26 ülke, 90 şehir 60 gün 15 bin km..

Şair ne diyor..

‘Sana bu satırları bir sonbahar gecesinin felç olmuş köşesinden yazıyorum..’

Adam yazmış; rahmetle anıyorum Dr. Onur Şenli’yi..

Sonra aklıma Orson Wels’in seslendirdiği ve asla unutulmayan ‘Genç olmanın ne olduğunu biliyorum’ şarkısı geliyor..müthiş, dinleyeni sarıp sarmalıyor, seni alıp götürüyor..

Bunları niye yazıyorum..

Yaşlanmaya direniyorum ama yılların getirdiği yorgunluğu, beyazları gizlemiyorum; buna hiç ihtiyaç duymadım. Ömrün getirdiklerini, yaşanmışlığı gizlemeye çalışmak anıları silmek, kendinden kaçmak gibi bir durum. Kaçmak iyi değildir..kaçma.

Anın adamı ol..

Her şeye ‘para’ gözünden bakmıyorsun ya; canını sıkmıyorsun.

Benim yaşımdaki insanların canını sıkan tek şey sonsuzmuş gibi gelen hayat meğer bitiyormuş; her gün eksiliyormuş. Yıllar, sana bunu çok net hatırlatıyor. Anlıyorsun ki; kaygısızca yaşadığın ve sonsuzmuş gibi gelen hayat eksildikçe eksiliyor..

Bi anda yapmak istediklerini yetiştirememekten korkuyorsun.

‘Nasıl yani, bu kadar çabuk mu’ diyorsun boşluğa. Sonra kendine bi liste hazırlıyorsun. ‘Şu da var bu da var’ derken bir de bakmışsın ne çok şey varmış. Listeyi yaparken bile zamanın akıp gittiğini görüyorsun.

‘Ben böyle yazıyorsam galiba nasihatler eden bir insan olma yoluna girdim’ diyeceğim de hiç öyle bi modda değilim açıkcası..Azgın bir sel misali akan zamanı durdurmak olanaksız ama önümüzdeki 10 yıllık planım hazır. Azgınca akan zaman seline kapılıp gitmek istemiyorum.

(Ömrümüz yeterse tabi..)

10 yıllık planlarım içinde en önemli hamlemi 2025 yılının baharında yapacağım.

Kuzey ışıklarının altında minik bir zaman geçireceğiz. Işıklar tıpkı yıllarımız gibi gözümüzün önünden kayıp kayıp gidecek. O yıllarda zaman biraz daha akmış olacak, biraz daha kızgınlıkla  ‘ne oluyor yahu ey zaman bu kadar hızlı akmak zorunda mısın..’ dediğimiz yıllar..

26 ülke..(belki 30 ama en az 26)

90 şehir..

15 bin km..

60 gün..

Ve Nordkapp..

Şimdilik 4 motosiklet..

Bir iki planımdan bahsedeyim..

Bu seyahat, 60 yaşında olacak, en baba hamlem.. 60 yaş benim için bir dönüm noktası. Mesela kitap okumayı bırakacağım. Daha erken kalkmayı planlıyorum.  70 yaşın ise büyük projesi sigaraya başlamak. Garip gelebilir ama kendimce haklı sebeplerim var.

Dikkat ettiysen hepsine ‘plan’ dedim..

Hayat planlardan ibaret gibi görünse de o iş bildiğin gibi değil.  Yıllar bütün planların yalan olduğunu bana çoktaaan öğretti. Muhakkak sana da öğretecek. Hayat bizim yaptığımız planlara bağlı kalmıyor..

Hayat dediğin şey  anlıyorsun ki; bebeğim  ‘ömrümüz boyunca başımıza gelenler..’

Geldik yazının sonuna..

Şimdi sen buraya kadar bu yazıyı okuduysan bir bonus patlatayım. Öyle ya; iki satır okuyup bırakan ile yazının tamamını okuyan bir olur mu.  İlgini çeker mi bilmem ama Fetö’den hükümlü Çanakkale Kapalı Cezaevinde yatan  Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi eski rektörü Sedat Laçiner Bolu Cezaevine nakledilmiş..

Sebep..

Kendi isteği ile..(Sedat beyin sebebini bilmiyoruz)

Meraklısına:

Eski Karantina Hastanesinin orijinal mermere kazınmış kitabesi nerede biliyor musun. Bir duvarın içinde duvar taşı olarak duruyor. Elimde fotoğrafları var. Keşke vatandaşımız da tarihin gizemine sahip çıksa. Duvarın içine koyduğu o kitabeye dokunduğunda geçmiş yılların yorgunluğunu anlayabilse.. heyhat kitabe heba olacak, sahip çıkalım.