Üniversite mezunu olmak çok önemliydi eskiden. “Üniversiteli” derlerdi. Henüz o yıllar da kaldırım mühendisleri yoktu. Üniversite mezunlarına daima iş vardı. KPSS icat edilmemişti o yıllarda. Öğretmenler atama beklemezlerdi. Doktorlar, hemşireler, ebeler yer beğenmemezlik etmezler, tayinleri nereye çıkarsa oraya giderlerdi. Okula girip de o okuldan mezun olmak öyle kolay iş değildi. Açık Öğretim falan çok sonra ortaya çıktı.
Sınav zordu. İlk sınavdan 105 aldın mı ikinci sınava hak kazanırdın. Tercihler sınav öncesi yapılırdı ve sonuçlar Milliyet Gazetesinin ek olarak verdiği listede açıklanırdı. Evet, yanlış okumadınız. Bir gazetenin birkaç sayfası kadar isim üniversiteye girerdi ancak. Öyle her kentte üniversite ne arasın. Birkaç tane. Her bölüm de yok zaten. İstanbul diğer illere göre üniversite zengini. O yüzden kazananlar hep İstanbul’a göçerlerdi. Özel Üniversite falan da yok.
Şimdi ise tam tersi. Üniversite dediğinde akla özeller geliyor. Onlar bile sınavla. Öyle parasını verdim de okuyayım ben falan, yok öyle dava. Birkaç gün önce açık kalan kontenjanlar açıklandı. Öğrenciler bir sene okumama adına bile olsa tercih etmemişlerdi o bölümleri. Bölümlerden biri ilgimi çekti. Arkeoloji. Yüzde otuz beş oranında bir boşluk var. Ancak tercih edilmemiş. Neden mi arkeoloji ilgimi çekti. Sebebi basit aslında. Öylesi bir coğrafyadayız ki, tüm yurdumuz da topraktan tarih fışkırıyor. Neredeyse tüm medeniyetlere Anadolu, Ege ve Karadeniz toprakları ev sahipliği yapmış. Urfa, Mardin, İzmir, Antakya, İstanbul, Antalya, Ankara, Çanakkale… Saymakla bitmez. Hep başka arkeologların çalışmaları ile bulgular yurt dışına kaçırılmış. Yapılan kazılar halen daha devletçe çok iyi desteklenmiyor olmalı ki, toplum önünde arkeolog dendiğinde fasarya bir meslek gibi görülmekte. Ne acı…
Seksen bin boş kontenjan hiç de azımsanacak bir rakam değil. Seksen bin koltuk boş bırakılmış adaylar tarafından. Tabi ki ek yerleştirme yapılacaktır ama burada ortaya çıkan tablo üzerine kafa yorulmalı bence. Ülkenin gelir dağılımı ile ilgili bence sorunlar var. Bazı meslek gurupları güzel para kazanırken, bazıları meteliğe kurşun atıyor. Bu da öğrencinin dikkatinden kaçmıyor tabi ki. Burada sanki devlete iş düşüyor. Birçok göz ardı edilen meslek gurubu pastadan alamadığı paya artık kavuşmalı ki gençlerimiz her alanda var olabilsinler.
Bu gün 5 Eylül 2018. Bundan tam 68 yıl önce, 5 Eylül 1950 yılında üniversite giriş başvurularının yoğunluğu ve üniversitelerimizin yetersizliği üzerine üniversite giriş sınavı ilk kez yapılmıştı. Yani, yetersiz isek yetenlerle yetiniriz denmişti 68 yıl önce. Ne koymuşuz üzerine? Koca bir HİÇ. Hala aynı tas, aynı hamam. Sınavsız üniversite hayal olmaktan öteye gidememiş 68 yılda. Utanmamışız yan gelip yatmaktan, hiçbir şey yapmamaktan. Öylesine uyumuşuz ki, mevcut okullarımıza öğrenciler boş bir yıl geçirme pahasına bile olsa gitmemekteler. Olmamış, yapamamışız.
YAZARLAR
Yayınlanma: 04 Eylül 2018 - 21:54
5 Eylül
Üniversite mezunu olmak çok önemliydi eskiden
YAZARLAR
04 Eylül 2018 - 21:54
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir