Yeni bir şeyler söylemek lazım!

Her işin bir ilmi vardır. İlmiyle yapılan işler kolay ve keyifli olur. Meyvesini yemek zevk verir. Hızlı, acele, ne yaptığını bilmeden değil, anlayarak, düşünerek yapmak gerekir. Kuran okumak da böyledir. Belli bir düsturu vardır. Ne okuduğunu bilmeden, yanık sesimizle Kuran okumanın ne kadar faydası var bilmiyorum. Elbette vardır sevabı. Allah bilir orasını ancak ne okuduğunu anlamadan okumaktan bahsediyorum.
Günde bir hatim indirdim diye övünenler, bunu marifet sayanlar var. Eyvallah Allah kabul etsin de… Ne anladın koskoca Kuran’dan diye sorsanız, o okumak diyorlar. Kuran o diyorlar. Gerisi gelmiyor çünkü kendi dilinde okumuyor. Daha ne kadar daha bu şekilde okuyacaklar bilmiyorum ancak duam şudur: Allah her kuluna Kuran’ı okumayı, anlamayı, anlatmayı, yaşamayı ve yaşatmayı nasip etsin.
Ölülerimizin arkasından okuyoruz, kendimiz için sevap olsun diye okuyoruz da; merak ediyor muyuz Allah’ın hikmetli kitabı bizlere neler anlatıyor? Allah bize neler söylemek istiyor diye hiç düşündük mü? Emir ve yasakları içinde, aşikar. Ne kadarını bildik ve hal edinmeye çalıştık. Arapça okuduğumuzda kaç kişi anlıyor ki Allah’ın bizlere olan mesajlarını..
Artık bu kafaları değiştirmenin zamanı çoktan geldi ve geçiyor. Meftanın arkasından Yasin, Tebareke, Amme diye bilinen sureler okunuyor. 70.000 tevhid çekiliyor. Birine sorsanız ne için bunlar diye, gelenek halini almış, ben kendimi bildim bileli böyle yapılıyor. Kuran’da 114 sure var. Velev ki bu surelerde ısrarcı olduk, bari bize verdiği mesajları bilebilseydik. Allah ne demek istiyor diye kafa yorsaydık. Hem ölmüşlere, hem de bize katkısı olurdu değil mi?
En büyük sevaplardan biri tefekkür etmek. “Kullarım, neden az düşünüyorsunuz” buyuruyor Rabbimiz. Bir başka ayette ise, “Akletmez misiniz?” diyor. Okuduğumuzu anlamazsak nasıl düşünebiliriz ki ayetler üzerinden. Allah ile nasıl yakın olabiliriz dilini anlamazsak. Kuran Arap kavmine indiği için, okuduklarını anlasınlar ve hal edinsinler diye Arapça indirildi. Biz kendi dilimizde okuyalım ki, Şanlı Resulümüz gibi “Yaşayan Kuran” olmak için gayret edelim.
Arapça okumasını bilenler bir ayet Arapça, ardından Türkçe mealini okuyarak düşünmeli! Rabbim bana ne söylemek istiyorsun. Ben bu ayetten ne anlamalıyım demeli! Hızlı hızlı okuyup geçmek yerine, yavaş yavaş, düşünerek, anlamaya çalışarak okumalı. Her ayet okuyan kişiyi anlatır. Okuyucunun geçmişinden, geleceğinden ve o anki halinden mesajlar taşır. Size, sizi anlatır!
Allah’ım ben seni tanımak, bilmek, anlamak istiyorum, seninle muhabbetimi artırmak istiyorum diyorsanız, lütfen Kuran’ı anlayarak okuyunuz! Bırakalım eski alışkanlıklarımızı. Doğru bildiğimiz yanlışlarımızdan sıyrılalım. Mevlana Sultanımızın dediği gibi: Dün dünde kaldı cancağızım. Artık yeni bir şeyler söylemek lazım!
Tavsiye bir site adı bırakıyorum buraya. Lütfen inceleyin: www.veyselkarane.com