Sabah saatlerinde kapalı hava... Öğleye doğru sıcak... Bu gün yağmur var mı? Diye soruyor insanlar bir birine. Gene hava kötü diyenler de var. Yağmurlu hava kötü olur mu hiç... Bir gurup genç geziye gelmişler. Sabah saatlerinde asmalı, şemsiyeli, renkli sandalyeli bir kahvede toplanmışlar. Sırayla telefonlarından yolladıkları şarkıları hoperlörden dinliyoruz. Bana göre genç dimağların müzik tercihi anketi... Arabeskle pop karışımı içine biraz rap serpiştirilmiş, dramatik kafa seslerinde oluşan bir şeyler genelde. Uzaktan gelmişler. Seçtikleri şarkı, türkü tercihleriyle memleketlerini de ifşa etmeyi ihmal etmiyorlar. Bizde menşei önemlidir. El memleketine gittiğinde Adından çok nereli olduğun sorulur. Bu ifade ihtiyacı önemli. Neredeyse tamamıyla sanallaşmış, paylaşımların, ekranlarla kısıtlandığı zamanlarda kendimce bir avuntum var. Hiç olmazsa diyorum. Bu paylaşım içerikleri için çaba harcayıp var oluş kaygılarına düşüyorlar. Bazılarını fotoğraf çekerken görüyorum. Kendisi için değil de sosyal platform paylaşımı için bir gayrette oldukları hemen belli oluyor. Bir şarkıda geçiyordu. “Kendi düşlerine düşmanlara bak...” diye. San ki muhteşem potansiyeller taşımıyormuşuz, küçük birer evrenler değilmişiz, altın tozundan var olmamışız da her şey gündelik yaşam heyulasından ibaretmiş gibi...
Bir şeyden bir süreliğine uzaklaşıp tekrar dönerseniz, o şeyle ilgili değişimi, gelişimi duru bir görüyle fark ediyorsunuz. Mesela ben. Uzun zamandır bir dergi okumadığımı fark ettim. Şöyle bir göz gezdirip bir kaç paragraf okuyunca basılı medyanın nasıl evrildiğini, değiştiğini gördüm. Yalın mizanpajlar, sade ama etkili illüstrasyonlar, genç, yeni akım medyayı sindirerek büyümüş kuşağa mensup ‘çocukların’ şimdiki ihtiyaca cevap veren, meta öyküyü tanımayan aykırı çizimleri... ne çok şey kaçırmışım dedim. Bir yandan da iyi ki kaçırmışım ki, bu değişik algıyı görebiliyorum dedim.
Yeni bir şey, hiç yapmadığım şekilde bir tasarı geldi aklıma. Öyle bir şey olmalıydı ki. Tırmalarcasına kazı yaparken öteki katmanlara ve boyutlara inmeliydim. Kolaj da olabilirdi. Ait olunmayan, bir ataçla iliştirilmiş gibi eskiyip giden yaşamları betimlemek, metaforlaştırmak için kolajdan daha etkili bir yol olmazdı sanırım. Ben de öyle yapmalıydım. Eski kültleşmiş diskurlara kazı yapmak içinde eski bir kitap sayfasını kullanmak iyi olurdu. Boyasız desensiz olur mu? Olmaz tabi. Çizgi kolaj yontu, çağdaş kültür artığı malzeme filan derken bu karışık teknikli iş ortaya çıktı. Tabi ki sizlerle de paylaşmak istedim. Hoşça kalın...
YAZARLAR
Yayınlanma: 20 Mayıs 2023 - 08:00
ALTIN TOZU
Sabah saatlerinde kapalı hava
YAZARLAR
20 Mayıs 2023 - 08:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir