Geçtiğimiz yılki 23 Nisan’ı hatırlamayanınız pek yoktur. Birçok özel gün gibi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı da balkonlardan kutlamıştık. Önceden coşku ile kutlanmış bayramları özlemle yad edip, ileri ki yıllar için temennilerde bulunduk. Onun da üzerinden bir yıl geçmiş, bu yıl da 23 Nisan’a kavuşuyoruz. Bu bir yıl içerisinde öğrenciler ara ara okula gittiler geldiler, bazı sınıflar hiç gitmediler, sınav oldular, uzaktan olmak istediler derken yine büyük bir çoğunluğun uzaktan eğitime devam ettiği bir 23 Nisandayız. Bu bir yıl içerisinde ne değişti diye sorarsanız bana, insanların birçoğu korkmaktan vazgeçti derim. Bir yıl önce insanlar üzerinde hüküm süren korku iklimi ortadan kalktı hatta bu zaman zamana rehavete, boş vermişliğe, vurdumduymazlığa bile yol açabiliyor derim. Sizce de haklı değil miyim?
Okullarında ya da evlerinde, her nerede olurlarsa olsunlar tüm çocukların bayramını yürekten kutlarım.
Bu yıl da olmadı, inşallah seneye çocuklar…
Bilgi Köşesi- Çocuklarda öfke
Daha önce ki yazılarımda da bilgi köşeleri oluşturmuş, sizinle paylaşımlarda bulunmuştum. Bu hafta da yine bir bilgi köşesi açalım, çocuklarda sıklıkla karşılaştığımız öfke duygusundan bahsedelim.
Kendi konumuza göz atmadan önce öfke nedir ona bir bakalım dilerseniz.
Öfkeyi: ‘’Bireyin kendisine karşı gördüğü engellenme, saldırıya uğrama, yoksun bırakılma, kısıtlanma gibi davranışlara karşı geliştirdiği yoğun ve olumsuz duygudur.’’ Şeklinde tanımlayabiliriz.
Bir diğer önemli husus ise öfke ve saldırganlığın birbirine karıştırılmasıdır. Öfke yoğun ve olumsuz duygu bütünü iken saldırganlık olumsuz bir davranıştır.
Saldırganlık öfkenin kontrol edilemediği durumlarda ortaya çıkabilmektedir.
Çocuklarda öfke ise bebeklikten itibaren mevcuttur. Bu duygu ilk zamanlarda açlık, susuzluk gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmadığı durumlarda ortaya çıkabilir.
Yürümenin öğrenilmesiyle beraber özerklik kazanan çocuk çevresinden gördüğü engellemelere karşı, benmerkezci olduğu dönemlerde başkalarının fikirlerine karşı da öfkelenebilirler.
Okul çağının başlaması ile anlaşılmama, haksızlığa uğradığını düşünme, başarısızlık gibi durumlara karşı çocuk öfkelenebilir. Önemli olan ise öfkenin nasıl kontrol edilebileceğinin öğrenilmesi, yoğunluğu, sıklığı ve süresidir.
Yetişkinler ne yapmalı?
Bebeklik çağından itibaren çocuğun ihtiyaçlarını zamanında karşılamalı.
Çocuğun nelere karşı öfkelendiğini tespit etmelidir,
Çocuk öfkelendiği zaman anlayışlı olmalıdır,
Öfkeye sebep olan durumun çözümü için çocuk ile birlikte hareket etmelidir.
Çocuğa uygun bir model ve örnek olmalıdır.
Çocuk öfkeliyken bekleyip, sakinleştiğinde konuşması gerekmektedir.
Ve belki de en önemlisi asla öfkeye öfke ile karşılık vermemelidir.
Öfkeli bir bireye vereceğiniz her tepkinin, sonraki sürecin en önemli belirleyicisi olacağını unutmadan tepkilerimizi, geri dönüşlerimizi belirleyelim.
Bu haftayı da Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözleri ile noktalayalım.
‘’ Küçük hanımlar, küçük beyler... Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız.’’
Herkese sağlıklı, huzurlu, mutlu haftalar dilerim.
Kalın sağlıcakla.
YAZARLAR
Yayınlanma: 22 Nisan 2021 - 10:00
23 Nisan'da Neredesiniz?
Geçtiğimiz yılki 23 Nisan’ı hatırlamayanınız pek yoktur
YAZARLAR
22 Nisan 2021 - 10:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir