Yeteneğiniz bazen şahsınız ile birleşerek erken yaşta başarıyı yakalayabilirsiniz. Bu başarıya gösterilecek en büyük örneklerden biri Türk Sanat Müziği’nin buğulu sesi Yıldırım Gürses olacaktır. Gürses, 21 Ocak 1939 yılında birçok değerli sanatçımızın dünyaya gözlerini açtığı Bursa’da doğmuştur. Sanat hayatına 1951 yılında gerçekleşen ses yarışmasını 12 yaşında kazanarak Bursa Ses Kralı unvanını alması ile başlamıştır. Sekiz yıl sonra ise Ankara Devlet Operası imtihanına girmiş ve Türkiye birincisi olmuştur. Opera ‘da 7-8 ay çalıştıktan sonra ayrılmış, TRT Ankara Radyosu sınavını yine üstün başarıyla birincilikle kazanarak çalışmalarına burada devam etmiştir. 1961 yılında üniversiteden mezun olan Gürses, bu yıllarda kendi bestelerini "Kazablanka Gazinosu’nun’’ sahnelerinde seslendirmiştir.
1965 yılında müzik ile tanışmasına vesile olan babasının desteği ile Hürriyet Gazetesi'nin Altın Mikrofon Yarışması'na sözü, müziği kendisine ait Gençliğe Veda isimli plağı ile yirmi kişiye yakın Türk ve batı müziğinden oluşan orkestrası eşliğinde katılarak birinciliği kazanmış, böylece Klasik Türk müziğinde çok sesliliğe geçiş dönemini başlatmıştır. Gençliğe Veda Türk Müziği’nin usta yorumcusu ve bestekarı Yıldırım Gürses, soğuk ve sessiz bir gecede evine yürümektedir. Ara sokaklardan geçerken evsiz bir yaşlı adama rastlamıştır. Bu yaşlı adam çöplerden yaktığı ateş ile ısınmaya çalışmaktadır. Yaşlı adamın yüzündeki çizgileri, o an savrulan bir çınar yaprağındaki çizgilere benzeten sanatçı, gençliğin insanın elinden nasıl da hızla kayıp gittiğini ve zamanın asla geri gelmeyecek bir kıymet olduğunu fark etmiştir. İşte bu duygularla bu altın dizeleri yazmış ve daha sonra da bestelemiştir. Elveda, elveda gençliğim
Elveda, ey hatıralar
Elveda mesut günlerim,
Ümit dolu sayfalar…
Yine mevsimler dönecek,
Yine yapraklar düşecek
Giden gençliğimiz
Geri gelmeyecek.
Ellerim semaya doğru
Yalvardım yıllarca
Dursun zaman
Dönmesin mevsimler
Tanrım, tanrım,
Bana ümit ver
Heyhat...
Yıldırım Gürses 18 Kasım 2000 tarihinde geçirdiği kalp krizi sebebi ile hayata gözlerini İstanbul’da kapatmıştır. Türk halkının gönlünde büyük bir yer edinen Gürses’e bizlere bıraktığı eserler ve icralar için minnettar olduğumu, sizlerin huzurunda belirtmek isterim. Gökyüzünden teker teker kayan yıldızlar arkalarında milyonlarca yıldız bırakarak giderler…
1965 yılında müzik ile tanışmasına vesile olan babasının desteği ile Hürriyet Gazetesi'nin Altın Mikrofon Yarışması'na sözü, müziği kendisine ait Gençliğe Veda isimli plağı ile yirmi kişiye yakın Türk ve batı müziğinden oluşan orkestrası eşliğinde katılarak birinciliği kazanmış, böylece Klasik Türk müziğinde çok sesliliğe geçiş dönemini başlatmıştır. Gençliğe Veda Türk Müziği’nin usta yorumcusu ve bestekarı Yıldırım Gürses, soğuk ve sessiz bir gecede evine yürümektedir. Ara sokaklardan geçerken evsiz bir yaşlı adama rastlamıştır. Bu yaşlı adam çöplerden yaktığı ateş ile ısınmaya çalışmaktadır. Yaşlı adamın yüzündeki çizgileri, o an savrulan bir çınar yaprağındaki çizgilere benzeten sanatçı, gençliğin insanın elinden nasıl da hızla kayıp gittiğini ve zamanın asla geri gelmeyecek bir kıymet olduğunu fark etmiştir. İşte bu duygularla bu altın dizeleri yazmış ve daha sonra da bestelemiştir. Elveda, elveda gençliğim
Elveda, ey hatıralar
Elveda mesut günlerim,
Ümit dolu sayfalar…
Yine mevsimler dönecek,
Yine yapraklar düşecek
Giden gençliğimiz
Geri gelmeyecek.
Ellerim semaya doğru
Yalvardım yıllarca
Dursun zaman
Dönmesin mevsimler
Tanrım, tanrım,
Bana ümit ver
Heyhat...
Yıldırım Gürses 18 Kasım 2000 tarihinde geçirdiği kalp krizi sebebi ile hayata gözlerini İstanbul’da kapatmıştır. Türk halkının gönlünde büyük bir yer edinen Gürses’e bizlere bıraktığı eserler ve icralar için minnettar olduğumu, sizlerin huzurunda belirtmek isterim. Gökyüzünden teker teker kayan yıldızlar arkalarında milyonlarca yıldız bırakarak giderler…