Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Çanakkale Şubesi Hastanede çıkan yemeklerin kalitesinin düştüğünü iddia ederek M. A. Ersoy Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada, iş yerinde yetersiz ve dengesiz beslenme bir halk sağlığı sorunudur. Bizlere reva görülen yemekleri kabul etmiyoruz” ifadeleri kullanılarak, hastane yemekleri düzelinceye kadar eylemlerin ve boykotların devam edeceği belirtildi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Çanakkale Şube üyeleri Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi önünde toplanarak, hastane yemeklerini boykot ederek basın açıklaması yaptılar. SES Çanakkale Şubesi Eş Başkanı Canan Coşan’ın okuduğu basın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı;
”Sağlık hizmeti üreten çalışanların sağlığı ve iş güvenliği; gerekli miktarda ve nitelikli beslenmeyle mümkündür. İyi beslenemeyen çalışanların sağlığı bozulmakta, iş kazası riski artmakta, üretim ve verimlilikleri önemli ölçüde azalmaktadır. Bitmek bilmeyen ekonomik krizler nedeniyle kursağındaki lokması iyice azalan sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, uzun saatler ve artan iş yükü koşullarında işyerinde de iyi beslenememektedir. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin iş yerlerinde yeterli ve dengeli beslenmesi en temel çalışma haklarındandır. Buna rağmen bu hakları yıllarca gasp edilmiştir. Pandemi döneminde yeterli ve dengeli beslenme olanakları tamamen ortadan kalkmıştır. Ankara ve Hacettepe Üniversitelerinde yemek ve beslenme hizmetlerinin, maliyeti arttıran bir kalem olarak ele alınması basına ve kamuoyuna yansımıştı. Sağlığı koruması gereken kurumlarda bile yeterli ve dengeli beslenme koşullarının sağlanamaması, ülkedeki tüm emekçilerin, hasta ve refakatçilerin beslenme koşullarının da irdelenmesi gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Sağlık emekçilerinin mali ve özlük hakları ihlal edilip emekleri sömürülürken, İdareciler, başta hastaneler olmak üzere sağlık kurum ve kuruluşlarında ekonomik darlıktan çıkış yolu olarak yemeklerden tasarruf etme eğilimine girmiştir. Eksikliklere ve taleplere karşı duyarsız kalarak, sağlık emekçilerini değersizleştirmekte ve yok saymaktadırlar. Gıda fiyatlarındaki artışla birlikte sağlık emekçilerine, âdete ortaçağ beslenme koşulları dayatılmaktadır. SES olarak bu sorunu görünür kılmak için daha önce de eylemler, anketler, imza kampanyaları örgütledik. Konuyla ilgili olarak birçok şubemiz boykot düzenlemiş, hatta mafyalaşan bir yemek şirketi AMED işyeri temsilcimizi yemekhanede silahla yaralamıştı. Yine çeşitli illerde bu soruna dikkat çekmek isteyen temsilcilerimiz, yemek firmaları tarafından tehdit edilmişlerdi. Bu gelişmeler olurken Sağlık Bakanlığı gözünü kulağını kapatmış, şu an olduğu gibi izlemekle yetinmişti. Bu sessizliği ve vurdumduymazlığı, bugün 81 ilde aynı anda yemekhaneleri boykot ederek bozuyoruz. Sorunun asıl nedeni, yemekhane hizmetlerinin taşeron şirketlere havale edilmiş olmasıdır. Sektörde adeta tekelleşen belirli yemek firmaları tarafından sunulan yetersiz ve niteliksiz yemekler, ağır koşullarda çalışan sağlık emekçilerinin ihtiyacını karşılamamaktadır. Çeteleşen, tekelleşen bu firmaların ihale yolsuzlukları, 2 hafta önce yayınlanan Sayıştay Raporunda 15 sayfalık bir bölüm olarak yer almıştı. Bu nedenle, bizlerin vergileriyle karlarına kar katarken bizi aç bırakan özel sektörce sunulan yemek ve beslenme hizmetleri, eskiden olduğu gibi kamu tarafından sunulmalı ve aşağıdaki taleplerimiz karşılanmalıdır.”
Basın açıklamasının devamında talep ve öneriler ise şöyle sıralandı: “Toplu iş sözleşmeleri, “işyerlerindeki yemekler çalışanların gereksinim duyduğu enerjiyi karşılayacak yeterlilikte olmalıdır” kuralına uygun yapılmalıdır. Çalışanlara gereken enerjinin sağlanması, yemeklerin birden çok öğünde sunulmasıyla mümkündür. Nitelikli beslenme koşulları için; yemeğin miktarında yeterlilik, çeşitlilik, öğün sayısı, öğünlere dağılımda denge, yüksek sübjektif kalite/tüketim kalitesi, yüksek besin değeri korunumu, yüksek hijyenik kalitenin sağlanmasına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Gerek işyerinde gerekse iş dışında, emekçilerin sağlık riskleri ve çalışma koşulları temel alınarak, yeterli ve dengeli beslenmelerini sağlayacak beslenme programları uygulanmalıdır. Nitelikli, yeterli ve dengeli beslenme konusunda çalışanların ve sendika temsilcilerinin görüş ve önerileri alınmalı, konuyla ilgili eğitim sürecine dahil edilmelidirler. Özellikle ağır ve tehlikeli işlerde çalışanlar için yüklü enerjinin tek bir öğünde verilmemesine dikkat edilmeli; en az bir ara öğün daha yapılmalıdır. Çalışanların sağlığını ve beslenme durumunu bozan her türlü olumsuz çalışma koşulları düzeltilmeli, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili her türlü önlem alınmalıdır. Nitelikli beslenme için, her gruptan, her çeşit besine yer verilmeli ve öğünlere dengeli dağılımı sağlanmalıdır. Yemekler iştah açıcı, hijyenik ve sübjektif kalitesi yüksek biçimde üretilmeli ve sunulmalıdır. Özellikle ağır ve tehlikeli işler kapsamında çalışanların sıvı alımı, susama duygusuna bakılmaksızın artırılmalıdır. Bunun için, (güneş altında, çok sıcak ortamlarda, koruyucu ekipmanla çalışma vb. koşullarda) günde en az 12-14 bardak veya her 1000 kalori başına 1 litre kadar sıvı tüketilmesi sağlanmalıdır. Özellikle ağır işte çalışanlara günlük enerji ve besin öğelerini karşılayacak nitelikte; ana ve ara öğünlü menüler planlanmalıdır. En az 4 çeşitlik menüler verilmelidir. Bazı özel birimlerde çalışanlara, bazı besin öğeleri ek olarak verilmelidir. Sadece karın doyurucu değil, sosyal ve psikolojik tatmin sağlayan, eğitici ve çalışanların beslenme alışkanlıklarına uygun bir beslenme programı uygulanmalıdır.”
EROL UÇAR
SAĞLIK
Yayınlanma: 29 Eylül 2023 - 15:06
"Yetersiz Beslenme Bir Halk Sağlığı Sorunudur"
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Çanakkale Şubesi Hastanede çıkan yemeklerin kalitesinin düştüğünü iddia ederek M. A. Ersoy Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada, iş yerinde yetersiz ve dengesiz beslenme bir halk sağlığı sorunudur. Bizlere reva görülen yemekleri kabul etmiyoruz” ifadeleri kullanıldı.
SAĞLIK
29 Eylül 2023 - 15:06