Her tanrının günü havanın, sabah güz, öğleden sonraları bahar olmasına neredeyse alışıyorduk ki daha sabah saatlerinde parıldayan gök yüzünü, pürüzsüz denizi görünce kendime geldim. Hemen yürüyüşe çıkmak istedim. Büyümesine yeşermesine tanık olmak istediğim çiçekler, ağaçlar vardı.
Her yerimize nüfuz etmiş çıkarcılık, kayırmacılık, yandaşlık sinmişken, siyasetin neden bu kadar içimizde olduğuna ve çoluk çocuk herkesin aşırı şekilde siyasete maruz kaldığına şaşırıyoruz ki. İnsan seçtiklerine korkunç halde benzer. Tıpkı paylaşımlarımıza, güldüklerimize, üzüldüklerimize benzediğimiz gibi. İste Edip Cansever’e geldik. “İnsan doğduğu yere benzer” şiiri geçmeye başladı akıl seyrimden. Anksiyeteye bağlı semptomlar, günlük dedikodular, kendini ispat kaygısıyla hırpalanmalardansa şiir biriktirmeli...Yasaklara rağmen ebleh afiş fotoğrafının asıldığı seçim arabasıyla, güncel şarkıların ırzına geçilen saçma sapan slogan şarkıları duymaktansa ıslık çalıp denizi izlemek daha güzel. Oda yoksa bir göl, bir dere, sıradan bir su birikintisi hatta musluk suyunu bile izleyebilirsiniz.
İğde çiçeği mevsimini kaçırmamalı örneğin. Kirazları, haziran ayı meyvelerinin görünüşlerini... ya işte gene Edip’e geldik. Bir şiirinde çocukluğumuzda kulağımıza küpe yaptığımız kirazlardan utanmaktan söz eder ya, her kiraz gördüğünde hatırlarım. İnsan tezgahtaki kirazdan neden utanır ki. Bütün bu sıradanlıklara, kötülüklere, art niyetlere, menfeatciliğe, rağmen tüm masumluğu ve güzelliği ile sadece duruşuyla tepki veriyor diye mi. Şairin gerçek duygusunu bilmiyorum. Ama masum bir şey gördüğümde. Ör eğin bir bebek. Gözlerim doluyor son zamanlarda.
İğde kokusunu kaçırmamalı demiştik. Şehrimizin bulutsuz mutedil, günlerinde turkuaza dönen denizi, katır tırnağı çiçeğinin baygın kokusunu, hanımellerini, menekşeyi, yeni filizlenen asma yaprağının bukesini kaçırmamalı. Malum kozmozda yaşıyoruz. Seneye hiç bir şeyin garantisi yok. O kadar kayıp ve yitiğiz ki biri kalkıp bize “sana söz yine baharlar gelecek” dese şarkı bile olsa seviniriz. Bildiğimiz güzel bir şarkı seçim aracından çalındıysa eğer, artık eskisi gibi dinlemek imkansız. Aşkları şarkı yapmamalı belki de. Yıpratmasınlar, örselemesinler diye. Shakespeare bir sonesinde “her yere yazılırsa paha biçilmez diye aşk, pazara düşmüştür” der. Pazar yerleri güzeldir, Pazar yerlerindeki tezgahlar dolusu kirazlar... Ama aşklar pazara düşmemeli. Çok sevdiğiniz bir şey hep sizinle olsun diye baş ucunuzda ve ketum dilinizde tutun ki tamamen sizin olsun. Hoşça kalın.
YAZARLAR
Yayınlanma: 27 Mayıs 2023 - 08:00
Yıpranmak
Her tanrının günü havanın, sabah güz, öğleden sonraları bahar olmasına neredeyse alışıyorduk ki daha sabah saatlerinde parıldayan gök yüzünü, pürüzsüz denizi görünce kendime geldim
YAZARLAR
27 Mayıs 2023 - 08:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir