Prof. Dr. Alper Şener ile yaptığımız röportajın ikinci bölümü sizlerle…
Sizin dilinizde tüy bitti. Biz yazmaktan yorulduk, ama maskenin doğru kullanımını anlatır mısınız yeniden? Kullanılmış maskeyi yere atanlar var, hatta yere atılmış bir maskeyi alıp ağzına takıp giden kişilerin videoları da sosyal medyada yayınlandı.
Dikkat etmemiz gereken şey, bu virüs 1,5 metreden daha yakın ağzımızdan çıkan partiküller ile bulaşıyor. Bu partikülleri engellemek için ağzımıza, burnumuza bir bariyer lazım. Bu bariyerleri de maske ile sağlayacağız. Bu bariyerin ne kadar önemli olduğunu şöyle açıklayayım ilginç bir çalışma var. Maske kullanmaya rağmen virüsü kapan hasta grubu olmuş. Enfekte olmayanlar içine baktığınızda gözlüklü kişiler olduğu görülmüş. Maskenin koruyuculuğu anlamında şunu demek istiyoruz; maskenin koruyuculuğunda bir şüphemiz yok artık, ama doğru bir şekilde kullanmamız lazım. Ağzı ve burnu tam olarak kapatır pozisyonda kullanmak lazım. Nerelerde kullanmak lazım? Kapalı alanda gerekiyor, asansöre binerken gerekiyor, açık alanda dahi olsa 1 metreden daha yakın birisi ile konuşuyorsanız, iç içe iseniz 10 kişiden daha fazla açık alanda kalabalıklaşan bir yerdeyseniz mutlaka maskeyi takmak lazım. Onun dışında ne zamanlar maskeye ihtiyaç yok? Maske ile 7/24 yatıp kalkacak halimiz yok. Açık alanda yürüyorsanız, 1-1,5 metre sağınızda solunuz kimse yoksa, oturduğunuz bankta tek başınıza iseniz maske takmanızın bir anlamı yok. Bu periyodu iyi değerlendirmek gerekiyor. Spor yaparken maske takmanıza gerek yok açık alandaysanız. Bisiklete binerken takmanıza gerek yok. Bunlar kandaki oksijen seviyesini düşürerek maskeyi de nemlendiriyor. Maske de işlevini kaybedebilir. Maskeyi atacağınız zaman bunu bir atık gibi düşünebilirsiniz ama hassas davranmak isterseniz cebinizde taşıyacağınız bir poşetin içerisine koyarak atmanız lazım. Ağzınızda soluduğunuz bir ürün ve hijyenik de değil. Maske tiplerine baktığımızda; bez maske, cerrahi maske, N95, N99 gibi farklı maske tipleri var. Bende hatta Youtube kanalı açtım bir tane. Oradan da videolu olarak anlattım. Bez maskenin dahi yüzde 60 oranında virüsü engelliyor. Cerrahi maske yüzde 80 oranında engelliyor. N95 yüzde 95 oranında engelliyor. N99 yüzde 99 oranında engelliyor. Bu ne demek 100 virüsten 99’unu tutuyor. Bez maske ise 100 virüsten 60’ını tutuyor demek. Bu geçirgenlik oranına da ekstra dikkat edilmesi gerekiyor. Bez maskelerin yıkanma avantajı var. Cerrahi maskeler yıkanmaz yıkanıp tekrar kullanılmaz.
Hocam ütüleyen bile var cerrahi maskeyi.
Yok yapmamak lazım onu. Eğer yıkayıp ütülüyorsanız cerrahi maskenin geçirgenliğini bozuyorsunuz demektir. Onun yerine bez maske kullanmanız daha mantıklı olur.
Sizin maskelerin insanları virüse alıştırdığına dair bir açıklamanız vardı bir de…
Evet öyle bir makale çıktı saygın bir dergide. Biz ona aşılama diyoruz. Doğal aşılama olduğu iddia ediliyor. Aşılama ile kastettiğimiz şey virüsü zayıflatarak vücuda verme teknolojisi. Bu şekilde de virüsün az miktarını alıyorsunuz, bağışıklık sisteminin baş edebileceği miktar vücuda girdiği zaman vücut artık onu algılıyor ve ona göre bağışıklık oluşturuyor. Maskenin gerçekten aşı çıkana kadar ki periyotta bağışık yanıtı uyarmada etkisi olabileceğini gösteren makaleler var. Bakılmış mesela maske uygulamasının yoğun olduğu gruplarda ölüm daha düşük, hastane yatışı daha düşük. Normalde bu kişilerin enfekte olmamasını bekliyorsunuz. Bakıyorsunuz antikor yanıtı var. Bu ne demek? Bunlar enfekte olmuş belirsiz geçirmiş. Neden maske bunu korumuş.
Koronavirüsün belirtileri değişti mi? Ateş ve öksürük en büyük belirtiydi sonradan tat almak eklem ağrısı gibi şikayetler de eklendi.
Aslında onlar başlangıçta bilinen bulgulardı ama Türkiye’de medyada çok yer almadı. Yoksa Dünya Sağlık Örgütü tat ve koku bozulması, ateş, eklem ağrıları, yaygın kas ağrısı, ishal, karın ağrısı gibi semptomları tanımladılar. Zaten koronavirüslerin sergilediği tablolar bunlar. Çünkü Covid-19 dışında da koronavirüslerimiz var bizim. Boğaz ağrısı da bunun içinde, ama görünür hale gelmesi değişti Türkiye’de. İlgi değiştiği için, sürekli yeni semptom gibi gündeme geldi ama yeni değil. Şunu biliyoruz ki salgının başında daha yoğun ateş bulunurken bugün hastalarımızın çok büyük bir kısmı ateşsiz geliyor. O yüzden salgının başında gördüğümüz ateşli olgular da gördüğümüz semptomlar değildi. Covid 19 dışındaki koronavirüslerde belirgin olarak ateş görmeyiz aslında.
Koronavirüs hayvanlara geçiyor mu peki?
Bu hayvanlarda olan bir virüs, ama Covid-19 değil. Bu zamana kadar sokak hayvanlarında evcil hayvanlarda olduğu görülmedi. Bir tane olgu var onunla ilgili. Almanya’da bir kaplanda. Oda bakıcısından muhtemelen ona geçtiği düşünülüyor. Koronavirüsler zaten doğada olan virüsler. Hayvanlardan bize geldi. Dolayısıyla tersi de insanlardan hayvanlara gitmesi de, nakli teknik olarak mümkün. İlk başta yarasa ile başladı. Yarasalarda görünen yüzey partiküllerindeki değişimle birlikte pangoline geçme, pangolinden insanlara geçme olarak virüs seyri ön olana çıktığı için dolayısıyla teknik olarak da hayvanlarda görülmesi mümkün, ama bu zamana kadar Covid-19 tanısı almış tek hayvan benim hatırladığım kadarıyla o kaplan oldu.
Bir de şu çok soru işareti olarak akıllarda kaldı. Biliyorsunuz Belediye Meclis Üyesi Erdal Gezen’in testi pozitif çıktı. Pozitif çıkınca hemen 3 Eylül’de yapılan toplantıda bulunan görevliler, gazeteciler 1 hafta sonra evlerinde izolasyona alındı. Sonunda ise pozitif vaka tespit edilmedi. Erdal Gezen’in yanında bulunan bir diğer CHP’li meclis üyesi Gülay Güney Sarıkaya’nın maskesi çenesindeydi. Erdal Gezen koronavirüs olduğundan habersizdi ve maskesi çenesindeydi ve yan yana oturuyorlardı. Ayrıca ortak kullanılan bir kalem de vardı. Buna rağmen Sarıkaya’nın testi negatif çıktı. Bunu nasıl değerlendireceksiniz?
Kişinin çıkardığı virüs miktarı önemli. Koronavirüste bulaştırıcılık skoru dediğimiz bir skor var. Bu virüsün başlangıçtaki AR0 skoru 18’lerdeydi. Yani bir kişi odaya girdiğinde 18 kişiyi enfekte edebilecek pozisyonda olduğu düşünülüyordu. Zaman içerisinde o AR skoru düştü. AR skorunun düşmesinde bir sürü sebepleri var. Virüsün değişim göstermesi, kişilerin diğer koronavirüs tiplerini geçirenlere karşı kısmı bağışıklık olması gibi bir sürü iddialar var bunun beraberinde. Anlattığınız örnek üzerinden hareket edecek olursak, muhtemelen o kişinin boğazındaki virüs miktarı çok yüksek değildir. Çok yüksek olmadığı için etrafa yaymamıştır.
Kuluçka dönemindeyken bulaşıyor mu?
Tabii kuluçka dönemindeyken de bulaşır. Sıfır noktasını tespit etmek mümkün değil hastada.
Dışarıda yemek yemek, içmek ne kadar riskli? Sipariş verdiğimiz yemeklerin kese kağıtları poşetler de risk oluşturuyor mu?
Dışarı da yemek riskli, ancak cansız yüzeyden bulaş hiç bu zamana kadar gösterilmedi. Bu hipotez olarak mümkün ama bu zamana kadar cansız yüzeyden hiç bulaş gösterilmedi.
İsteyen herkes test yaptırabiliyor mu?
Kendini kötü hissedenler acil servise başvuracak, ya da mesai saatleri içerisinde covid-19 poliklinikten işlem yapılarak, sorgulama formundaki 14 bulgudan herhangi ikisi ya da üçü varsa, klinik şüphe de varsa hastada ona yönelik korona testi istiyoruz. Test aynı gün sonuçlanıyor. 10 ÜZERİNDEN 10’LUK KARNE
Hocam şimdi sizden bir de koronavirüs karnesine not vermenizi isteyeceğim. Çanakkale’de İl Sağlık Müdürlüğünün koronavirüs ile mücadelesine 10 üzerinden kaç verirsiniz?
Ben de içinde olduğum için 10 veririm tabii ki.
ÇOMÜ Pandemi Hastanesine kaç puan verirsiniz?
Yine içinde olduğumuz için kendimizden not kırmak değişik olur. 10 puan ona da.
Çanakkale’nin koronavirüs ile mücadelesine kaç puan verirsiniz?
Ona da 10 puan veririm. Çanakkale bu konuda duyarlı iller arasında.
Dünyada koronavirüs ile mücadele en takdir ettiğiniz 3 ülke hangisi?
Türkiye, Almanya ve Kore.
Aşı çalışmaları yapan ülkeler arasında hangisine daha çok güveniyorsunuz?
ABD.
COVİD-19 Günlükleri yazı dizisinden ileride kitap çıkarmayı düşünür müsünüz?
Hiç aklıma gelmedi! Olabilir neden olmasın? Öykü olabilir hastanede yaşadıklarımız, başımıza gelenler olabilir. Şimdi aklıma geldi sayenizde.
Peki bu salgın ne zaman biter? Pek çok ünlü astrolog 2021 mart ya da nisan ayında salgının dünyada biteceğini söylüyor. Siz bilim insanı olarak ne dersiniz?
Astrologlar çok iyimser. Dünya geneli için 2022 gibi tahmin ediliyor. Aslında salgından çıkıp hastalığın görünmemesi demek değildir bu. Artık influenza gibi epidemik olması demek oluyor yani alışmamız gerekiyor. Türkiye için 2021 Temmuz ayı olarak görünüyor.
Teşekkür ederiz. Son olarak eklemek isteyeceğiniz bir şey var mı?
Çanakkalelilere hassasiyetleri için teşekkür ederiz. Salgın sürecinde bizim 10 puan almamıza büyük faydaları oldu. İnşallah bu süreci birlikte atlatacağız. Süreç zor, yavaş işliyor. Çanakkale Türkiye’deki pek çok ilden daha erken normale döner. Şu anda hasta yoğunluğu olarak baktığımızda çok ciddi sürecin içerisinde değiliz. Biz diğer illere göre kıyaslıyoruz kendimizi. Kış dönemi için dikkat etmek lazım. Koronanın ekstra artması bizim için dezavantaj olacak. Umarız bugünleri aramayız.
Sizin dilinizde tüy bitti. Biz yazmaktan yorulduk, ama maskenin doğru kullanımını anlatır mısınız yeniden? Kullanılmış maskeyi yere atanlar var, hatta yere atılmış bir maskeyi alıp ağzına takıp giden kişilerin videoları da sosyal medyada yayınlandı.
Dikkat etmemiz gereken şey, bu virüs 1,5 metreden daha yakın ağzımızdan çıkan partiküller ile bulaşıyor. Bu partikülleri engellemek için ağzımıza, burnumuza bir bariyer lazım. Bu bariyerleri de maske ile sağlayacağız. Bu bariyerin ne kadar önemli olduğunu şöyle açıklayayım ilginç bir çalışma var. Maske kullanmaya rağmen virüsü kapan hasta grubu olmuş. Enfekte olmayanlar içine baktığınızda gözlüklü kişiler olduğu görülmüş. Maskenin koruyuculuğu anlamında şunu demek istiyoruz; maskenin koruyuculuğunda bir şüphemiz yok artık, ama doğru bir şekilde kullanmamız lazım. Ağzı ve burnu tam olarak kapatır pozisyonda kullanmak lazım. Nerelerde kullanmak lazım? Kapalı alanda gerekiyor, asansöre binerken gerekiyor, açık alanda dahi olsa 1 metreden daha yakın birisi ile konuşuyorsanız, iç içe iseniz 10 kişiden daha fazla açık alanda kalabalıklaşan bir yerdeyseniz mutlaka maskeyi takmak lazım. Onun dışında ne zamanlar maskeye ihtiyaç yok? Maske ile 7/24 yatıp kalkacak halimiz yok. Açık alanda yürüyorsanız, 1-1,5 metre sağınızda solunuz kimse yoksa, oturduğunuz bankta tek başınıza iseniz maske takmanızın bir anlamı yok. Bu periyodu iyi değerlendirmek gerekiyor. Spor yaparken maske takmanıza gerek yok açık alandaysanız. Bisiklete binerken takmanıza gerek yok. Bunlar kandaki oksijen seviyesini düşürerek maskeyi de nemlendiriyor. Maske de işlevini kaybedebilir. Maskeyi atacağınız zaman bunu bir atık gibi düşünebilirsiniz ama hassas davranmak isterseniz cebinizde taşıyacağınız bir poşetin içerisine koyarak atmanız lazım. Ağzınızda soluduğunuz bir ürün ve hijyenik de değil. Maske tiplerine baktığımızda; bez maske, cerrahi maske, N95, N99 gibi farklı maske tipleri var. Bende hatta Youtube kanalı açtım bir tane. Oradan da videolu olarak anlattım. Bez maskenin dahi yüzde 60 oranında virüsü engelliyor. Cerrahi maske yüzde 80 oranında engelliyor. N95 yüzde 95 oranında engelliyor. N99 yüzde 99 oranında engelliyor. Bu ne demek 100 virüsten 99’unu tutuyor. Bez maske ise 100 virüsten 60’ını tutuyor demek. Bu geçirgenlik oranına da ekstra dikkat edilmesi gerekiyor. Bez maskelerin yıkanma avantajı var. Cerrahi maskeler yıkanmaz yıkanıp tekrar kullanılmaz.
Hocam ütüleyen bile var cerrahi maskeyi.
Yok yapmamak lazım onu. Eğer yıkayıp ütülüyorsanız cerrahi maskenin geçirgenliğini bozuyorsunuz demektir. Onun yerine bez maske kullanmanız daha mantıklı olur.
Sizin maskelerin insanları virüse alıştırdığına dair bir açıklamanız vardı bir de…
Evet öyle bir makale çıktı saygın bir dergide. Biz ona aşılama diyoruz. Doğal aşılama olduğu iddia ediliyor. Aşılama ile kastettiğimiz şey virüsü zayıflatarak vücuda verme teknolojisi. Bu şekilde de virüsün az miktarını alıyorsunuz, bağışıklık sisteminin baş edebileceği miktar vücuda girdiği zaman vücut artık onu algılıyor ve ona göre bağışıklık oluşturuyor. Maskenin gerçekten aşı çıkana kadar ki periyotta bağışık yanıtı uyarmada etkisi olabileceğini gösteren makaleler var. Bakılmış mesela maske uygulamasının yoğun olduğu gruplarda ölüm daha düşük, hastane yatışı daha düşük. Normalde bu kişilerin enfekte olmamasını bekliyorsunuz. Bakıyorsunuz antikor yanıtı var. Bu ne demek? Bunlar enfekte olmuş belirsiz geçirmiş. Neden maske bunu korumuş.
Koronavirüsün belirtileri değişti mi? Ateş ve öksürük en büyük belirtiydi sonradan tat almak eklem ağrısı gibi şikayetler de eklendi.
Aslında onlar başlangıçta bilinen bulgulardı ama Türkiye’de medyada çok yer almadı. Yoksa Dünya Sağlık Örgütü tat ve koku bozulması, ateş, eklem ağrıları, yaygın kas ağrısı, ishal, karın ağrısı gibi semptomları tanımladılar. Zaten koronavirüslerin sergilediği tablolar bunlar. Çünkü Covid-19 dışında da koronavirüslerimiz var bizim. Boğaz ağrısı da bunun içinde, ama görünür hale gelmesi değişti Türkiye’de. İlgi değiştiği için, sürekli yeni semptom gibi gündeme geldi ama yeni değil. Şunu biliyoruz ki salgının başında daha yoğun ateş bulunurken bugün hastalarımızın çok büyük bir kısmı ateşsiz geliyor. O yüzden salgının başında gördüğümüz ateşli olgular da gördüğümüz semptomlar değildi. Covid 19 dışındaki koronavirüslerde belirgin olarak ateş görmeyiz aslında.
Koronavirüs hayvanlara geçiyor mu peki?
Bu hayvanlarda olan bir virüs, ama Covid-19 değil. Bu zamana kadar sokak hayvanlarında evcil hayvanlarda olduğu görülmedi. Bir tane olgu var onunla ilgili. Almanya’da bir kaplanda. Oda bakıcısından muhtemelen ona geçtiği düşünülüyor. Koronavirüsler zaten doğada olan virüsler. Hayvanlardan bize geldi. Dolayısıyla tersi de insanlardan hayvanlara gitmesi de, nakli teknik olarak mümkün. İlk başta yarasa ile başladı. Yarasalarda görünen yüzey partiküllerindeki değişimle birlikte pangoline geçme, pangolinden insanlara geçme olarak virüs seyri ön olana çıktığı için dolayısıyla teknik olarak da hayvanlarda görülmesi mümkün, ama bu zamana kadar Covid-19 tanısı almış tek hayvan benim hatırladığım kadarıyla o kaplan oldu.
Bir de şu çok soru işareti olarak akıllarda kaldı. Biliyorsunuz Belediye Meclis Üyesi Erdal Gezen’in testi pozitif çıktı. Pozitif çıkınca hemen 3 Eylül’de yapılan toplantıda bulunan görevliler, gazeteciler 1 hafta sonra evlerinde izolasyona alındı. Sonunda ise pozitif vaka tespit edilmedi. Erdal Gezen’in yanında bulunan bir diğer CHP’li meclis üyesi Gülay Güney Sarıkaya’nın maskesi çenesindeydi. Erdal Gezen koronavirüs olduğundan habersizdi ve maskesi çenesindeydi ve yan yana oturuyorlardı. Ayrıca ortak kullanılan bir kalem de vardı. Buna rağmen Sarıkaya’nın testi negatif çıktı. Bunu nasıl değerlendireceksiniz?
Kişinin çıkardığı virüs miktarı önemli. Koronavirüste bulaştırıcılık skoru dediğimiz bir skor var. Bu virüsün başlangıçtaki AR0 skoru 18’lerdeydi. Yani bir kişi odaya girdiğinde 18 kişiyi enfekte edebilecek pozisyonda olduğu düşünülüyordu. Zaman içerisinde o AR skoru düştü. AR skorunun düşmesinde bir sürü sebepleri var. Virüsün değişim göstermesi, kişilerin diğer koronavirüs tiplerini geçirenlere karşı kısmı bağışıklık olması gibi bir sürü iddialar var bunun beraberinde. Anlattığınız örnek üzerinden hareket edecek olursak, muhtemelen o kişinin boğazındaki virüs miktarı çok yüksek değildir. Çok yüksek olmadığı için etrafa yaymamıştır.
Kuluçka dönemindeyken bulaşıyor mu?
Tabii kuluçka dönemindeyken de bulaşır. Sıfır noktasını tespit etmek mümkün değil hastada.
Dışarıda yemek yemek, içmek ne kadar riskli? Sipariş verdiğimiz yemeklerin kese kağıtları poşetler de risk oluşturuyor mu?
Dışarı da yemek riskli, ancak cansız yüzeyden bulaş hiç bu zamana kadar gösterilmedi. Bu hipotez olarak mümkün ama bu zamana kadar cansız yüzeyden hiç bulaş gösterilmedi.
İsteyen herkes test yaptırabiliyor mu?
Kendini kötü hissedenler acil servise başvuracak, ya da mesai saatleri içerisinde covid-19 poliklinikten işlem yapılarak, sorgulama formundaki 14 bulgudan herhangi ikisi ya da üçü varsa, klinik şüphe de varsa hastada ona yönelik korona testi istiyoruz. Test aynı gün sonuçlanıyor. 10 ÜZERİNDEN 10’LUK KARNE
Hocam şimdi sizden bir de koronavirüs karnesine not vermenizi isteyeceğim. Çanakkale’de İl Sağlık Müdürlüğünün koronavirüs ile mücadelesine 10 üzerinden kaç verirsiniz?
Ben de içinde olduğum için 10 veririm tabii ki.
ÇOMÜ Pandemi Hastanesine kaç puan verirsiniz?
Yine içinde olduğumuz için kendimizden not kırmak değişik olur. 10 puan ona da.
Çanakkale’nin koronavirüs ile mücadelesine kaç puan verirsiniz?
Ona da 10 puan veririm. Çanakkale bu konuda duyarlı iller arasında.
Dünyada koronavirüs ile mücadele en takdir ettiğiniz 3 ülke hangisi?
Türkiye, Almanya ve Kore.
Aşı çalışmaları yapan ülkeler arasında hangisine daha çok güveniyorsunuz?
ABD.
COVİD-19 Günlükleri yazı dizisinden ileride kitap çıkarmayı düşünür müsünüz?
Hiç aklıma gelmedi! Olabilir neden olmasın? Öykü olabilir hastanede yaşadıklarımız, başımıza gelenler olabilir. Şimdi aklıma geldi sayenizde.
Peki bu salgın ne zaman biter? Pek çok ünlü astrolog 2021 mart ya da nisan ayında salgının dünyada biteceğini söylüyor. Siz bilim insanı olarak ne dersiniz?
Astrologlar çok iyimser. Dünya geneli için 2022 gibi tahmin ediliyor. Aslında salgından çıkıp hastalığın görünmemesi demek değildir bu. Artık influenza gibi epidemik olması demek oluyor yani alışmamız gerekiyor. Türkiye için 2021 Temmuz ayı olarak görünüyor.
Teşekkür ederiz. Son olarak eklemek isteyeceğiniz bir şey var mı?
Çanakkalelilere hassasiyetleri için teşekkür ederiz. Salgın sürecinde bizim 10 puan almamıza büyük faydaları oldu. İnşallah bu süreci birlikte atlatacağız. Süreç zor, yavaş işliyor. Çanakkale Türkiye’deki pek çok ilden daha erken normale döner. Şu anda hasta yoğunluğu olarak baktığımızda çok ciddi sürecin içerisinde değiliz. Biz diğer illere göre kıyaslıyoruz kendimizi. Kış dönemi için dikkat etmek lazım. Koronanın ekstra artması bizim için dezavantaj olacak. Umarız bugünleri aramayız.