolojik Platformu av sezonunun başlaması ile birlikte Marmara Denizi’ndeki küçük balıkların avlanmasına tepki gösterdi. Platform yazılı olarak yaptığı açıklamada, “Yavru balık yoksa, balık da yok. Etkin denetim şart” ifadeleri kullanıldı.

Kazdağları Ekolojik Platformu Marmara Denizi’nde küçük balıkların avlanması ile ilgili açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı, “Ne yazık ki av mevsiminin başlamasından sonra yavru balıklar balıkçı tezgahlarında boy göstermeye başladı. Lüferin yavrusu defne yaprağı, çinekop ayrı bir balık türüymüş gibi tezgahlarda satılıyor. Endüstriyel balıkçılığın yavru balıklara yönelmesi ve ayrıca balık stoklarına dikkat etmeksizin aşırı balık avlaması denizlerimizdeki balık stoklarında önemli sorunlar olduğunu düşündürtüyor. Marmara Denizi’nin ekosistemi ciddi anlamda hasarlandı ve bunun sonucunu geçtiğimiz yıl müsilaj olarak da yaşadık. Müsilajla ilgili önlemlerin alınması için kurulan bilim kurulu, nedenlerden birinin de aşırı balık avı olduğunu rapor etti. Küçük balık yoksa büyük balık da yok. Bugün yavru balık avını durduramazsak deniz ekosistemi daha fazla zarar görecek, balık türleri azalacak ve balık stokları daha fazla tükenecektir. Tarım ve Orman Bakanlığı, balık avcılığını 5/1 Numaralı Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ ile düzenlemiştir. Ancak tebliğde yer alan ve av için izin verilen balık boyları ekosistemin devamlılığı için yeterli değildir. Bilim insanlarının saptamalarından yola çıkılarak Greenpeace ve Fikir Sahibi Damaklar tarafından daha önce yürütülen kampanyalarda da belirtilen rakamlar dikkate alınarak izin verilen balık boylarının arttırılması gereklidir. Bilim insanlarının görüşlerine göre bazı balık türlerinin üreme boyları: hamsi 9 cm, tekir 11cm, istavrit ve barbun 13 cm, mezgit 14.5 cm, lüfer 25 cm, levrek 30 cm, palamut 38 cm, kalkan ise 45 cm. dir. Oysa tebliğde lüfer 18 cm, palamut 25 cm, mezgit 13 cm, levrek ise 25 cm. dir. Söz konusu tebliğ bilim insanlarının, balıkçılık örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin görüşleri dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir.

AV KOTASI KONULMALIDIR

Marmara ekosisteminin geleceği için yavru balık avı sıkı bir şekilde denetlenmeli ve aşırı avlanma engellenerek av kotası konulmalıdır. Deniz varlığının devamı için nesli tükenmekte olan önemli türlerin yumurtlama ve gelişme alanları koruma altına alınmalı ve denetlenmelidir.Onun da hakları var. Lüferin yavrusu defne yaprağının, çinekopun, sarıkanatın lüfer boyuna ulaşma hakkını destekliyoruz. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde, sorunun çözümü için ilgilileri, yetkilileri göreve çağırıyoruz”

Simge Özden