Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi Eğitim Sekreteri Selahattin Düzgün tarafından yayınlanan açıklamada, okullarda gerçekleştirilen yıkım ve güçlendirme çalışmalarının çok yavaş ilerlediği ifade edilerek, “Olası bir tam zamanlı yüz yüze eğitim başlangıcında durumun vahameti artacaktır” denildi.
Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi Eğitim Sekreteri Selahattin Düzgün tarafından yayınlanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Mart ayında aniden girilen pandemi tatiliyle beraber apar topar hayata geçirilen uzaktan eğitim uygulamasında ilk sınıfta kalan MEB oldu. EBA üzerinden verilmeye çalışılan eğitime en hazırlıksız olan tarafın yine EBA sistemi olduğu görüldü. İlk günden itibaren öğrencilerin ve öğretmenlerin çok büyük bir çoğunluğu yoğunluktan dolayı sisteme giremedi. Tıpkı e-Okul, Mebbis ve diğer MEB sistemleri gibi EBA da en çok çalışması gereken zamanda çalışmadı. Zaten sınırlı sayıda öğrencinin ulaşma imkanına sahip olduğu EBA sisteminden böylece hiç kimse faydalanamadı. MEB böylece eğitimde fırsat eşitliğini(!) ilk defa ironik bir biçimde tersten sağlamış oldu.”
“Çanakkale Özelinde Söyleyecek Olursak… Uygulama dersleri ile 9 ve 12. sınıf öğrencilerinin yüz yüze eğitime başladığı dönemde Çanakkale MEM henüz taşımalı eğitim ihalesini yapmadığı için köylerden taşıma yoluyla eğitimine devam eden öğrencilerimiz ya okula gelememiş veya kendi imkanları ile gelmek zorunda kalmışlardır. İlimizde pansiyonlarda, pansiyonlu okullarda ve taşımalı eğitim yapan okullarda sorunlar katlanarak devam etti. Salgın koşullarında hijyen önlemleri ya alınamadı ya da çok geç alındı. Deprem dayanıklılık testlerinden geçemeyip yıkım veya güçlendirme kararı alınan okullarda ya hiçbir işlem yapılmamış veya çok geç yapılmış ve süreçler çok uzamıştır. Bu da öğrenci, öğretmen ve velilerde tedirginliğe yol açmıştır.”
“İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığımız yazışmalarda 25 okul binası için güçlendirme kararı alındığı, 8 okul binası için güçlendirme çalışmalarının devam ettiği, 39 okul binası için de yıkım kararı verildiği ifade edilmiştir. Fakat bu çalışmaların çok yavaş ilerlediğini görmekteyiz. Olası bir tam zamanlı yüz yüze eğitim başlangıcında durumun vahameti artacaktır. Ya derslik sıkıntısı baş gösterecek ya da öğrenciler depreme dayanıksız binalarda risk altında eğitime devam edeceklerdir. Bunun yanı sıra Ezine ve Yenice’de eğitim ve öğretimin konteynırlarda yapıldığı ve yüz yüze eğitimde bu durumun beraberinde sorunlar getireceği aşikardır. Çanakkale özelinde eğitimin, öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin sorunları Türkiye’nin genelinin sorunlarından ayrı düşünülemez. Zira hem Çanakkale hem bütün ülke aynı hükümetin politikalarıyla yönetilmektedir. Bu politikaların da sorunlarımıza çözüm üretemediğini defalarca deneyimledik ve deneyimlemeye devam ediyoruz.”
“Çanakkale Özelinde Söyleyecek Olursak… Uygulama dersleri ile 9 ve 12. sınıf öğrencilerinin yüz yüze eğitime başladığı dönemde Çanakkale MEM henüz taşımalı eğitim ihalesini yapmadığı için köylerden taşıma yoluyla eğitimine devam eden öğrencilerimiz ya okula gelememiş veya kendi imkanları ile gelmek zorunda kalmışlardır. İlimizde pansiyonlarda, pansiyonlu okullarda ve taşımalı eğitim yapan okullarda sorunlar katlanarak devam etti. Salgın koşullarında hijyen önlemleri ya alınamadı ya da çok geç alındı. Deprem dayanıklılık testlerinden geçemeyip yıkım veya güçlendirme kararı alınan okullarda ya hiçbir işlem yapılmamış veya çok geç yapılmış ve süreçler çok uzamıştır. Bu da öğrenci, öğretmen ve velilerde tedirginliğe yol açmıştır.”
“İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığımız yazışmalarda 25 okul binası için güçlendirme kararı alındığı, 8 okul binası için güçlendirme çalışmalarının devam ettiği, 39 okul binası için de yıkım kararı verildiği ifade edilmiştir. Fakat bu çalışmaların çok yavaş ilerlediğini görmekteyiz. Olası bir tam zamanlı yüz yüze eğitim başlangıcında durumun vahameti artacaktır. Ya derslik sıkıntısı baş gösterecek ya da öğrenciler depreme dayanıksız binalarda risk altında eğitime devam edeceklerdir. Bunun yanı sıra Ezine ve Yenice’de eğitim ve öğretimin konteynırlarda yapıldığı ve yüz yüze eğitimde bu durumun beraberinde sorunlar getireceği aşikardır. Çanakkale özelinde eğitimin, öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin sorunları Türkiye’nin genelinin sorunlarından ayrı düşünülemez. Zira hem Çanakkale hem bütün ülke aynı hükümetin politikalarıyla yönetilmektedir. Bu politikaların da sorunlarımıza çözüm üretemediğini defalarca deneyimledik ve deneyimlemeye devam ediyoruz.”