“Amellerin en güzelini haber vereyim mi size? Kıtlık zamanı açı doyuran, köle azad edendir.” (Beled suresi 13, 14. Ayetler)
Rabbimiz mucize kitabı Kuran-ı Kerim’de en güzel ameli kıtlık zamanı açı doyurup köle azadetmek olarak bildirmiş. Maksat karın doyurmaksa, bu kadar bolluğun olduğu bir ülkede hangi açı görseniz bir somun ekmek verseniz doyar. Köle azad etme kısmına gelince, artık kölelik devri bitti. Pazarda köle satan yok ki! Ancak manevi aç olan, ruhları demir parmaklıkların içerisinde köle olup da, nefsleri meydanlarda gezen çok insan var. Arıyoruz açları! Arıyoruz nefslerine kölelik yapanları! Biz biliyoruz ki; birçok insan dertleri sıkıntıları yüzünden geceleri sabahlara kadar uyuyamıyor. Nereden biliyorsunuz bu insanların ellerini açıp da “Bana yardım et Allah’ım!” demediklerini. “Yok mu bana yardım edecek bir kulun Allah’ım, yok mu senin hizmetli kulların, benim elimden tutsun, beni doğru yola iletsin” diye dua etmediklerini nerden biliyorsunuz? Biliyorum çünkü aynısını ben yaşadım. Ben de böyle dua edenlerden biriydim. Allah’tan yardım dilendiğim zamanda bu zikir karşıma çıktı. Ateşlerde yanıyorum, kor köz oluyorum, artık hayatımın sonu geldi dediğimde Allah elimden tuttu, çekti çıkardı beni bu ızdırabın içinden.
Deyim yerindeyse içimizde “tuzu kuru” olanlar da var. Bugün keyfimiz yerinde de, yarın ne olacağımızı kim bilebilir. Peki Allah’ı anmaktan insanlara zarar gelir mi?! Hayır! Bilakis sizlere yardım edilir. Çözülmez dediğiniz işleriniz çözülür, olmaz dedikleriniz oldurulur. İyiden, güzelden, doğrudan yana ne varsa yaşatılır.
Bu satırları okuyorsanız bilin ki sizler de nasiplilerdensiniz. Bilin ki Allah sizleri çok seviyor. Bilin ki Allah sizi sıratı müstakime, doğru yola ulaştırmak istiyor. Ve yine bilin ki Allah ne sıkıntınız varsa alacak! Ben dahil bir çok üveys kardeşimiz bunlara şahit olduk. Yaşayın ve görün deriz.
Sizlere süslü cümleler kurmuyoruz. İşin içine hava katmak için duymadığımız arapça, farsça kelimelerle de anlatmıyoruz. Yalın, sade, anlaşılır bir dille gerçek Müslüman nasıl olunur, Allah ve Resul’ü nasıl sevilir, sevgi ve aşk ile Allah’a yolculuk nasıl yapılır onu anlatmaya çalışıyoruz. Birçok yazar, düşünür, Allah’tan bahsediyor, huzuru anlatıyor, kişilerin eksiklikleri üzerinden telkinlerde bulunuyor ancak insanlara eksikliklerini gidermeleri, problemlerini çözmeleri konusunda reçete vermiyor. İnsanlar reçete istiyorlar. Tanı, teşhis koyma işi tamam, hastalık belirlendi ancak hasta hangi ilacı kullanacak, hangisini kullanırsa vücuduna zarar vermeden şifa bulacak, bu öğretilmiyor.
İşte biz üveyslere hastalığımızın reçetesi verildi. Bizler insanlara sabırlı olmalısınız, pozitif düşünmelisiniz deyip geçmiyoruz. Böyle olabilmek için yapmanız gerekeni sizlere sunuyoruz. Allah gayret eden kulunu seviyor. Sabırlı olabilmek için, huzura erebilmek için Allah’ı çokça anın diyoruz. Peki nasıl anacağız sorusuna cevap olarak da Üveys Veysel Karane zikrini tarif ediyoruz. Emek olmadan, yemek olur mu? Rabbimiz bizlere yolumuzda “Gayret senden hikmet benden, şükür senden himmet onlardan.” dedi. Gayret ederseniz hikmetimi, yardımımı gönderirim diyor Allah, verilenlere şükrederseniz, yardım evliya öğretmenlerinizden gelir demek istiyor. Yapılması gereken belli. ZİKREDİNALLAH’I! ALLAH’I ZİKREDİN! Ayrıntılı bilgi için: www.veyselkarane.com
Rabbimiz mucize kitabı Kuran-ı Kerim’de en güzel ameli kıtlık zamanı açı doyurup köle azadetmek olarak bildirmiş. Maksat karın doyurmaksa, bu kadar bolluğun olduğu bir ülkede hangi açı görseniz bir somun ekmek verseniz doyar. Köle azad etme kısmına gelince, artık kölelik devri bitti. Pazarda köle satan yok ki! Ancak manevi aç olan, ruhları demir parmaklıkların içerisinde köle olup da, nefsleri meydanlarda gezen çok insan var. Arıyoruz açları! Arıyoruz nefslerine kölelik yapanları! Biz biliyoruz ki; birçok insan dertleri sıkıntıları yüzünden geceleri sabahlara kadar uyuyamıyor. Nereden biliyorsunuz bu insanların ellerini açıp da “Bana yardım et Allah’ım!” demediklerini. “Yok mu bana yardım edecek bir kulun Allah’ım, yok mu senin hizmetli kulların, benim elimden tutsun, beni doğru yola iletsin” diye dua etmediklerini nerden biliyorsunuz? Biliyorum çünkü aynısını ben yaşadım. Ben de böyle dua edenlerden biriydim. Allah’tan yardım dilendiğim zamanda bu zikir karşıma çıktı. Ateşlerde yanıyorum, kor köz oluyorum, artık hayatımın sonu geldi dediğimde Allah elimden tuttu, çekti çıkardı beni bu ızdırabın içinden.
Deyim yerindeyse içimizde “tuzu kuru” olanlar da var. Bugün keyfimiz yerinde de, yarın ne olacağımızı kim bilebilir. Peki Allah’ı anmaktan insanlara zarar gelir mi?! Hayır! Bilakis sizlere yardım edilir. Çözülmez dediğiniz işleriniz çözülür, olmaz dedikleriniz oldurulur. İyiden, güzelden, doğrudan yana ne varsa yaşatılır.
Bu satırları okuyorsanız bilin ki sizler de nasiplilerdensiniz. Bilin ki Allah sizleri çok seviyor. Bilin ki Allah sizi sıratı müstakime, doğru yola ulaştırmak istiyor. Ve yine bilin ki Allah ne sıkıntınız varsa alacak! Ben dahil bir çok üveys kardeşimiz bunlara şahit olduk. Yaşayın ve görün deriz.
Sizlere süslü cümleler kurmuyoruz. İşin içine hava katmak için duymadığımız arapça, farsça kelimelerle de anlatmıyoruz. Yalın, sade, anlaşılır bir dille gerçek Müslüman nasıl olunur, Allah ve Resul’ü nasıl sevilir, sevgi ve aşk ile Allah’a yolculuk nasıl yapılır onu anlatmaya çalışıyoruz. Birçok yazar, düşünür, Allah’tan bahsediyor, huzuru anlatıyor, kişilerin eksiklikleri üzerinden telkinlerde bulunuyor ancak insanlara eksikliklerini gidermeleri, problemlerini çözmeleri konusunda reçete vermiyor. İnsanlar reçete istiyorlar. Tanı, teşhis koyma işi tamam, hastalık belirlendi ancak hasta hangi ilacı kullanacak, hangisini kullanırsa vücuduna zarar vermeden şifa bulacak, bu öğretilmiyor.
İşte biz üveyslere hastalığımızın reçetesi verildi. Bizler insanlara sabırlı olmalısınız, pozitif düşünmelisiniz deyip geçmiyoruz. Böyle olabilmek için yapmanız gerekeni sizlere sunuyoruz. Allah gayret eden kulunu seviyor. Sabırlı olabilmek için, huzura erebilmek için Allah’ı çokça anın diyoruz. Peki nasıl anacağız sorusuna cevap olarak da Üveys Veysel Karane zikrini tarif ediyoruz. Emek olmadan, yemek olur mu? Rabbimiz bizlere yolumuzda “Gayret senden hikmet benden, şükür senden himmet onlardan.” dedi. Gayret ederseniz hikmetimi, yardımımı gönderirim diyor Allah, verilenlere şükrederseniz, yardım evliya öğretmenlerinizden gelir demek istiyor. Yapılması gereken belli. ZİKREDİNALLAH’I! ALLAH’I ZİKREDİN! Ayrıntılı bilgi için: www.veyselkarane.com