Yazın ev alınır mı?

Yazın gelmesiyle beraber genel kanı satışların düşeceği yönünde olsa da yıllar içinde benim gördüğüm aslında satışların pek düşmediği yönündedir. Bununla beraber satılık ev gezenlerin sayısı dramatik olarak düşer ki “HAFTASONU AKTİVİTESİ OLARAK GAYRİMENKUL TURİSTLERİ” yazımda anlattığım türdeki sahte alıcıların piyasadan çekilmesi buna sebeptir. Çünkü bu grup için ev almak gibi bir öncelik olmadığından yüzme, tatil gibi aktiviteler ön plana çıkar. Ta ki sonbahar gelene kadar bu böyle devam eder ve havaların serinlemesiyle beraber ev gezme mevsimi de açılır. Hemen hemen tüm sahte alıcılar “Biz çok ciddi alıcıyız, hemen daire görelim” diye sokaklara dağılır 2-3 aylığına ve yılbaşına yakın yeniden evlerine çekilirler. İlkbahara kadar yine rahatlarız bu çok ciddi alıcılar olmadığı için ortalıkta.

Oysa bana göre ev almak için net bir tarih aralığı veya mevsim söz konusu değildir. Gerçekten ev arayan biri için fırsatın ne zaman çıkacağı pek belli olmaz ama daha yola çıkarken evin ne zamana kadar alınacağı bellidir. Ve o fırsat çıktığında da eyleme geçen evi alır. Özellikle yaz mevsiminde ev arayan birinin ciddiyeti, havalar serinken ev arayana nazaran daha yüksektir. Çünkü bu sıcakta randevu alıp, evi görmek herkesin yapacağı bir şey değildir. Sadece gerçekten ev alıp, geleceğe dair planlarını gerçeğe taşımaya niyetli olanlar bu sıcakta sokağa çıkar ve asıl ciddi alıcılar onlardır.

Satıcılar için de durum böyledir. Gerçekten evini satmak isteyen biri “Eylül gelsin bakarız” demez, cidden evini satma fikrinde olan gayrimenkul sahibi gayrimenkul danışmanlarına “Şu yaz mevsimini bir geçirelim” bahanesiyle gelmez.

Peki gayrimenkul profesyonelleri için durum nasıldır? Bu sektörü kavramamış ve hala emlakçılık kalıplarıyla çalışıp kısa yoldan köşe dönme hevesindekiler için yazları çok durgun geçer. O kadar durgun geçer ki yaprak kımıldamaz, hiç müşteri yoktur ortalıkta. O yüzden en önemli 3 ayı yatarak geçirmeyi tercih ederler. Eylül gelince yeniden sahalara inip güzel işlemler yapma hayaliyle kendini sahil kenarlarına atarlar. Hem alıcılar, hem satıcılar tatildeyken gayrimenkul danışmanı ofiste ne yapsın değil mi? Ola ki bir müşteriye de denk gelirse de süreci tamamen ona bırakır; denizden çıkmasını bekler mesela evi göstermek için, randevu vermek için hava serinlesin akşam 9 gibi göstereyim der. “Aman müşteriyi sıkmayayım, aman rahatsız etmeyeyim” diye düşünür. Ama gelin görün ki bu; “Ben gayrimenkul satmasını bilmiyorum, sektörü de anlamadım” demenin, mazeret üretmenin farklı bir yoludur. 3 ayı çalışmadan geçiren bir gayrimenkul danışmanının sonraki 6 ayda hayalini kurduğu işlemleri yapabilmesi pek mümkün değildir.

Kısacası ev alacak olan için, ev satmak isteyen için veya bu sektörde para kazanmak isteyen bir gayrimenkul profesyoneli için yazın işler durmaz.

Gayrimenkul sektörü 12 ay boyunca belli dinamiklerle hareket eden bir sektördür; duran sadece ciddi olmayanlardır. Duran gerçekten ev alma fikrinde olmayan sahte alıcılardır, sahte satıcılardır ve işinin hakkını veremediği için mazeret üreten gayrimenkul danışmanlarıdır.

Gayrimenkul sektöründe en can sıkıcı durumlardan biri sürekli mazeret üretmeyi öğrenmiş bir emlakçı ile çalışmaktır. Çünkü mazeret üretmeyi öğrenen biri yeni bir şeyler öğrenmeye artık açık değildir ve kendisini geliştirmeyi bir kenara bırakmış, daha kötüsü olduğundan da geri gitmeye başlamıştır.

Bu sebeple bir gayrimenkul alacaksanız veya gayrimenkulünüzü satacaksanız; kendinize bu sıcaklarda çalışmaktan gocunmayan; size mazeret üretmeyen, “Yazları piyasa durur” demeyen bir gayrimenkul profesyoneli bulun ve yönlendirmelerini dikkate alın. Göreceksiniz ki o zaman hedefe çok kısa bir süre içerisinde ulaşacaksınız ve herkes yaz tatilinden döndüğünde siz yeni evinize yerleşmiş veya gayrimenkulünüzü satmış, paranızı elinize almış olacaksınız.

Bu şehri ve bu işi çok seviyoruz…