Sabah uyandık, sokağa çıktık ve hava hafiften kar serpiştiriyordu. Bazı arabalar üstlerinde karla geçiyorlardı. Şehir merkezinde olmadığı halde etrafta kar tuttuğu belliydi. Kar tutmayınca da kar yağdı denmez ki. Gün içinde radar tepesinin bembeyaz kara büründüğünü gördük. Kar deyince; bu hafta bir Ankara yolculuğu yaptım. Ankara’da hava hafif yağmurluydu. Hava durumu gibi başladığıma bakmayın. Yazının devamında şiirselleşirim.
Ankara’dan Nallıhan’a doğru giderken bir ara beyazlara bürünmüş bir yerden geçtik. Nallıhan’a vardığımızda gene yağmur vardı. Sanki mevsimlerin arasından geçtik. Nallıhan Atça Köyü’ne büyükleri ziyarete gidiyorduk. Kırk iki yıllık “Anadol” arabasıyla bizi karşılayan büyükbaba, kendinden emin vakur tavrıyla bizi bekliyordu yol sapağında. Eymir gölünün yanından geçtik. Camgöbeği rengindeki durgun yansımalar bizi üç boyutlu bir filmin içine alırken, su kuşlarının renkli ve hep bir kanattan uçuşlarını ağzım açık seyrettim.
Eski Ankara evlerinin serpiştirildiği uzak köyde “dizeme” denilen muhteşem yapılar vardı. Köyden alabildiğine uzaklaşan, uzaktan köye gelenin de apaçık izlenebildiği yılankavi yol öyle derindi ki sanki Nuri Bilge Ceylan filmindeydim. “Bir zamanlar Anadolu”da mıydım yoksa Anadolu’da bir zamanda mı?
Dizeme denilen, şimdiki mantolamaya benzeyen, kerpiç üstüne tahtaların kaplandığı büyük evleri ve onların hikayelerini, baktığınızda apaçık hissedebiliyordunuz. Anadolu insanı nasıl da her şeyini paylaşıyor; duru, içten ve çıkarsızca.
Evler, bakınca hikayelerini nasıl da fısıldayıveriyorlar; ayan beyan ve umarsızca.
Şehirler, kültürlerini nasıl da ifşa ediyorlar; birdenbire ve pervasızca. Evet, insan ister istemez şairaneleşiveriyor. Aklıma Turgut Uyar’ın “Büyük Ev Ablukada” şiiri geldi. Eski Ankara evlerinden söz edince. Şair belki de evden değil de aklının ablukada olduğunu kastediyordur, kim bilir. Ama benim gördüğüm onca büyük eski Ankara evi; yalnızlık, terk edilmişlik hatta unutulmuşlukla ablukadaydı.
Ha! Bir de aklıma gelmişken, şimdilerde büyük ev ablukada adlı bir müzik gurubu var. Şarkıları da iyi. Umarım ilham aldıkları şairin şiirinin hakkını verebilirler. Geçtiğimiz günlerde kendilerini şehrimizde ağırladık. Konserlerine gidemesem de güzel gurupları, müzisyenleri ağırlayan yeni mekanların olduğunu görmek güzel.
Kentimizdeki gelişmeleri, yenilikleri takip edip şehrin nabzını tutabilmeniz dileğiyle… Hoşçakalın.
YAZARLAR
Yayınlanma: 22 Aralık 2018 - 13:26
Ahmet Sayar yazdı... Büyük Evlerin Büyük Hikayeleri
Sabah uyandık, sokağa çıktık ve hava hafiften kar serpiştiriyordu
YAZARLAR
22 Aralık 2018 - 13:26
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir