Annelerimiz destan yazıyor!

Dünya kadınlar günü Birleşmiş Milletler tarafından 8 Mart olarak tayin edilmiş. Adı konmuş, iyi de olmuş ancak kutlama bir gün değil de, 365 güne yayılsa daha güzel olmaz mı? Her gün kadın kendini özel hissetsin. Yılın her günü mutlu olmayı hak etmiyorlar mı, ne dersiniz?
Bakın Peygamber Efendimiz ne diyor: “Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi. Güzel koku, kadın ve gözümün nuru namaz.” Bu hadiste koku olarak Rabbimiz “Rahmani kokuları” yani Adn cennetinden gelen kokuları anlatıyor. Namaz kılmanın Allah ile muhabbet halinde olma şekli olduğunu söyleyebiliriz. Peki “kadın” sevdirildi derken, bizlere neyi anlatmak istiyor Şanlı Resul?
Kadını bir doğurganlık, bir meta olarak düşünmeyin lütfen. Şanlı Peygamber Efendimiz, imanlı bir kadın hakkında “Cennet annelerin ayaklarının altındadır.” demiştir. Çünkü çocuk dünyaya geldiğinde sevgiyi, ilgiyi, imanı, komşuluk ilişkilerini, Allah ve Resul’ü sevmeyi, ilk namaz kılmayı, ilk sure ezberlemeyi hep anneden öğreniyor.İslamın ve çocuğun ilk öğretmeni annedir. Çocuğu toplum içerisindeki davranışları hususunda, Allah’ın kitabı Kuran’a göre öğreten annedir. Çocukluktan ergenliğe geçtiğinde, kişiler ile iyi ilişkiler kurmayı öğreten, onlara sevgiyi aşılayan yine annedir. Anne evi, çocukları için hizmet eden ve fedakarlık yapandır. Cömertlikte ve fedakarlıkta hiç kimse bir annenin eline su dökemez. Bir gün değil, 15 asırdır Şanlı Resulümüz kadınları anıyor. Onlara miras hakkı tanınmayan yerde haklarını vermiş, diri diri kız çocuklarının gömüldüğü cahiliye döneminde kendi kızını gömmeyerek insanlara örnek olmuştur. İslamın değil, toplumun temel taşıdır anneler. Bir anne nasıl olmalıdır derseniz Eyüp as.’ın eşi Rahime hatunu örnek verebiliriz. Eyüp as. hasta olduğunda; geçmişte kendisinin padişah olduğu, Peygamberlik yaptığı ve hatta aç kulları besledikleri ülkesinde, hastalığından sonra çocukları da dahil kimseler yiyecek vermemişler. Rahime hatun eskiden yemek dağıttıkları insanların kapılarına gidip, sokak sokak gezmiş. Eşine bir tas çorba götürebilmek içinnefsini ayaklar altına almış. Bugün Eyüp as.’ın sabrı anlatılırken, eşinin çektiği sıkıntıları kimse anlatmıyor! Yakup as’ın eşine ne demeli? Herkes Yakup as’ın oğlu Yusuf’a olan sevgisinden gözlerinin kör olduğunu anlatırken, Yusuf as.’ın annesi neden dile getirilmiyor. O güzeller güzeli anne çocuğuna ulaşamayınca hiç üzülmedi mi? Yüreği parçalanmadı mı? İşte sizlere “anne” örnekleri. İnşallah bizler de onlar gibi güzel anneler olabiliriz.
Annelerimiz bitmedi. Annelerimiz destan yazıyor! Yeter ki biz onlara gerekli değeri verelim. En azından onların bizlere gösterdiği ilgi, alaka ve sevgiye karşılık verelim. Onlar bu sevgiyi, bu ilgiyi fazlasıyla hak ediyor! Sadece 8 Mart değil, her günümüz anneler günü olsun inşallah.