Padu ırkının yakışıklıları Süslü ve Timurlenk, Gerze, Mısri, Fizan, Nemse tavuklarımız nerede şimdi? Berat ve Denizli horozlarımıza ne oldu?
PlymounthRock, Wyandotte, Rhode Island Red, New Hampshire ırkları nereden peydahlandı bu topraklarda? Nedir bu hibrit ırklar? Niçin bunları yemek zorunda kaldık?
Tavuk endüstrisinin tüketim ürünüdür hibrit tavuklar. Kesim tavukları yani. Üreyemeyen, her seferinde genetik materyallerin kullanılması şart olan tavuklar. Yani yetiştirilmeleri ancak büyük şirketlerde yapılabilen ve bunun için de yüksek sermaye gereken tavuklardan bahsediyoruz. On beş dakikada eti pişen tavuklar. Göğüs etleri büyük olduğu için kanat çırpamayan, ayakları ağırlıklarını taşıyamadığı için kesim süreleri gecikirse kemikleri kırılan tavuklar. İmalat yani, canlı değil, canlımsı…
Peki ya Angora? Hani anavatanı Tibet olan Tiftik keçisi. Süleyman Şah tarafından Anadolu’ya getirilen ve yünü dayanıklı olduğu için Anadolu’nun önemli geçim kaynağı olan keçi. Çankırı, Beypazarı, Nallıhan ve daha bir çok bölgede binin üzerinde kumaş tezgahına yününü veren keçi. Batılıların “elmas iplik” dediği, Arapların seçilmiş manasında “muhayyer” dedikleri yünün sahibi keçi. Padişah fermanıyla İngilizlere verdiğimiz keçi. Şimdi İngilizlerin dünya piyasasına “Angora Goat” adıyla tiftiklerini sürdüğü keçi.
Yerli Kara sığırımıza ne oldu? Güney Anadolu Kırmızı nerede şimdi? Doğu Anadolu Kırmızısı ne zaman yok oldu? Ya Kilis Sığırı?
Onların yerine de Hollanda’nın Holştayn’ı, İskoç’un Angus’u, Hindistan’ın Brahma’sı, İngiliz’in Shorthorn’u, İtalya’nın Piedmentosa’sı, Fransız’ın Limousine’si var topraklarımızda.
Rakamlar korkunç. Her geçen yıl daha fazla ithal ediyoruz bu sığırları. Grafik hep artan yönünde.
Bir de etlere uygulanan sağlıksız yöntemler var. Şırınga ile etlerin içine Hollanda’dan gelen bir madde şırınga ediliyor bazı tesislerde, bu sayede yüzde yirmi etin kapasitesi yükseliyor. E250 koduyla işlenmiş etlereraf ömrünü uzatmak maksadıyla nitrat ve nitritin sodyum konuyor.
Bir de Çin Tuzu var… Namı diğer MSG…
Hani şu beşinci tat olarak dillendirilen madde. ..
Bir Japon Kimya Profesörünün deniz yosunundan ayrıştırdığı bağımlılık yapan madde. Kuruyemiş, cips, hazır çorba, renkli yoğurtlar, hamburgerler, köfte harçları içerisinde kendisine yer bulan yasal zehir… Mecbur muyuz yemeğe bunu?
Peki ya Soya Kıyması’nı duydunuz mu?
Yağı alınmış soya küspesinden bahsediyorum. Açık kahve, beyaz, kırmızı, koyu kahve ve yeşil renklerde olabiliyor. Ilık su ile yoğurduğunuzda bire üç oranında çoğalıyor ve bir kilo soya kıymasına bir kilo et kıyma koyarsanız toplamda dört kilo kıyma elde ediyorsunuz.Fastfood, tabldot yemek ve birçok et döner bu yöntemle yapılıyor. Hazır köfteler, sosisler bu sayede ucuza satılıyor. Çağın mucizesi…
Birçok şarküteri ürününde “yüzde yüz dana” yazmakta. Oysa ki “yüzde yüz dana eti yazmalı” öyle değil mi? Sebebi şu; kesilen bir danadan ortalama yirmi beş kilo sinir çıkmakta. Bu sinirler israf edilmiyor! Eksi kırk derecede donduruluyor ve sonrasında öğütülerek bir “un” elde ediliyor. Mesela sosise, salama basılıyor ve şarküteri ürünü elde ediliyor. Yani yüzde yüz dana ama yüzde yüz dana eti değil!...
Tüm bunları yazdıktan sonra benim merak ettiğim bir şey var; alına karar gereği artık satış raflarında ki fiyat etiketlerinde ve satılan malların ambalajlarında “yerli” ibaresi şartı getirildi. Yukarıda ki satırları okudunuz, ürünlerin bu şartlar altında ülke sınırları içerisinde üretilmiş olmaları “yerli” olduklarını mı gösterir? Üretim esnasında halkın sağlığı ile oynayacak ahlaksız üretim “yerli” etiketi ile aklanır mı?
Ne dersiniz?
YAZARLAR
Yayınlanma: 24 Eylül 2018 - 15:12
Yerli
Padu ırkının yakışıklıları Süslü ve Timurlenk, Gerze, Mısri, Fizan, Nemse tavuklarımız nerede şimdi? Berat ve Denizli horozlarımıza ne oldu? PlymounthRock, Wyandotte, Rhode Island Red, New Hampshire ı
YAZARLAR
24 Eylül 2018 - 15:12
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir