Bizim gayrimenkul sektörünün kanayan yaralarından biri de budur tahmin edeceğiniz üzere. Yine sadece bizim sektörde değil hemen hemen tüm sektörlerde birilerini aradan çıkarmak en basit tabiriyle ahlaksızlık değil ama iş bilmek, ticaret yapmak vs. gibi algılanır. Yazının başlığında geçen HAFİFLİK ise tamamen karakter olarak hafiflikten öte bir şey de değildir.
İşin komiği ise bunu yapanların yaptıkları ahlaksızlığa hep bir kılıf bulmasıdır. Zaten bizim ülkemizin temel problemi, ortalama bir ahlak düzeyine sahip olmamak olduğundan bu durum çok olağandır. Bizim sektörümüzde önemli olan çalıştığımız gayrimenkul sahiplerinin dik durabilmesi ve çalışan Gayrimenkul Danışmanının ilişkilerini sağlam tutabilmesidir. Aksi durumda en küçük bir esnemeyi ne yazık ki gayrimenkul arayışında olanlar eğer hamurunda ahlaksızlık varsa hemen kullanmaya yeltenir.
Bu hafta bu durumla 2 kere karşı karşıya kaldık ki Çanakkale bu konuda ciddi anlamda çığır açmış görünüyor. Tek tük bunlar olur evet ama aynı hafta içerisinde 2 kere karşı karşıya kalmak başka bir şey diye düşünüyorum.
İlkinde Demircioğlu Caddesi üzerinde dükkan sahibi bir çift bize 900 TL vermemek için danışman arkadaşımdan ayrıldıktan sonra kapıları tek tek çalarak yöneticiye; yöneticinin işgüzarlığı ve bu hırsızlığa çanak tutmasından dolayı da mal sahibine ulaşıp bizleri aradan çıkarmaya çalıştı. Neyse ki gayrimenkul sahibinin dik duruşu sayesinde bu kişilere kiralamayı yapmadık. Çünkü niyeti daha baştan bu denli bozuk biri günü gelince gayrimenkul sahibine çok daha büyük problemler çıkaracaktır. Emek hırsızlığını bu denli olağan karşılayan hiç kimsenin bizim pazarladığımız gayrimenkullere kiracı olarak girmesine ofis olarak izin vermiyoruz neticede.
İkincisi ise çok daha ilginç ve yine bir kiralama; bizi aradan çıkarmaya çalışan hanımefendi(diyorum ama dikkate almayın) ile telefonda konuşurken 16 yıldır sektördeki biri için çok saçma bir konuşmanın taraflarından biri oldum. Ben: Siz danışman arkadaşımı aradan çıkarıp mal sahibine mi gittiniz?
Müşteri: Evet
Ben: Arkadaşım sizin için uğraşıyordu kaç gündür
Müşteri: Evet ama öyle gerekti (!)
Ben: Yaptığınız en basit tabiriyle emek hırsızlığıdır
Müşteri: Doğruyu söyleyin, siz olsanız siz de yapmaz mısınız?
Ben: Ben hırsızlık yapmam hanımefendi Yaptığı hırsızlığı o denli kabullenmiş ki bu durum ona hırsızlık değil, normal bir olay gibi geliyor. Daha acısı utanmazlıkta öyle sınıf atlamış ki bana hırsızlık yapıp yapmayacağımı sorabiliyor. İnsanın bazen nutku tutulur ya; bu durumu görünce benim de nutkum tutuldu açıkçası. Yazık demekten başka bir şey gelmiyor insanın aklına, çünkü ne deseniz boşa gidecek sözcükleriniz, tahmin edersiniz. Yukarıda dedim ya, bunların asıl sebebi ortalama bir ahlak seviyesine sahip olmamız ve hırsızlığın, dolandırıcılığın, hak yemenin, kayırmanın, yolsuzluğun bu denli hayatımızda olağanlaşmasıdır. Bir kişinin mazereti ne olursa olsun başka bir kişinin emeğine, kazancına göz dikebilecek hafifliğe ulaşmış olması gerçekten çok üzücü. Bununla beraber hep dediğim gibi; düzgün, dik duran, emeğin değerini bilengayrimenkul sahipleri ve müşteriler olduğu için bu piyasa güzeldir. İyi ki sizler varsınız, çünkü sizler olmasanız bu hafiflikler ile uğraşmak çok yıpratıcı olurdu. Bu Şehri ve Bu İşi Çok Seviyoruz…
İşin komiği ise bunu yapanların yaptıkları ahlaksızlığa hep bir kılıf bulmasıdır. Zaten bizim ülkemizin temel problemi, ortalama bir ahlak düzeyine sahip olmamak olduğundan bu durum çok olağandır. Bizim sektörümüzde önemli olan çalıştığımız gayrimenkul sahiplerinin dik durabilmesi ve çalışan Gayrimenkul Danışmanının ilişkilerini sağlam tutabilmesidir. Aksi durumda en küçük bir esnemeyi ne yazık ki gayrimenkul arayışında olanlar eğer hamurunda ahlaksızlık varsa hemen kullanmaya yeltenir.
Bu hafta bu durumla 2 kere karşı karşıya kaldık ki Çanakkale bu konuda ciddi anlamda çığır açmış görünüyor. Tek tük bunlar olur evet ama aynı hafta içerisinde 2 kere karşı karşıya kalmak başka bir şey diye düşünüyorum.
İlkinde Demircioğlu Caddesi üzerinde dükkan sahibi bir çift bize 900 TL vermemek için danışman arkadaşımdan ayrıldıktan sonra kapıları tek tek çalarak yöneticiye; yöneticinin işgüzarlığı ve bu hırsızlığa çanak tutmasından dolayı da mal sahibine ulaşıp bizleri aradan çıkarmaya çalıştı. Neyse ki gayrimenkul sahibinin dik duruşu sayesinde bu kişilere kiralamayı yapmadık. Çünkü niyeti daha baştan bu denli bozuk biri günü gelince gayrimenkul sahibine çok daha büyük problemler çıkaracaktır. Emek hırsızlığını bu denli olağan karşılayan hiç kimsenin bizim pazarladığımız gayrimenkullere kiracı olarak girmesine ofis olarak izin vermiyoruz neticede.
İkincisi ise çok daha ilginç ve yine bir kiralama; bizi aradan çıkarmaya çalışan hanımefendi(diyorum ama dikkate almayın) ile telefonda konuşurken 16 yıldır sektördeki biri için çok saçma bir konuşmanın taraflarından biri oldum. Ben: Siz danışman arkadaşımı aradan çıkarıp mal sahibine mi gittiniz?
Müşteri: Evet
Ben: Arkadaşım sizin için uğraşıyordu kaç gündür
Müşteri: Evet ama öyle gerekti (!)
Ben: Yaptığınız en basit tabiriyle emek hırsızlığıdır
Müşteri: Doğruyu söyleyin, siz olsanız siz de yapmaz mısınız?
Ben: Ben hırsızlık yapmam hanımefendi Yaptığı hırsızlığı o denli kabullenmiş ki bu durum ona hırsızlık değil, normal bir olay gibi geliyor. Daha acısı utanmazlıkta öyle sınıf atlamış ki bana hırsızlık yapıp yapmayacağımı sorabiliyor. İnsanın bazen nutku tutulur ya; bu durumu görünce benim de nutkum tutuldu açıkçası. Yazık demekten başka bir şey gelmiyor insanın aklına, çünkü ne deseniz boşa gidecek sözcükleriniz, tahmin edersiniz. Yukarıda dedim ya, bunların asıl sebebi ortalama bir ahlak seviyesine sahip olmamız ve hırsızlığın, dolandırıcılığın, hak yemenin, kayırmanın, yolsuzluğun bu denli hayatımızda olağanlaşmasıdır. Bir kişinin mazereti ne olursa olsun başka bir kişinin emeğine, kazancına göz dikebilecek hafifliğe ulaşmış olması gerçekten çok üzücü. Bununla beraber hep dediğim gibi; düzgün, dik duran, emeğin değerini bilengayrimenkul sahipleri ve müşteriler olduğu için bu piyasa güzeldir. İyi ki sizler varsınız, çünkü sizler olmasanız bu hafiflikler ile uğraşmak çok yıpratıcı olurdu. Bu Şehri ve Bu İşi Çok Seviyoruz…