Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi’nden Doç. Dr. Deniz Anıl Odabaşı, Deniz Teknolojileri Meslek Yüksek Okulu’ndan Dr. Öğretim Üyesi Serpil Odabaşı ve Uygulamalı Bilimler Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Ozan Deniz’in birlikte yaptığı araştırmalarda Kazdağı ve çevresindeki sucul ekosisteminde 8 yeni canlı türü keşfedildi.
Dünya zooloji literatüründe ilk defa tanımlanan bu canlılardan birisinin isimlendirmesi Nobel ödüllü bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ a itafen “Grossuana azizsancari” olarak literatüre geçirildi. Yeni canlı türlerini tanımlayan Doç. Dr. Odabaşı şunları ifade etti;
“Yeni tanımlanan türlerimizden bir tanesine, bilimsel çalışmaları ve buluşları ile Nobel Bilim ödülüne layık görülen ve ülkemizi bilimsel alanda temsil eden Aziz Sancar hocanın ismini vermek bizim için ayrıca gurur kaynağı oldu. Diğer türlerin isimlendirmeleri, Grossuana tunceri, Grossuana arslanarum, Grossuana onderi, Grossuana canakkalensis, Grossuana bayramicensis, Grossuana kırkgozlerensis ve Grossuana kazdagiana olarak kaydedildi. Bu isimlendirmelerin hepsi bizim için önemli değerleri ifade etmektedir. Bu isimlendirmeler arasında bölgeye özgü isimlendirmeler de tercih ettik. Bölge isimlendirmeleri özellikle endemik türler için sıklıkla kullanılır ve o bölgeyi temsil ettikleri için bu şekilde bir isimlendirme yapılabilir. Bu bilimsel keşifleri içeren makale Doğa Koruma ve Milli Parklar 2. Bölge Müdürlüğü ile paylaşıldı ve bu endemik canlılarımızın korunması için gerekli çalışmalar başlatıldı.”
Doç. Dr. Odabaşı ve çalışma ekibinin Çanakkale ve civarından farklı cinslere ait tanımladıkları yeni canlı türü sayısı son keşifler ile birlikte 16’ya ulaştı, toplamda ise Türkiye genelinde 19 oldu. Son çalışmaları hakkında bilgi veren Odabaşı “Çanakkale, Kazdağı ve çevre ekosistemi farklı iklimsel özelliklerin kesiştiği çok özel bir coğrafi alanı temsil ediyor, ayrıca dağlık bir yapıda olması ve su kaynaklarının birbiriyle bağlantısının olmaması türleşme ve endemizm için oldukça önemli bir etken. Çanakkale’nin orman alanlarının uzun yıllardan beri oldukça iyi bir şekilde korunuyor olması da endemik canlıların ve ekosistemdeki tüm canlılığın günümüze kadar ulaşmasında önemli bir rol oynuyor. Bunların yanında saha araştırması yaparken detaylı ve dikkatli bir örnekleme yapılması gerekiyor, çalışma ekibinin tecrübesi burada ön plana çıkıyor. Bu bakımdan çalışma ekibimize ve özellikle de eşim ve meslektaşım Dr. Serpil Odabaşı’na destekleri için minnettarım” ifadelerini kullandı.
“Yeni tanımlanan türlerimizden bir tanesine, bilimsel çalışmaları ve buluşları ile Nobel Bilim ödülüne layık görülen ve ülkemizi bilimsel alanda temsil eden Aziz Sancar hocanın ismini vermek bizim için ayrıca gurur kaynağı oldu. Diğer türlerin isimlendirmeleri, Grossuana tunceri, Grossuana arslanarum, Grossuana onderi, Grossuana canakkalensis, Grossuana bayramicensis, Grossuana kırkgozlerensis ve Grossuana kazdagiana olarak kaydedildi. Bu isimlendirmelerin hepsi bizim için önemli değerleri ifade etmektedir. Bu isimlendirmeler arasında bölgeye özgü isimlendirmeler de tercih ettik. Bölge isimlendirmeleri özellikle endemik türler için sıklıkla kullanılır ve o bölgeyi temsil ettikleri için bu şekilde bir isimlendirme yapılabilir. Bu bilimsel keşifleri içeren makale Doğa Koruma ve Milli Parklar 2. Bölge Müdürlüğü ile paylaşıldı ve bu endemik canlılarımızın korunması için gerekli çalışmalar başlatıldı.”
Doç. Dr. Odabaşı ve çalışma ekibinin Çanakkale ve civarından farklı cinslere ait tanımladıkları yeni canlı türü sayısı son keşifler ile birlikte 16’ya ulaştı, toplamda ise Türkiye genelinde 19 oldu. Son çalışmaları hakkında bilgi veren Odabaşı “Çanakkale, Kazdağı ve çevre ekosistemi farklı iklimsel özelliklerin kesiştiği çok özel bir coğrafi alanı temsil ediyor, ayrıca dağlık bir yapıda olması ve su kaynaklarının birbiriyle bağlantısının olmaması türleşme ve endemizm için oldukça önemli bir etken. Çanakkale’nin orman alanlarının uzun yıllardan beri oldukça iyi bir şekilde korunuyor olması da endemik canlıların ve ekosistemdeki tüm canlılığın günümüze kadar ulaşmasında önemli bir rol oynuyor. Bunların yanında saha araştırması yaparken detaylı ve dikkatli bir örnekleme yapılması gerekiyor, çalışma ekibinin tecrübesi burada ön plana çıkıyor. Bu bakımdan çalışma ekibimize ve özellikle de eşim ve meslektaşım Dr. Serpil Odabaşı’na destekleri için minnettarım” ifadelerini kullandı.