Çanakkale Emek Partisi üç fidanın ölüm yılında yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş sonrası yapılan açıklamada, “Deniz Gezmiş ve arkadaşları Amerikan 6. Filosuna ve NATO’ya karşı çıkarken, o gün Denizlere saldıranlar, 6 Filonun önünde secdeye duranlar bugün iktidardalar” ifadeleri kullanıldı.
Çanakkale Emek Partisi Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edilişlerinin yılında Golf Çay Bahçesinden İskele Meydanına kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş sonunda partililer saygı duruşunda bulundu. Yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı, “Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan… Yoldaşlarımızın idamlarının üzerinden tam 50 yıl geçti. Onlar onbinlerin katılacağı etkinliklerle ilk günkü gibi anılıyorlar. Çünkü eşit, özgür bir gelecek ve sınıfsız, sömürüsüz dünya özlemi her daim canlı ve güncel. Tezgâhta çalışan işçiler, ders başındaki öğrenciler, tarlasını sulayan köylüler, doktorlar, mimarlar, mühendisler, emekliler, diplomalı işsizler, kısacası milyonlarca yürek, bulundukları her yerde 6 Mayıs’ın anısıyla mücadele kararlığını tazeleyecek. Denizlerin avukatı Halit Çelenk’i de özlemle ve saygıyla anıyoruz. Denizler, tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye mücadelesinin sembolü oldular. İdama yürürken “Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye”, “Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının Bağımsızlık Mücadelesi”, “Kahrolsun Emperyalizm” dediler. Onlar bağımsızlık, demokrasi, özgürlük ve sosyalizm mücadelemizde yaşıyorlar. Onları idam edenler hatırlanmazken, Denizler yeni doğan yüz binlerce çocuğun isminde, gençliğin gelecek mücadelesinde, işçi sınıfının iş, ekmek, özgürlük mücadelesinde yaşıyorlar, yaşamaya devam edecekler.Deniz Gezmiş ve arkadaşları Amerikan 6. Filosuna ve NATO’ya karşı çıkarken, o gün Denizlere saldıranlar, 6 Filonun önünde secdeye duranlar bugün iktidardalar. Bunların sahte antiemperyalist söylemleri, iki emperyalist kamp arasında rüzgargülü gibi bir o yana bir bu yana dönmekten ibaret! AKP iktidarı, emperyalizm ve NATO ile el ele silahlanma yarışının tam göbeğinde. 20 yıllık iktidarında uyguladığı politikalarla ülkeyi gıda ve tarım ürünlerinde dışa bağımlı hale getirdiler. Ülkeyi yönetenler zaman zaman Amerika’ya efeleniyor görünseler de ABD ve NATO ile iş birliğinden taviz vermiyorlar. “Milli çıkar”, “Türkiye’nin ulusal çıkarları” diye halka sattıkları masalların arkasında uluslararası tekellerin ve işbirlikçi yerli sermayenin çıkarları var. Halk yüksek enflasyon ve zam dalgası karşısında derin yoksullaşma yaşıyor. Ekonomik büyüme sadece zengin sınıflara mahsus. 6 Mayıslar, ülkenin bu bedbaht tablodan kurtulması için mücadele çağrısıdır. Antiemperyalizm ırkçıların, milliyetçilerin, şovenistlerin ve dini siyasete alet eden bezirgânların bayrağında yazmaz. Dün Amerika’nın Vietnam’da yaptığı katliamlara sessiz kalanlar ve Kore savaşına ortak olanlar; bugün Suriye’nin iç savaşa sürüklenmesine, Libya’nın ilhakına, Ukrayna’nın işgaline ortak olmaya çalışıyorlar. Afganistan’da NATO kapsamında görev alanlar, işine geldiğinde Taliban’a kırmızı halılar sermekten geri durmuyorlar. Antiemperyalist olmak demek, emperyalist güçlerin Karadeniz’de, Akdeniz’de, Ortadoğu’da açtıkları savaş bataklığına karşı çıkmak demektir. Antiemperyalist olmak demek başta İncirlik üssü olmak üzere askeri üslerin kapatılması ve ABD askerlerinin ülkeden defedilmesi demektir. Antiemperyalist olmak demek emperyalist savaş örgütü olan NATO’dan Türkiye’nin çıkmasını savunmak demektir. Komşu ülkeler ve halklarla barış ve kardeşlik içinde yaşamaktır”
DENİZLER HALKTIR VE ONLARI KİMSE HALKTAN KOPARAMAZ
“Antiemperyalist olmak demek ülkemizin yer altı ve yerüstü kaynaklarının emperyalistler ve işbirlikçileri tarafından talanına karşı çıkmak demektir. Antiemperyalist olmak demek ülkemizin suyuna, toprağına ve geleceğine sahip çıkmak ve savunmak demektir. Kısacası, antiemperyalist olmak demek emperyalistlerle birlikte kapitalizme ve AKP’nin işbirlikçi politikalarına karşı mücadele demektir. Denizlerden aldığımız mücadele mirasının güncel anlamı budur. Denizler 8 Mart’ta alana çıkan kadınların isyanında, Newroz meydanlarındaki özgürlük haykırışında, 1 Mayıs’ta meydanlara dökülen yüzbinlerin sıkılı yumruklarındadır. Denizler grev ve işçi direnişlerinde, köylü mitinglerinde, Gezi’de milyonların yüreğinde, öğrenci eylemlerinde, akademisyenlerin zulme karşı direnişindedir. Denizler halktır ve onları kimse halktan koparamaz. Dünya ve Türkiye pandemi, ekonomik kriz ve emperyalist savaş kıskacına girerken kapitalizm halklara daha fazla acı reçete, daha fazla kan ve gözyaşını reva görüyor. Emperyalizm tüm gerici değerleri göreve çağırırken, bizler dünyanın işçileri, emekçileri ve ezilen halkları olarak tüm devrimci değerleri yeniden kuşanmak zorundayız. Devrimci tarihimizin kilometre taşlarından olan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan bu mücadelede her daim bizlere güç verecektir. Gün emperyalizme ve tek adam yönetimine karşı birleşik emek cephesini ve demokrasi güçlerinin birliğini sağlama günüdür. Gün, restorasyoncu hayallere kapılmadan, halkın gerçek egemenliğine dayanan demokratik bir anayasa ve kurucu bir meclis için devrimci demokratik mücadeleyi yükseltme günüdür. 6 Mayıs katliamını unutmadık, unutmayacağız! Deniz, Yusuf, Hüseyin: sürüyor, sürecek mücadelemiz! yaşasın devrim ve sosyalizm” Yapılan açıklamanın ardından partililer meydandan ayrıldı.
“Antiemperyalist olmak demek ülkemizin yer altı ve yerüstü kaynaklarının emperyalistler ve işbirlikçileri tarafından talanına karşı çıkmak demektir. Antiemperyalist olmak demek ülkemizin suyuna, toprağına ve geleceğine sahip çıkmak ve savunmak demektir. Kısacası, antiemperyalist olmak demek emperyalistlerle birlikte kapitalizme ve AKP’nin işbirlikçi politikalarına karşı mücadele demektir. Denizlerden aldığımız mücadele mirasının güncel anlamı budur. Denizler 8 Mart’ta alana çıkan kadınların isyanında, Newroz meydanlarındaki özgürlük haykırışında, 1 Mayıs’ta meydanlara dökülen yüzbinlerin sıkılı yumruklarındadır. Denizler grev ve işçi direnişlerinde, köylü mitinglerinde, Gezi’de milyonların yüreğinde, öğrenci eylemlerinde, akademisyenlerin zulme karşı direnişindedir. Denizler halktır ve onları kimse halktan koparamaz. Dünya ve Türkiye pandemi, ekonomik kriz ve emperyalist savaş kıskacına girerken kapitalizm halklara daha fazla acı reçete, daha fazla kan ve gözyaşını reva görüyor. Emperyalizm tüm gerici değerleri göreve çağırırken, bizler dünyanın işçileri, emekçileri ve ezilen halkları olarak tüm devrimci değerleri yeniden kuşanmak zorundayız. Devrimci tarihimizin kilometre taşlarından olan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan bu mücadelede her daim bizlere güç verecektir. Gün emperyalizme ve tek adam yönetimine karşı birleşik emek cephesini ve demokrasi güçlerinin birliğini sağlama günüdür. Gün, restorasyoncu hayallere kapılmadan, halkın gerçek egemenliğine dayanan demokratik bir anayasa ve kurucu bir meclis için devrimci demokratik mücadeleyi yükseltme günüdür. 6 Mayıs katliamını unutmadık, unutmayacağız! Deniz, Yusuf, Hüseyin: sürüyor, sürecek mücadelemiz! yaşasın devrim ve sosyalizm” Yapılan açıklamanın ardından partililer meydandan ayrıldı.